Zihinsel Gelişimsel Bozukluk (Entellektüel Bozukluk)
(DSM-5 Tanı Başlığı: Intellectual Disability [Intellectual Developmental Disorder])
📌 Tanım
Zihinsel Gelişimsel Bozukluk (ZGB), bireyin genel zihinsel işleyiş düzeyinde önemli yetersizlikler yaşadığı ve bunun günlük yaşamdaki adaptif işlevleri anlamlı şekilde sınırladığı bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu bozukluk, gelişimsel dönemde ortaya çıkar (genellikle 18 yaşından önce) ve yaşam boyu süren bir durumdur.
🧠 Temel Tanı Kriterleri (DSM-5’e göre)
DSM-5 üç ana alanda yetersizlik bulunmasını şart koşar:
1. Zihinsel İşlevlerde Bozulma
– Akıl yürütme, problem çözme, planlama, soyut düşünme, akademik öğrenme ve deneyimden öğrenme gibi genel entelektüel yetilerde önemli gerilik
– Bu durum genellikle bireysel IQ testleri ile değerlendirilir (IQ ≈ 70 ve altı)
2. Uyumsal Davranışlarda Sınırlılık
– Kişisel bağımsızlık ve sosyal sorumluluk gibi günlük yaşamsal becerilerde zorluk
– Üç alanda değerlendirilir:
- Kavramsal (dil, yazı, para kullanımı vb.)
- Sosyal (iletişim, kişilerarası ilişkiler, sosyal karar verme)
- Pratik (kişisel bakım, ev işleri, mesleki beceriler)
3. Gelişimsel Dönemde Başlangıç
– Belirtiler çocukluk veya ergenlik döneminde başlamalıdır.
📊 Şiddet Düzeyleri
DSM-5, ZGB’yi IQ düzeyine göre değil, adaptif işlevlerdeki zorluk derecesine göre sınıflandırır:
Düzey | Tanım |
Hafif | Basit gündelik yaşam becerilerinde destekle bağımsızlık mümkün |
Orta | Günlük yaşamda sık sık denetim ve eğitim gerekir |
Ağır | Kişisel bakım ve güvenlik alanlarında yoğun yardım gerekir |
Çok Ağır | Sürekli gözetim, bakım ve yönlendirme gereklidir |
📌 Ayırıcı Tanı
- Spesifik öğrenme bozukluğu
- Otizm spektrum bozukluğu
- Global gelişimsel gecikme (özellikle 5 yaş altı çocuklarda geçici bir tanı olarak kullanılır)
🔍 Epidemiyoloji ve Nedenler
- Yaygınlık: Toplumda yaklaşık %1 oranında görülür
- Genetik nedenler: Down sendromu, Fragile X sendromu vb.
- Doğum öncesi faktörler: Alkol kullanımı, yetersiz beslenme, enfeksiyon
- Doğum sırası ve sonrası faktörler: Doğum travması, beyin enfeksiyonları, ağır travma
🎯 Müdahale ve Destek
Zihinsel gelişimsel bozukluk kalıcıdır, ancak birey destekle işlevselliğini geliştirebilir.
Destekleyici yaklaşımlar:
- Özel eğitim ve bireyselleştirilmiş öğretim planları (BEP)
- Günlük yaşam becerileri eğitimi
- Davranışsal terapi ve sosyal beceri eğitimi
- Aile eğitimi ve danışmanlık
- İş-uğraşı terapisi ve ergoterapi
- Toplumsal entegrasyon programları
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.).
- Schalock, R. L., et al. (2010). “Intellectual Disability: Definition, Classification, and Systems of Supports.” AAIDD.
- Tassé, M. J., et al. (2016). “The Construct of Adaptive Behavior: Its Conceptual and Measurement Framework.” Intellectual and Developmental Disabilities, 54(4), 301–309.
- APA (2023). https://www.psychiatry.org
İletişim Bozuklukları
(DSM-5 Tanı Başlığı: Communication Disorders)
📌 Tanım
İletişim bozuklukları, bireyin konuşma, dil ve iletişim becerilerinde gelişimsel olarak belirgin sınırlılıklar yaşadığı nörogelişimsel bozukluk grubudur. Bu bozukluklar çocuklukta başlar ve akademik başarıyı, sosyal ilişkileri veya işlevselliği anlamlı düzeyde etkileyebilir.
DSM-5’e göre iletişim bozuklukları kendi içinde 5 alt başlık altında sınıflandırılır:
🧩 1. Dil Bozukluğu (Language Disorder)
- Tanım: Dilin edinimi ve kullanımında yaşanan kalıcı zorluklardır.
- Belirtiler:
- Kelime dağarcığı sınırlılığı
- Cümle kurmada bozukluk
- Anlatımda zorluk
- Yaşa uygun olmayan dil kullanımı
- Etki: Okul başarısı ve sosyal ilişkilerde belirgin sorunlar
🧩 2. Konuşma Sesi Bozukluğu (Speech Sound Disorder)
- Tanım: Konuşma seslerinin doğru üretilmesinde güçlük
- Belirtiler:
- Sesleri yanlış ya da eksik çıkarma
- Anlaşılabilirlikte düşüklük
- Gelişimsel yaşa göre beklenenden geri sesletim becerisi
- Ayırıcı Tanı: Gelişimsel gecikmeden ayrıştırılmalıdır
🧩 3. Çocukluk Çağı Başlangıçlı Akıcılık Bozukluğu (Kekemelik)
(Childhood-Onset Fluency Disorder)
- Tanım: Konuşma akıcılığında ve zamanlamasında süreklilik bozukluğu
- Belirtiler:
- Ses ya da hece tekrarları
- Uzatmalar
- Konuşma blokları
- Söz öncesi gerginlik ve kaçınma davranışları
- Sıklık: Genellikle 2–7 yaş arasında başlar
🧩 4. Sosyal (Pragmatik) İletişim Bozukluğu
- Tanım: Konuşmanın sosyal kullanımında zorluk
- Belirtiler:
- Konuşma başlatma ve sürdürmede zorluk
- Dinleyiciye göre dil uyarlayamama
- Sözlü ve sözsüz ipuçlarını anlayamama
- Konu dışı konuşmalar veya bağlama uymayan ifadeler
- Ayırıcı Tanı: Otizm spektrum bozukluğunda benzer belirtiler olabilir; ancak burada tekrarlayıcı davranışlar görülmez
🧩 5. Belirlenmemiş İletişim Bozukluğu
- Klinik tablo belirgindir ancak mevcut tanı kategorilerinin hiçbirine tam olarak uymaz.
🔬 Değerlendirme Süreci
- Multidisipliner yaklaşım: Psikolog, dil ve konuşma terapisti, çocuk nörologu
- Standart testler: CELF, PPVT, WISC alt testleri
- Aile gözlemi ve öğretmen raporları
🎯 Müdahale ve Destek
- Dil ve konuşma terapisi (DKT)
- Oyun temelli terapi ve sosyal beceri çalışmaları
- Ebeveyn eğitimi ve okul temelli müdahale
- Kekemelikte desensitizasyon teknikleri ve nefes kontrolü
- Pragmatik dil çalışmaları (konuşma senaryoları, hikâye tamamlama)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5).
- Paul, R. (2017). Language Disorders from Infancy through Adolescence (5th ed.). Elsevier.
- Conture, E. G., & Curlee, R. F. (2007). Stuttering and Related Disorders of Fluency.
- APA (2023). Communication Disorders Overview. apa.org
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)
(DSM-5 Tanı Başlığı: Autism Spectrum Disorder)
📌 Tanım
Otizm Spektrum Bozukluğu, sosyal iletişim ve etkileşimde kalıcı yetersizlikler ile sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar, ilgi alanları ve aktivitelerle karakterize edilen nörogelişimsel bir bozukluktur. DSM-5 ile birlikte otizm, Asperger sendromu ve yaygın gelişimsel bozukluk gibi önceki tanılar tek bir başlık altında “spektrum” kavramıyla birleştirilmiştir.
🧠 Tanı Kriterleri (DSM-5’e göre)
Otizm tanısı için iki temel alanda belirtilerin görülmesi gerekir:
A) Sosyal İletişim ve Sosyal Etkileşimde Sürekli Yetersizlik (tüm maddeler olmalı):
- Sosyal-duygusal karşılıklılıkta bozulma
- Göz teması kurmama, duyguları paylaşamama, başkalarının duygularını anlayamama
- Sözel olmayan iletişim davranışlarında yetersizlik
- Jest, mimik, beden dili kullanamama veya yanlış kullanma
- İlişki geliştirmede ve sürdürmede zorluk
- Yaşa uygun arkadaşlık kuramama, empati eksikliği
B) Sınırlı, Tekrarlayıcı Davranışlar, İlgi Alanları veya Aktivitelerden En Az İki Belirti
- Tekrarlayıcı motor hareketler, konuşmalar veya nesne kullanımı
- Aynılıkta ısrar etme, değişikliklere aşırı tepki verme
- Yoğun, sabit, sıra dışı ilgi alanları
- Duyusal girdilere aşırı hassasiyet veya duyarsızlık
- Ses, ışık, dokunma gibi uyaranlara olağandışı tepki
📌 Diğer Tanı Özellikleri
- Belirtiler erken gelişim döneminde başlamalıdır (çoğu zaman ilk 3 yaş)
- Belirtiler sosyal, mesleki ve diğer önemli alanlarda işlevsellikte bozulmaya neden olmalıdır
- Zihinsel yetersizlik veya genel gelişim geriliği varsa, sosyal iletişim düzeyindeki eksiklik beklenenden fazlaysa tanı konur
🧮 Şiddet Düzeyleri (DSM-5’e göre)
DSM-5, destek ihtiyacına göre 3 düzey belirler:
Seviye | Tanım |
1 | Düşük destek ihtiyacı (hafif OSB) |
2 | Orta düzeyde destek ihtiyacı |
3 | Yoğun destek ihtiyacı (ağır OSB) |
📊 Yaygınlık ve Nedenler
- Erkeklerde kızlara göre yaklaşık 4 kat daha sık görülür
- Nedenleri çok faktörlüdür:
- Genetik: %70’e kadar kalıtım etkili olabilir
- Prenatal faktörler: İleri anne-baba yaşı, gebelik enfeksiyonları
- Nörolojik farklılıklar: Beyin gelişiminde farklılıklar, sinaptik işlev bozuklukları
🧩 Ayırıcı Tanılar
- Zihinsel gelişimsel bozukluk
- Sosyal iletişim bozukluğu
- Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB)
- Duygu-durum bozuklukları
🎯 Müdahale ve Destek
Otizmi “tedavi etme” değil, yaşam kalitesini artırma ve işlevselliği destekleme hedeflenir:
Müdahale Yöntemleri:
- Davranışsal müdahaleler: ABA (Uygulamalı Davranış Analizi)
- Dil ve konuşma terapisi
- Ergoterapi (iş-uğraşı terapisi)
- Duyusal bütünleme terapileri
- Ebeveyn eğitimi ve aile desteği
- İlaçlar: Duygusal regülasyon, irritabilite ve eşlik eden durumlar için (ör. risperidon)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Lord, C., Elsabbagh, M., Baird, G., & Veenstra-Vanderweele, J. (2018). “Autism spectrum disorder.” The Lancet, 392(10146), 508–520.
- Volkmar, F. R., & Wiesner, L. A. (2019). A Practical Guide to Autism. Wiley.
- APA (2023). Autism Resources. www.psychiatry.org
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
(DSM-5 Tanı Başlığı: Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder – ADHD)
📌 Tanım
DEHB, bireyin yaşına ve gelişim düzeyine göre beklenenin üzerinde dikkat eksikliği, hiperaktivite ve/veya dürtüsellik belirtileri göstermesiyle karakterize edilen, çocukluk çağında başlayan ve erişkinlikte de sürebilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Bozukluk, bireyin akademik, sosyal ve mesleki işlevselliğini önemli ölçüde etkileyebilir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
DEHB tanısı için aşağıdaki belirtiler en az 6 ay boyunca, gelişim düzeyine göre uygunsuz ve işlevselliği bozacak düzeyde olmalıdır. 17 yaş altı bireylerde en az 6, 17 yaş ve üzerindekilerde en az 5 belirti aranır.
A) Dikkat Eksikliği Belirtileri (en az 6’sı)
- Detaylara dikkat etmez, hatalar yapar
- Dikkati sürdürmekte zorlanır
- Dinlemiyor gibi görünür
- Görevleri organize etmekte güçlük
- Görev ve etkinliklerden kaçınma
- Sıklıkla eşyalarını kaybetme
- Dış uyaranlarla kolayca dikkati dağılır
- Günlük etkinliklerde unutkanlık
B) Hiperaktivite ve Dürtüsellik Belirtileri (en az 6’sı)
- Elleri ayakları kıpır kıpır, oturduğu yerde duramaz
- Oturması gereken durumlarda kalkar
- Uygunsuz ortamlarda koşuşturur (ergenlerde huzursuzluk hissi)
- Sessizce oyun oynamakta zorlanır
- Sürekli hareket hâlindedir
- Aşırı konuşur
- Sorular tamamlanmadan cevap verir
- Sırasını beklemekte güçlük
- Başkalarının sözünü keser ya da oyununa müdahale eder
Ek kriterler:
- Belirtiler 12 yaşından önce başlamalıdır
- En az iki ortamda (ev, okul, iş vb.) görülmelidir
- Sosyal, akademik veya mesleki işlevselliği belirgin olarak bozar
- Başka bir bozuklukla daha iyi açıklanamaz
📊 DEHB Alt Tipleri (DSM-5’e göre)
- Ağırlıklı Dikkatsiz Tip (eski adıyla: dikkat eksikliği tipi)
- Ağırlıklı Hiperaktif-Dürtüsel Tip
- Bileşik Tip (Combined Type) – Her iki gruptan da yeterli belirti varsa
📌 Yaygınlık ve Seyir
- Çocuklukta %5-7 oranında görülür; erkeklerde daha sık
- Vakaların yaklaşık %50-70’i erişkinlikte de belirtiler göstermeye devam eder
- Ergenlikte hiperaktivite azalabilir, ancak içsel huzursuzluk ve dikkat sorunları sürebilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Anksiyete bozuklukları
- Depresyon
- Özgül öğrenme bozukluğu
- Davranım bozukluğu
- Bipolar bozukluk (özellikle dürtüsellik açısından)
- Otizm spektrum bozukluğu
🎯 Müdahale ve Destek
DEHB’nin tedavisinde çok yönlü ve bireye özgü bir yaklaşım benimsenir:
1. Farmakolojik Müdahale
- Stimülanlar: Metilfenidat, amfetamin türevleri
- Non-stimülanlar: Atomoksetin, guanfacin
2. Psikososyal Müdahale
- Bilişsel Davranışçı Terapi (özellikle ergen ve yetişkinlerde)
- Ebeveyn eğitimi ve davranışsal yönetim
- Sınıf içi düzenlemeler, özel eğitim desteği
- Sosyal beceri eğitimi
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Barkley, R. A. (2015). Attention-Deficit Hyperactivity Disorder: A Handbook for Diagnosis and Treatment (4th ed.). Guilford Press.
- Faraone, S. V., & Biederman, J. (2016). “The age-dependent decline of attention deficit hyperactivity disorder: A meta-analysis of follow-up studies.” Psychological Medicine, 46(9), 1799–1808.
- APA (2023). ADHD Resources. www.psychiatry.org
Özgül Öğrenme Bozukluğu
(DSM-5 Tanı Başlığı: Specific Learning Disorder)
📌 Tanım
Özgül Öğrenme Bozukluğu (ÖÖB), bireyin genel zekâsı normal veya normalin üzerinde olmasına rağmen, akademik becerilerin bir veya daha fazlasında (okuma, yazma, matematik) yaşına ve eğitim düzeyine göre beklenenin altında performans göstermesi ile karakterize edilen nörogelişimsel bir bozukluktur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Aşağıdaki alanlardan en az birinde, en az 6 ay boyunca yaşa uygun müdahaleye rağmen zorluk yaşanması:
- Doğru veya akıcı okuma
- Okunanı anlama
- Yazılı anlatım
- Sayısal hesaplama
- Sayısal akıl yürütme
- Matematiksel kavramları anlama ve uygulama
- Akademik beceriler, bireyin kronolojik yaşına göre beklenen düzeyin önemli ölçüde altındadır ve eğitim-iş yaşamında belirgin güçlük yaratır.
- Belirtiler okul çağında başlar, ancak bazı durumlarda daha geç fark edilebilir.
- Zihinsel gerilik, görsel-işitsel bozukluk, yetersiz eğitim, sosyokültürel dezavantaj gibi başka nedenlerle açıklanamaz.
🧮 Alt Tipler ve Kodlama (DSM-5’e göre)
Tanı konurken etkilenen akademik alan belirtilir:
- Okuma bozukluğu (disleksi olarak da bilinir)
- Yazılı anlatım bozukluğu (disgrafiyle ilişkili olabilir)
- Matematik bozukluğu (diskalkuli olarak adlandırılır)
Ek olarak, bireyin okuma hızı, doğruluğu, heceleme, gramer gibi alt alanlarda hangi zorlukları yaşadığı da kodlanabilir.
📊 Yaygınlık
- Genel popülasyonda görülme sıklığı %5–15 arası
- Erkeklerde kızlara göre daha sık tanı konur
- Aile öyküsü genetik risk açısından önemlidir
- Genellikle okul öncesi dönemde erken belirtiler başlar
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Zihinsel gelişimsel bozukluk (IQ <70 ise dikkate alınır)
- Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB)
- Görsel/işitsel duyu bozuklukları
- Yetersiz eğitim fırsatları
- Anksiyete veya travma temelli akademik gerilik
🎯 Müdahale ve Destek
Özgül öğrenme bozukluğunun tedavisi eğitsel temellidir. Tanıdan sonra en etkili yol bireyselleştirilmiş destek programlarıdır.
Müdahale Yöntemleri:
- Özel eğitim programları ve bireyselleştirilmiş eğitim planı (BEP)
- Disleksi/disgrafi/diskalkuli odaklı destek eğitimi
- Okuma-yazma hız ve anlama çalışmaları
- Multisensory (çoklu duyuya dayalı) eğitim yöntemleri
- Aile ve öğretmen danışmanlığı
- DEHB gibi eş tanılı durumlar varsa farmakolojik destek
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Lyon, G. R., Shaywitz, S. E., & Shaywitz, B. A. (2003). “A Definition of Dyslexia.” Annals of Dyslexia, 53(1), 1–14.
- Peterson, R. L., & Pennington, B. F. (2012). “Developmental Dyslexia.” The Lancet, 379(9830), 1997–2007.
- APA (2023). Learning Disorders Overview. www.psychiatry.org
Motor Bozukluklar (Tik Bozuklukları Dahil)
(DSM-5 Tanı Başlığı: Motor Disorders – Nörogelişimsel Bozukluklar sınıflaması altında)
📌 Tanım
Motor bozukluklar, bireyin istemli motor hareketleri planlama, yürütme veya kontrol etme becerilerinde gelişimsel düzeyin altında işlev gösterdiği, genellikle çocuklukta başlayan ve işlevselliği etkileyen bozukluklardır. DSM-5’te motor bozukluklar 4 ana başlık altında sınıflanır:
🧩 1. Gelişimsel Koordinasyon Bozukluğu (Developmental Coordination Disorder)
- Tanım: Günlük yaşama özgü motor hareketlerde (yazı yazma, makas kullanma, koşma, nesne yakalama) belirgin beceri eksikliği
- Belirtiler:
- Sık sık tökezleme, düşme
- Düğme ilikleyememe, yazıda belirgin zorluk
- Spor ve el becerilerinde yetersizlik
- Tanı: Motor beceriler yaşa göre anlamlı derecede düşük ve günlük işlevselliği etkiler
🧩 2. Stereotipik Hareket Bozukluğu (Stereotypic Movement Disorder)
- Tanım: Amaca yönelik olmayan, tekrarlayıcı, ritmik motor davranışların varlığı
- Belirtiler:
- El çırpma, baş sallama, kendi kendine vurma
- Bireye zarar verebilir (kafa vurma, deri çiğneme)
- Ayırıcı Tanı: Otizm spektrum bozukluğunda da benzer davranışlar görülebilir; burada başka alanlarda belirti yoksa ayrı bir tanı konur
- Şiddet sınıflandırması: Kendine zarar verici davranış varlığına ve müdahale ihtiyacına göre belirlenir
🧩 3. Tik Bozuklukları
Tikler, ani, hızlı, yinelenen, istemsiz kas hareketleri ya da seslerdir. DSM-5’e göre üç ana tik bozukluğu tanımlanır:
a) Tourette Bozukluğu (Tourette’s Disorder)
- Tanım: En az 1 yıl süreyle hem motor hem vokal tiklerin birlikte görülmesi
- Başlangıç: Genellikle 4–6 yaş; en şiddetli dönem 10–12 yaş
- Örnekler: Göz kırpma, omuz silkme (motor); boğaz temizleme, ses çıkarma (vokal)
b) Kronik Motor veya Vokal Tik Bozukluğu
- Tanım: Yalnızca motor ya da yalnızca vokal tiklerin varlığı (ikisi bir arada değil)
- Süre: En az 1 yıl
- Başlangıç yaşı: 18 yaş öncesi
c) Geçici Tik Bozukluğu (Provisional Tic Disorder)
- Tanım: Motor ve/veya vokal tiklerin birkaç hafta ila birkaç ay sürmesi
- Süre: 1 yıldan kısa
- Genellikle geçici olup tedavi gerektirmez
🧮 Yaygınlık
- Gelişimsel koordinasyon bozukluğu: %5–6 (okul çağı çocuklarında)
- Tourette bozukluğu: %0.3–0.8; erkeklerde daha sık
- Geçici tik bozuklukları: Çocuklukta %15’e kadar görülür
- Stereotipik davranışlar: Genellikle zihinsel yetersizlikle birlikte görülür
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Otizm spektrum bozukluğu
- Zihinsel gelişimsel bozukluk
- Obsesif kompulsif bozukluk (OKB)
- Hareket bozuklukları (örneğin distoni, myoklonus)
- Travma sonrası hareket alışkanlıkları
🎯 Müdahale ve Destek
Gelişimsel Koordinasyon Bozukluğu için:
- Ergoterapi (iş-uğraşı terapisi)
- Motor planlama becerileri eğitimi
- Sınıf içi destek ve öğretmen yönlendirmesi
Tik Bozuklukları için:
- Davranışsal terapi: Alışkanlık değiştirme terapisi (Habit Reversal Training – HRT)
- Farmakolojik destek: Özellikle Tourette için antipsikotikler (ör. risperidon), klonidin
- Psikoeğitim ve aile desteği
Stereotipik Bozukluk için:
- Fonksiyonel analiz ve davranışsal müdahaleler
- Şiddetli vakalarda ilaç desteği
- Eşlik eden gelişimsel bozuklukların yönetimi
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Leckman, J. F., & Bloch, M. H. (2012). “Clinical course of Tourette syndrome.” Journal of Child Neurology, 27(6), 683–690.
- Blank, R. et al. (2019). “European Academy of Childhood Disability (EACD) recommendations on the definition, diagnosis and intervention of developmental coordination disorder (DCD).” Developmental Medicine & Child Neurology, 61(3), 242–285.
- APA (2023). Neurodevelopmental Disorders Overview. www.psychiatry.org
Şizofreni
(DSM-5 Tanı Kodu: 295.90)
📌 Tanım
Şizofreni, bireyin düşünce, algı, duygu ve davranışlarında derin bozulmalara yol açan ve yaşam boyu sürebilen, ciddi bir psikotik bozukluktur. Belirtiler; gerçeklikten kopma (sanrılar ve varsanılar), düşünce dağınıklığı, davranışsal düzensizlik ve negatif belirtilerle kendini gösterir. İşlevsellikte belirgin bozulma ile karakterizedir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Aşağıdaki beş belirti alanından en az ikisi, 1 ay boyunca (veya tedavi ile daha kısa süre), en az biri ilk üç belirti arasında olmak üzere gözlenmelidir:
- Sanrılar
- Varsanılar (halüsinasyonlar)
- Dezorganize konuşma (mantık dışı, dağınık, tutarsız)
- Dezorganize veya katatonik davranış
- Negatif belirtiler (duygulanım küntlüğü, aloji, avolüsyon)
- Toplumsal, akademik veya mesleki işlevsellikte belirgin düşüş
- Süre: Bozukluğun toplam süresi en az 6 ay olmalı. Bu sürenin en az 1 ayında (ya da tedaviyle daha kısa sürede) aktif belirtiler olmalıdır.
- Şizoaffektif, depresif veya bipolar bozuklukla açıklanamaz.
- Madde veya tıbbi bir durumun doğrudan etkisiyle ortaya çıkmaz.
- Otizm ya da iletişim bozuklukları varsa, yalnızca sanrılar ve varsanılar da varsa bu tanı konur.
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu yaygınlık: %0.3 – 0.7
- Genellikle 15–35 yaş aralığında başlar
- Erkeklerde daha erken ve daha şiddetli seyredebilir
- Kadınlarda başlangıç yaşı daha geç ve prognoz genellikle daha iyidir
🔍 Klinik Belirtiler
Pozitif Belirtiler (fazla olanlar):
- Sanrılar
- Varsanılar
- Konuşma ve düşünce dağınıklığı
- Davranışsal düzensizlik
Negatif Belirtiler (eksik olanlar):
- Duygusal küntlük (affektif yoksunluk)
- Konuşmada yoksulluk (aloji)
- Güdü eksikliği (avolüsyon)
- Sosyal geri çekilme
Bilişsel Belirtiler:
- Dikkat dağınıklığı
- Bellek problemleri
- Yargılama ve içgörü eksikliği
🧬 Nedenler ve Risk Faktörleri
- Genetik yatkınlık (%10 birinci derece akrabada risk)
- Prenatal komplikasyonlar (gebelikte enfeksiyonlar, doğum travması)
- Nörobiyolojik faktörler (dopamin hipotezi, frontal korteks işlev bozukluğu)
- Çevresel stresörler (kent yaşamı, göç, erken çocukluk travmaları)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi (ilaç tedavisi)
- Antipsikotikler:
- Klasik: Haloperidol
- Atipik: Risperidon, olanzapin, aripiprazol, klozapin (tedaviye dirençli olgularda)
- Yan etkiler: Ekstrapiramidal bulgular, metabolik sendrom, sedasyon
2. Psikososyal Müdahale
- Bilişsel davranışçı terapi (psikotik belirtilerin yeniden yapılandırılması)
- Aile terapisi ve psiko-eğitim
- Sosyal beceri eğitimi
- İş-uğraşı terapisi
- Toplum temelli rehabilitasyon programları
📌 Seyir ve Prognoz
- Belirtiler kronik olabilir, alevlenme ve remisyon dönemleri gözlenebilir
- Tam iyileşme nadirdir; ancak düzenli tedavi ve sosyal destekle işlevsellik korunabilir
- Tedaviye dirençli şizofrenide klozapin önerilir
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Tandon, R., Gaebel, W., et al. (2013). “Definition and description of schizophrenia in the DSM-5.” Schizophrenia Research, 150(1), 3–10.
- Mueser, K. T., & Jeste, D. V. (2011). Clinical Handbook of Schizophrenia. Guilford Press.
- APA (2023). Schizophrenia Overview. www.psychiatry.org
Şizofreniform Bozukluk
(DSM-5 Tanı Kodu: 295.40)
📌 Tanım
Şizofreniform bozukluk, şizofreniyle benzer psikotik belirtiler göstermesine rağmen, süre açısından daha kısa süren ve şizofreniden ayrılan bir psikotik bozukluktur. Belirtiler en az 1 ay, en fazla 6 ay sürer. Bu sürenin sonunda birey tamamen iyileşebilir ya da şizofreni tanısı alacak şekilde belirtiler devam edebilir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Şizofrenide olduğu gibi, aşağıdaki belirtilerden en az iki tanesinin 1 ay boyunca (veya daha kısa süre, tedavi ile düzelmişse) görülmesi gerekir:
- Sanrılar
- Varsanılar (halüsinasyonlar)
- Dezorganize konuşma
- Dezorganize veya katatonik davranış
- Negatif belirtiler (örneğin: duygusal küntlük, konuşma azlığı)
En az bir belirti ilk üç maddeden biri olmalıdır.
- Belirtiler en az 1 ay, en fazla 6 ay sürmelidir.
C. Şizoaffektif bozukluk ve duygudurum bozuklukları dışlanmalıdır.
D. Belirtiler madde kullanımına veya genel tıbbi duruma bağlı olmamalıdır.
📊 Ayırıcı Noktalar (Şizofreni ile Karşılaştırma)
Özellik | Şizofreniform Bozukluk | Şizofreni |
Belirti süresi | 1–6 ay | En az 6 ay |
İşlevsellik kaybı | Olabilir ya da olmayabilir | Genellikle belirgindir |
Sonlanım | Tam iyileşme veya şizofreniye evrilme | Genellikle kronikleşir |
🔍 Klinik Seyir
- Hızlı başlangıçlı ve stresörle ilişkili şizofreniform vakalar genellikle daha iyi prognoz gösterir.
- Bireylerin yaklaşık %60-80’i ilerleyen dönemde şizofreni tanısı alabilir.
- İşlevsellik kaybının olmaması ve duygulanım belirtilerinin belirginliği iyi prognoz göstergeleridir.
🧬 Risk Faktörleri
- Şizofreni ailesel öyküsü olan bireylerde görülme riski artar
- Travmatik yaşam olayları, ani stres faktörleri ile tetiklenebilir
- Nörogelişimsel kırılganlık zemininde ortaya çıkabilir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi
- Antipsikotikler (özellikle atipik): Risperidon, olanzapin, aripiprazol
- Semptomlara göre kısa dönem ilaç tedavisi uygulanabilir
2. Psikososyal Müdahaleler
- Psikoeğitim (özellikle hastalık hakkında içgörü kazandırmak için)
- Aile desteği ve danışmanlığı
- Bilişsel davranışçı müdahaleler
- İşlevselliği sürdürmek için destekleyici terapiler
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Tandon, R., Nasrallah, H. A., & Keshavan, M. S. (2009). “Schizophreniform Disorder.” Schizophrenia Research, 112(1), 10–18.
- McGlashan, T. H. (2008). “Recovery style and outcome in schizophrenia.” Psychiatric Clinics of North America, 31(3), 547–560.
- APA (2023). Schizophreniform Disorder Overview. www.psychiatry.org
Şizoaffektif Bozukluk
(DSM-5 Tanı Kodu: 295.70)
📌 Tanım
Şizoaffektif bozukluk, şizofreniye özgü psikotik belirtiler (sanrılar, varsanılar, dezorganize konuşma vb.) ile duygudurum bozukluklarına özgü belirtilerin (depresyon ya da mani) aynı hastalık döneminde birlikte görüldüğü bir bozukluktur. Tanının temel ayırt edici yönü, psikotik belirtilerin en az 2 hafta boyunca duygudurum belirtileri olmaksızın da varlığını sürdürmesidir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Duygudurum bozukluğu (majör depresyon veya mani) ile birlikte şizofreninin aktif dönem belirtilerinin (A tanı ölçütleri) aynı anda bulunması:
– Sanrılar, varsanılar, dezorganize konuşma vb. - Psikotik belirtiler (sanrı, varsanı), duygudurum belirtileri olmadan en az 2 hafta süreyle görülür.
– Bu kriter, şizofreniyle ayırıcı tanı için zorunludur. - Duygudurum belirtileri, bozukluğun süresi boyunca toplam sürenin anlamlı bir bölümünü oluşturur.
- Madde kullanımına veya başka bir tıbbi duruma bağlı değildir.
📊 Alt Türler
- Bipolar Tip:
– Manik dönemler (çoğunlukla) ve bazen majör depresif dönemle birlikte görülür. - Depresif Tip:
– Sadece majör depresif dönem ile birlikte görülür (manik dönem yoktur).
📈 Klinik Seyir ve Yaygınlık
- Prevalans: %0.3–0.5 (şizofreniden daha nadir)
- Kadınlarda daha sık görülür, özellikle depresif tip
- Başlangıç yaşı genellikle genç yetişkinliktir
- Şizofreniden daha iyi, duygudurum bozukluklarından daha kötü prognoza sahiptir
- Hastalık seyri epizodik olabilir veya kronikleşebilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Şizofreni: Duygudurum belirtileri varsa bile toplam sürenin büyük bölümünü kapsamaz
- Bipolar/depresyon + psikotik özellikler: Psikotik belirtiler sadece duygudurum epizoduyla sınırlıdır
- Şizofreniform bozukluk
- Maddelere bağlı psikotik bozukluklar
🧬 Etiyoloji ve Risk Faktörleri
- Genetik yatkınlık (şizofreni veya bipolar bozukluk öyküsü olan bireylerde daha yaygın)
- Nörobiyolojik faktörler (dopaminerjik ve serotonerjik düzensizlikler)
- Psikososyal stresörler ve yaşam olayları tetikleyici olabilir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi
- Antipsikotikler: Psikotik belirtiler için (örneğin risperidon, olanzapin)
- Duygudurum düzenleyiciler: Lityum, valproat (bipolar tipte)
- Antidepresanlar: Depresif tip için (fluoksetin, sertralin vb.)
2. Psikososyal Müdahaleler
- Bilişsel davranışçı terapi (psikotik ve duygudurum semptomları için)
- Aile eğitimi ve destek
- Destekleyici terapi ve işlevsellik artırıcı müdahaleler
- Hastaneye yatış gerekebilir (özellikle manik ya da intihar riski yüksek dönemlerde)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Malaspina, D. et al. (2013). “Schizoaffective disorder: An overview and update.” Psychiatry Research, 205(1–2), 1–9.
- Maj, M. (2009). “Validity and clinical utility of the schizoaffective disorder diagnosis.” World Psychiatry, 8(2), 78–83.
- APA (2023). Schizoaffective Disorder Overview. www.psychiatry.org
Sanrısal Bozukluk
(DSM-5 Tanı Kodu: 297.1)
📌 Tanım
Sanrısal bozukluk, bireyin gerçeklikle uyumsuz, ancak sistematik biçimde yapılandırılmış ve süreklilik gösteren en az bir sanrısının, en az 1 ay boyunca sürmesiyle tanımlanan bir psikotik bozukluktur. Bu sanrılar dışında bireyin genel işlevselliği görece korunur ve varsanı, dezorganize konuşma ya da davranış gibi şizofrenik belirtiler baskın değildir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- En az 1 ay süreyle, bir veya daha fazla sanrının varlığı
B. Şizofreni tanı kriteri karşılanmaz
C. Sanrının etkisi dışında işlevsellik genellikle bozulmamıştır
D. Varsanılar, davranış bozuklukları, düşünce dağınıklığı gibi şizofreniye özgü belirtiler belirgin değildir
E. Sanrılar madde kullanımı veya başka bir tıbbi duruma bağlı değildir
🧩 Sanrı Türleri (DSM-5’e göre Alt Tipler)
- Erotomanik Tip:
– Birinin (genellikle ünlü veya sosyal statüde biri) kendisine âşık olduğuna dair inanç - Büyüklük (Grandiyöz) Tip:
– Kişinin özel yetenekleri, gücü, keşifleri olduğuna dair sanrılar - Kıskançlık Tipi:
– Partnerin sadakatsiz olduğuna dair delilsiz, sabit inanç - Perseküsyonel (İzlenme) Tip:
– Kişinin zarar göreceğine, aldatıldığına, izlendiğine dair sabit düşünceler - Somatik Tip:
– Vücutla ilgili hatalı inançlar (ör. bir parazit bulaşmış, vücudu çürümüş gibi) - Karışık Tip:
– Birden fazla sanrı tipi birlikte - Belirlenmemiş Tip:
– Belirli bir tipe uymayan sanrılar
📈 Klinik Özellikler
- Sanrılar genellikle mantıklı, sistematik ve organize görünümdedir
- Sosyal işlevsellik bozulmadan sürebilir
- Diğer psikiyatrik belirtiler genellikle sanrı içeriğine bağlı olarak ortaya çıkar
- Hastalar nadiren psikiyatrik tedavi arar; genellikle çevrelerinden şikâyet gelir
- Savunuculuk ve içgörü yoksunluğu yaygındır
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: %0.02–0.05
- Başlangıç yaşı genellikle orta ve geç erişkinlik dönemidir
- Kadın ve erkeklerde eşit oranlarda görülür
- Erotomanik tip kadınlarda daha yaygındır
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Şizofreni (yaygın sanrı + varsanı, negatif belirtiler varsa)
- Obsesif kompulsif bozukluk (obsesyonlar sanrıdan farklıdır – içgörü vardır)
- Paranoid kişilik bozukluğu
- Somatik semptom bozukluğu
- Madde/ilaç kaynaklı psikotik bozukluk
- Demans (özellikle geç başlangıçlı sanrılar)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakolojik Müdahale
- Antipsikotikler: Risperidon, aripiprazol, olanzapin
- Tedaviye dirençli vakalarda klozapin düşünülebilir
- Tedavi uyumu genellikle düşüktür (içgörü eksikliği)
2. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT): Sanrılarla doğrudan çatışmadan, düşünce yapısını sorgulama
- İçgörü çalışmaları
- Aile danışmanlığı (özellikle çevre desteği azsa)
- Zorla tedavi çoğu durumda önerilmez; işlevselliği bozan durumlarda yasal değerlendirme gerekebilir
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Kendler, K. S. (1980). “Delusional disorder: Clinical and biological perspectives.” Archives of General Psychiatry, 37(10), 1153–1160.
- Munro, A. (1999). Delusional Disorder: Paranoia and Related Illnesses. Cambridge University Press.
- APA (2023). Delusional Disorder Resources. www.psychiatry.org
Kısa Psikotik Bozukluk
(DSM-5 Tanı Kodu: 298.8)
📌 Tanım
Kısa Psikotik Bozukluk, ani başlangıçlı psikotik belirtilerin en az 1 gün, en fazla 1 ay sürdüğü ve tam iyileşmenin gerçekleştiği, genellikle stresörlerle ilişkilendirilen geçici bir psikotik bozukluktur. Bu bozukluk, diğer psikotik bozukluklara göre daha kısa sürelidir ve sıklıkla ilk psikotik atak olarak karşımıza çıkar.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Aşağıdaki belirtilerden en az biri ilk üçten olmak üzere en az bir belirti, en az 1 gün, en fazla 1 ay sürer ve tam iyileşmeyle sonuçlanır:
- Sanrılar
- Varsanılar (halüsinasyonlar)
- Dezorganize konuşma
- Aşırı dezorganize ya da katatonik davranış
- Bozukluk şizofreni, şizoaffektif bozukluk veya duygudurum bozukluğu ile açıklanamaz.
- Madde kullanımı, ilaç etkisi veya genel tıbbi bir durumla ilişkili değildir.
🧩 Alt Tipler (DSM-5’e göre)
- Stresöre Tepki Olarak (Brief Reactive Psychosis):
– Belirtiler, açık bir psikososyal stresör sonrasında ortaya çıkar (ör. travmatik kayıp, doğal afet, ciddi ayrılık) - Stresöre Bağlı Olmayan:
– Açık bir stresör saptanamaz - Doğumla İlişkili Başlangıç:
– Doğumdan sonraki ilk 4 hafta içinde başlar (postpartum psikotik atak)
📈 Klinik Özellikler
- Başlangıç genellikle ani ve dramatiktir
- Yoğun ajitasyon, dezorganize davranışlar, geçici hezeyanlar görülebilir
- Çoğu hasta tamamen iyileşir
- Bazı hastalarda daha sonra şizofreni veya şizoaffektif bozukluk gelişebilir
📊 Yaygınlık
- Nadir görülen bir bozukluktur
- Kadınlarda ve gelişmekte olan ülkelerde daha sık rapor edilmiştir
- Genç erişkinlik dönemi (20–30 yaş) tipik başlangıç dönemidir
- Doğum sonrası ilk atak olarak ortaya çıkabilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Şizofreniform bozukluk (süre 1–6 ay)
- Şizofreni (süre en az 6 ay)
- Madde/ilaç ilişkili psikotik bozukluk
- Bipolar bozukluk (özellikle manik epizodda psikotik belirtilerle)
- Dissosiyatif bozukluklar
- Organik nedenli psikotik belirtiler
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi
- Kısa süreli antipsikotik ilaçlar (risperidon, olanzapin vb.)
- Sakinleştirici ilaçlar (ajitasyon varsa)
- Tedavi süresi belirtiler düzeldikten sonra kesilmeden önce birkaç hafta devam ettirilir
2. Psikososyal Müdahaleler
- Güvenli ortam sağlama (yoğun anksiyete ve korku olabilir)
- Kısa süreli psikoeğitim ve destekleyici terapi
- Aile danışmanlığı
- Psikotik atak sonrası içgörü kazandırma çalışmaları
- Eğer stresör ilişkiliyse stres yönetimi eğitimi
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Tandon, R. et al. (2009). “Brief Psychotic Disorder.” Schizophrenia Research, 110(1), 66–70.
- Fusar-Poli, P., & Nelson, B. (2014). “The clinical utility of brief psychotic episodes.” Psychological Medicine, 44(7), 1345–1351.
- APA (2023). Brief Psychotic Disorder Overview. www.psychiatry.org
Katatoni ile İlişkili Bozukluklar
(DSM-5’te tanı olarak değil, belirti kümesi ve eş tanı olarak yer alır)
📌 Tanım
Katatoni, motor aktivitede aşırı azalma, artış ya da düzensizlik ile karakterize edilen, çeşitli ruhsal bozukluklara eşlik edebilen bir psikomotor sendromdur. Katatoni bir bozukluk değildir; şizofreni, duygudurum bozuklukları, tıbbi durumlar veya ilaç/madde kullanımı gibi birçok durumda gözlenebilir.
🧠 DSM-5’e Göre Katatoni 3 Şekilde Tanımlanabilir:
- Bir Ruhsal Bozukluğa Eşlik Eden Katatoni:
– Şizofreni, bipolar bozukluk veya depresyon gibi bir tanıya ek olarak tanımlanır - Tıbbi Bir Duruma Bağlı Katatoni:
– Epilepsi, ensefalit, kafa travması gibi nörolojik ya da sistemik bir hastalıkla ilişkili - Belirlenmemiş Katatoni:
– Hiçbir ruhsal veya tıbbi durum tanımlanamamışsa (araştırma tanısı)
🔍 Tanı Kriterleri (DSM-5’e göre)
Aşağıdaki 12 belirtiden en az 3’ünün varlığı, katatoni tanısı için yeterlidir:
- Stupor: Dış uyarana tepki vermeme, hareketsizlik
- Katalepsi: Pozisyonun uzun süre korunması
- Vaksit fleksibilite (wax flexibility): Uzanmış bir pozisyonda kalma
- Mutizm: Konuşmamazlık
- Negativizm: Talimatlara ya da çevresel uyarana direnç
- Postür alma: İstenmeden uygunsuz pozisyon alma
- Mimik sabitleme (grimacing): Yüz ifadesinin anormal, sabit kalması
- Stereotipik hareketler: Anlamsız, tekrar eden hareketler
- Ajitasyon (organik neden olmadan)
- Ekolali: Duyduğu sözcükleri tekrar etme
- Ekopraksi: Gözlenen hareketleri taklit etme
- Mannerizm: Normal davranışların abartılı sunumu
📊 Klinik Özellikler
- Hiperkinetik katatoni: Aşırı motor aktivite, ajitasyon
- Hipokinetik katatoni (katatonik stupor): Donakalma, sessizlik
- Karışık tip: Her iki uç arasında geçişler
📈 Yaygınlık
- Katatoni, eskiden yalnızca şizofreniyle ilişkilendirilirdi
- Günümüzde bipolar bozuklukta daha sık raporlanmaktadır
- Genel psikiyatri servislerinde %5–10 oranında görülür
- Tıbbi hastalıklarda da (ör. lupus, HIV, epilepsi) ortaya çıkabilir
🧬 Etiyoloji ve Risk Faktörleri
- Nörotransmitter bozuklukları: GABA ve dopamin dengesizliği
- Genetik yatkınlık
- İlaç etkileri: Antipsikotiklerin aşırı kullanımı
- Tıbbi durumlar: Nörolojik hastalıklar, enfeksiyonlar
🎯 Tedavi ve Müdahale
1. Farmakolojik Tedavi
- Benzodiazepinler (özellikle lorazepam): Genellikle ilk seçenektir, tanıya da yardımcıdır (lorazepam testi)
- Elektrokonvülsif Terapi (EKT): Tedaviye dirençli veya acil durumlar için çok etkilidir
- Antipsikotikler: Genellikle dikkatli kullanılır; bazı durumlarda katatoniyi kötüleştirebilir
2. Destekleyici Yaklaşım
- Güvenli ortam sağlanması
- Beslenme ve hidrasyon desteği (çünkü sıvı ve yiyecek alımı bozulabilir)
- Tıbbi nedenler araştırılmalı ve tedavi edilmelidir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Şizofreni
- Bipolar bozukluk (özellikle manik epizodlar)
- Nöroleptik malign sendrom
- Parkinson hastalığı
- Deliryum
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Fink, M., & Taylor, M. A. (2009). Catatonia: A Clinician’s Guide to Diagnosis and Treatment. Cambridge University Press.
- Sienaert, P. et al. (2014). “A clinical review of the treatment of catatonia.” Frontiers in Psychiatry, 5, 181.
- APA (2023). Catatonia and Psychomotor Disturbances. www.psychiatry.org
Bipolar I Bozukluğu
(DSM-5 Tanı Kodu: 296.xx)
📌 Tanım
Bipolar I Bozukluğu, bireyin yaşamı boyunca en az bir manik epizod geçirdiği ve bu epizodun öncesinde ya da sonrasında depresif veya hipomanik epizodların eşlik edebileceği bir duygu durum bozukluğudur. Bu bozukluk, işlevselliği belirgin biçimde bozan dalgalanmalarla seyreder.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
A. En az 1 manik epizodun varlığı gereklidir. (Majör depresif epizod varlığı tanı için zorunlu değildir ancak sıklıkla eşlik eder.)
🔹 Manik Epizod Tanımı (Zorunludur)
Aşağıdaki kriterleri karşılamalıdır:
- En az 1 hafta süreyle, çoğu gün ve günün büyük bölümünde taşkın, abartılı veya irritabl duygu durumu
- Bu dönemde aşağıdaki 7 belirtiden en az 3’ü (ya da irritabl duygu durumu varsa 4’ü) bulunmalıdır:
- Benlik saygısında abartı (grandiyözite)
- Uyku ihtiyacında azalma
- Aşırı konuşkanlık
- Düşünce uçuşması, çağrışımlarda hızlanma
- Dikkatin kolay dağılması
- Hedefe yönelik etkinliklerde artış (iş, okul, sosyal, cinsel)
- Zevk verici ama riskli etkinliklerde artış (aşırı para harcama, cinsel aktivite)
Manik epizod, genellikle hastaneye yatış gerektirecek düzeyde işlevsellik bozukluğuna neden olur.
🔹 Majör Depresif Epizod (Yaygın Olarak Eşlik Eder)
- En az 2 hafta boyunca aşağıdaki belirtilerden 5 veya daha fazlası görülür:
- Çökkün duygu durumu
- İlgi kaybı
- İştah veya kilo değişimi
- Uykusuzluk veya aşırı uyuma
- Yorgunluk
- Değersizlik veya suçluluk duyguları
- Dikkat sorunları
- İntihar düşünceleri
- Çökkün duygu durumu
Bu epizod tanı için zorunlu değildir, ancak hastalığın doğal seyrinde sıklıkla görülür.
🧩 Alt Tipler (Klinik Seyre Göre)
- Geçişli epizodlu (tek manik, çift epizodlu vb.)
- Mevsimsel özellikli
- Hızlı döngülü (yılda 4 veya daha fazla epizod)
- Psikotik özellikli
- Mizahi ya da öfke ağırlıklı maniler
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: Yaklaşık %1
- Kadın ve erkeklerde eşit sıklık
- Başlangıç yaşı: Genellikle 18–30 arası
- %90’dan fazlasında birden fazla epizod gelişir
- Madde kullanımı ve intihar riski yüksektir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Bipolar II bozukluk (hipomani, manik düzeye ulaşmaz)
- Şizoaffektif bozukluk
- Duygudurum bozuklukları ile birlikte psikotik bozukluklar
- Borderline kişilik bozukluğu
- Madde/ilaç kaynaklı duygu durum değişiklikleri
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi
- Duygudurum dengeleyiciler:
- Lityum (altın standart)
- Valproat, karbamazepin, lamotrijin
- Lityum (altın standart)
- Antipsikotikler:
- Atipik antipsikotikler (olanzapin, risperidon, aripiprazol)
- Atipik antipsikotikler (olanzapin, risperidon, aripiprazol)
- Antidepresanlar: Yalnızca duygudurum dengeleyici ile birlikte kullanılmalı (manik kaymayı tetikleyebilir)
2. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT)
- Psiko-eğitim (özellikle hastalık farkındalığı için)
- Aile terapisi ve destek programları
- İlaç uyumunu artırmaya yönelik bireysel terapiler
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Goodwin, F. K., & Jamison, K. R. (2007). Manic-Depressive Illness: Bipolar Disorders and Recurrent Depression. Oxford University Press.
- Grande, I., Berk, M., et al. (2016). “Bipolar disorder.” The Lancet, 387(10027), 1561–1572.
- APA (2023). Bipolar I Disorder Resources. www.psychiatry.org
Bipolar II Bozukluğu
(DSM-5 Tanı Kodu: 296.89)
📌 Tanım
Bipolar II Bozukluğu, en az bir hipomanik epizod ve en az bir majör depresif epizod ile tanımlanan bir duygu durum bozukluğudur. Bu bozukluğun en belirgin özelliği, manik atakların hiç yaşanmamış olmasıdır. Bipolar I’e kıyasla daha az belirgin taşkınlık gözlenir; ancak depresif epizodlar genellikle daha uzun ve işlev bozucudur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
A. En az bir hipomanik epizod
B. En az bir majör depresif epizod
Manik epizod geçmişi olmamalıdır. Manik bir dönem yaşanırsa tanı Bipolar I’e döner.
🔹 Hipomanik Epizod Tanımı
- En az 4 gün boyunca süren, günün büyük kısmında belirgin taşkın veya irritabl duygu durumu
- Aşağıdaki belirtilerden en az 3’ü (ya da irritabilite varsa 4’ü) görülmelidir:
- Aşırı özgüven, büyüklük düşünceleri
- Uyku ihtiyacında azalma
- Konuşkanlık artışı
- Düşünce hızlanması
- Dikkat dağınıklığı
- Hedefe yönelik etkinliklerde artış
- Zevk verici ama riskli davranışlarda artış
Hipomani, işlevselliği bozar ama hastaneye yatış veya psikotik özellik gerektirmez.
🔹 Majör Depresif Epizod Tanımı
- 2 hafta boyunca aşağıdaki belirtilerden en az 5’i (biri duygudurum veya ilgi kaybı olmak zorunda):
- Depresif duygu durumu
- İlgi ve zevk kaybı
- Enerji azlığı
- Uyku bozukluğu
- İştah değişikliği
- Konsantrasyon güçlüğü
- Değersizlik veya suçluluk düşünceleri
- Psikomotor yavaşlama veya ajitasyon
- Ölüm veya intihar düşünceleri
🧩 Klinik Özellikler
- Hipomani genellikle birey ve çevresi tarafından “verimlilik artışı” gibi algılanabilir
- Depresyon daha baskındır ve daha uzun sürer
- İçgörü genellikle hipomanik dönemde azalmıştır
- Tanı sıklıkla yanlışlıkla tek uçlu depresyon şeklinde konur
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: Yaklaşık %0.5–1.1
- Kadınlarda daha yaygın
- Başlangıç yaşı genellikle 20’li yaşlar
- Tanı genellikle depresyon ile başvuru sonrası retrospektif olarak konur
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Bipolar I bozukluk
- Majör depresyon
- Borderline kişilik bozukluğu
- Siklotimik bozukluk
- Madde kullanımı
- ADHD (hiperaktivite ile karışabilir)
🎯 Tedavi ve Müdahale
1. Farmakoterapi
- Duygudurum dengeleyiciler: Lityum, lamotrijin, valproat
- Antipsikotikler: Quetiapin, olanzapin
- Antidepresanlar: Sadece duygudurum dengeleyici eşliğinde, monoterapi maniyi tetikleyebilir
2. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi
- Yaşam tarzı düzenlemeleri
- Psiko-eğitim (özellikle duygudurum farkındalığı)
- Aile terapisi
- İlaç uyumu ve relaps önleme programları
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Judd, L. L. et al. (2003). “The long-term natural history of the weekly symptomatic status of bipolar II disorder.” Archives of General Psychiatry, 60(3), 261–269.
- Gitlin, M. (2006). “Bipolar II disorder: diagnosis and treatment.” Journal of Clinical Psychiatry, 67(Suppl 11), 8–11.
- APA (2023). Bipolar II Disorder. www.psychiatry.org
Siklotimik Bozukluk
(DSM-5 Tanı Kodu: 301.13)
📌 Tanım
Siklotimik Bozukluk, en az 2 yıl boyunca (çocuk ve ergenlerde 1 yıl) süren, hipomanik belirtilerle depresif belirtilerin tekrarlayıcı olarak birbirini izlediği, ancak bu belirtilerin hiçbir zaman tam bir majör depresif, manik ya da hipomanik epizod tanı kriterlerini karşılamadığı kronik ve dalgalı bir duygu durum bozukluğudur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- En az 2 yıl boyunca, (çocuk ve ergenlerde 1 yıl) hipomanik belirtiler ve depresif belirtiler birbiriyle dönüşümlü şekilde yaşanır.
- Bu süre içinde belirtiler, toplamda 2 ay boyunca remisyona girmeden devam eder.
- Hiçbir zaman tam olarak tanımlanmış bir:
- Manik epizod
- Majör depresif epizod
- Hipomanik epizod
gözlenmez.
- Belirtiler, madde kullanımına veya başka bir tıbbi duruma bağlı değildir.
- Belirtiler klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya sosyal, akademik ya da mesleki işlevsellikte bozulmaya neden olur.
📊 Klinik Özellikler
- Belirtiler sürekli değişkendir ve hasta bu döngüleri çoğu zaman kişilik özelliği gibi algılar
- İçgörü genellikle düşüktür
- Duygu durum farkındalığı zayıf olabilir
- Stresli dönemlerde dalgalanmalar yoğunlaşabilir
- Sıklıkla borderline kişilik bozukluğu ile karışır
📈 Yaygınlık ve Seyir
- Yaşam boyu prevalans: %0.4–1.0
- Kadınlarda erkeklerden biraz daha sık görülür
- Genellikle ergenlik veya erken erişkinlikte başlar
- Tanı sıklıkla gecikmeli konur, çünkü belirtiler hafif ama kroniktir
- Hastaların bir kısmı ilerleyen dönemde Bipolar I ya da II tanısı alabilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Bipolar I ve II bozukluklar (epizod süresi ve şiddeti kriterleri karşılanmaz)
- Majör depresyon
- Borderline kişilik bozukluğu
- Distimik bozukluk
- Madde/ilaç kullanımına bağlı duygu durum dalgalanmaları
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi
- Duygudurum düzenleyiciler: Lityum, valproat, lamotrijin
- Atipik antipsikotikler: Aripiprazol, quetiapin
- Antidepresanlar: Sadece dikkatli kullanımda, çünkü hipomaniyi tetikleyebilir
2. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT): Duygu durum farkındalığı ve düşünce yeniden yapılandırma
- Duygudurum izlemi ve eğitim
- Aile eğitimi
- Duygusal düzenleme becerileri geliştirme (özellikle kişilik eş tanısı varsa)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Judd, L. L., Akiskal, H. S. (2003). “The challenge of subsyndromal depressive symptoms.” American Journal of Psychiatry, 160(11), 1846–1848.
- Hantouche, E. G., & Akiskal, H. S. (2005). “Cyclothymic temperament in psychiatric practice.” Journal of Affective Disorders, 85(1–2), 1–12.
- APA (2023). Cyclothymic Disorder Overview. www.psychiatry.org
Majör Depresif Bozukluk (MDD)
(DSM-5 Tanı Kodu: 296.xx)
📌 Tanım
Majör Depresif Bozukluk, bireyin duygudurumunda en az iki hafta süreyle süren belirgin bir çökme, ilgi ve zevk kaybı, enerji azlığı gibi belirtilerle birlikte işlevselliğin bozulduğu, yaygın ve ciddi bir depresyon tablosudur. Belirtiler bireyin mesleki, akademik, sosyal yaşamını anlamlı şekilde etkiler.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Aşağıdaki belirtilerden en az beşi, iki hafta boyunca neredeyse her gün görülmeli ve işlevselliği belirgin düzeyde bozmalıdır:
İlk iki semptomdan en az biri zorunludur.
- Depresif duygudurum
- İlgi ve zevk kaybı (anhedoni)
- İştah artışı ya da azalması (veya kilo değişimi)
- Uykusuzluk ya da aşırı uyuma (hipersomnia)
- Psikomotor ajitasyon veya retardasyon
- Yorgunluk, enerji kaybı
- Değersizlik ya da aşırı suçluluk düşünceleri
- Konsantrasyon güçlüğü veya karar verme zorluğu
- Ölüm düşünceleri, intihar düşünceleri ya da davranışı
- Belirtiler klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya işlevsellikte düşüşe neden olmalı.
- Madde kullanımı, ilaçlar ya da tıbbi durumlarla açıklanamamalı.
🧩 Alt Tipler (Belirteçlerle Tanımlanabilir)
- Melankolik özellikli
- Atipik özellikli
- Psikotik özellikli (uyumlu veya uyumsuz sanrılar/varsanılarla)
- Mevsimsel özellikli
- Peripartum başlangıçlı (doğum öncesi/sonrası)
- Karma özellikli belirtilerle
- Katatonik özellikli
📈 Yaygınlık ve Klinik Seyir
- Yaşam boyu prevalans: %10–20 (kadınlarda daha yüksek)
- Başlangıç yaşı: Genellikle 20’li yaşlar
- Olguların büyük bir kısmı tekrarlayıcıdır
- Depresyon süresi ortalama 6–12 ay sürer
- İntihar riski yüksektir (özellikle erkeklerde)
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Bipolar bozukluk (manik/hipomanik dönemler olmadığından ayırt edilir)
- Distimik bozukluk (süre ve şiddet farkı)
- Yas tepkisi
- Maddeye bağlı depresyon
- Tıbbi durumlara bağlı depresif belirtiler
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi
- SSRI’lar: Sertralin, fluoksetin, sitalopram
- SNRI’lar: Venlafaksin, duloksetin
- Trisiklik antidepresanlar (TCA): Amitriptilin, imipramin
- MAOI’ler: Nadir kullanılır (örn. fenelzin)
- Ketamin/esketamin: Dirençli olgularda hızlı etki için
2. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT): Negatif düşünce örüntülerini değiştirme
- Bilişsel yeniden yapılandırma
- Davranışsal aktivasyon
- Kabul ve kararlılık terapisi (ACT)
- Kişilerarası psikoterapi (IPT)
3. Diğer Müdahaleler
- Elektrokonvülsif terapi (EKT): Ağır ya da dirençli vakalarda
- Transkraniyal manyetik stimülasyon (TMS)
- Işık tedavisi (özellikle mevsimsel depresyonda)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Cuijpers, P., Karyotaki, E., et al. (2016). “Psychological treatment of depression: A meta-analytic database.” Journal of Affective Disorders, 202, 511–517.
- Nemeroff, C. B. (2007). “The burden of severe depression: diagnosis, treatment, and management.” Journal of Clinical Psychiatry, 68(Suppl 8), 5–10.
- APA (2023). Major Depressive Disorder Resources. www.psychiatry.org
Süregen Depresif Bozukluk (Distimi)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.4)
📌 Tanım
Süregen Depresif Bozukluk (Distimi), bireyin en az iki yıl süreyle (çocuk ve ergenlerde 1 yıl) hemen her gün, günün büyük bir bölümünde depresif bir duygudurum yaşadığı, belirtilerin daha hafif fakat kronik seyrettiği bir depresyon türüdür. Distimi, majör depresyondan şiddet değil süre bakımından ayrılır ve genellikle “kişilik özelliği” gibi algılanarak tanı gecikir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- En az iki yıl boyunca, günün çoğu zamanı ve çoğu gün depresif duygudurum bulunur.
- Yukarıdaki dönemde, aşağıdaki belirtilerden en az iki tanesi eşlik eder:
- İştah azlığı veya aşırı yeme
- Uykusuzluk ya da aşırı uyuma
- Enerji azlığı veya yorgunluk
- Düşük benlik saygısı
- Konsantrasyon zorluğu veya karar vermede güçlük
- Umutsuzluk
- Belirtiler, yukarıdaki iki yıllık sürede hiçbir zaman 2 aydan uzun aralıksız kaybolmaz.
- İlk 2 yıl içinde majör depresif epizod geçirmiş olabilir (çift depresyon)
- Hiçbir zaman manik, hipomanik epizod ya da siklotimik özellikler görülmemelidir.
- Madde kullanımına veya tıbbi bir duruma bağlı olmamalıdır.
- Klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya işlevsellik kaybına yol açmalıdır.
🧩 Klinik Özellikler
- Sinsi başlangıçlı ve genellikle ergenlik veya erken erişkinlikte başlar
- Hastalar genellikle “ben hep böyleyim” der
- Kişilik bozukluklarıyla (özellikle kaçıngan, obsesif-kompulsif) birlikte görülebilir
- Sosyal geri çekilme, işte düşük performans ve düşük özgüven sıktır
- İntihar riski majör depresyona göre daha düşük, ama yine de anlamlıdır
📊 Yaygınlık ve Seyir
- Yaşam boyu prevalans: %1–2
- Kadınlarda daha yaygındır
- Distimi tanısı alan bireylerin yaklaşık %70’i zamanla majör depresyon geçirir
- Distimi + Majör Depresyon birlikte olduğunda bu durum çift depresyon olarak adlandırılır
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Majör depresif bozukluk (süre ve belirti yoğunluğu açısından ayrılır)
- Siklotimik bozukluk
- Kişilik bozuklukları
- Maddeye bağlı duygudurum değişiklikleri
- Kronik yorgunluk sendromu
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi
- SSRI’lar: Sertralin, fluoksetin, escitalopram
- SNRI’lar: Venlafaksin, duloksetin
- Bupropion gibi dopamin etkili ilaçlar bazı vakalarda etkili olabilir
- Tedaviye majör depresyona göre daha yavaş yanıt alınabilir
2. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT): Olumsuz temel inançların çalışılması
- Şema terapisi: Özellikle çocukluk travmaları olan distimik bireylerde etkili olabilir
- Farkındalık temelli terapi (MBCT)
- İlişkisel psikoterapi (IPT)
- Duygusal farkındalık ve öz-şefkat çalışmaları
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Klein, D. N., & Santiago, N. J. (2003). “Dysthymia and chronic depression.” Journal of Clinical Psychology, 59(8), 841–858.
- Cuijpers, P. et al. (2010). “Psychological treatment of dysthymia: a meta-analysis.” Clinical Psychology Review, 30(1), 51–62.
- APA (2023). Persistent Depressive Disorder Resources. www.psychiatry.org
Premenstrüel Disforik Bozukluk (PMDD)
(DSM-5 Tanı Kodu: 625.4 / N94.3)
📌 Tanım
Premenstrüel Disforik Bozukluk (PMDD), menstruasyon döngüsünün luteal fazında (adet öncesi 1–2 hafta) ortaya çıkan ve menstruasyonun başlamasından sonra belirgin biçimde azalan, duygusal, davranışsal ve fiziksel semptomlarla seyreden ciddi bir duygudurum bozukluğudur. PMDD, tipik premenstrüel sendromdan (PMS) daha şiddetlidir ve işlevsellikte ciddi bozulmaya yol açar.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
A. Menstruel döngünün çoğunda, adet başlamadan önceki son hafta içinde başlayan, adetle birlikte azalan ve sonrasında kaybolan, aşağıdaki belirtilerden en az 5’inin bulunması gerekir. Bu belirtilerden en az biri A1–A4 arasında olmalıdır:
A1–A4 (duygusal belirtilerden en az biri zorunlu):
- Belirgin duygudurum dalgalanmaları
- Belirgin irritabilite ya da öfke
- Belirgin depresif ruh hali, umutsuzluk
- Anksiyete, gerginlik, huzursuzluk
A5–A11 (diğer belirtiler):
- İlgi kaybı (iş, arkadaşlar, hobiler)
- Konsantrasyon güçlüğü
- Yorgunluk, enerji kaybı
- İştah artışı veya azalması, aşırı yeme, tatlı isteği
- Uyku değişiklikleri (uykusuzluk veya hipersomnia)
- Fiziksel belirtiler (şişkinlik, meme hassasiyeti, baş ağrısı, kas ağrıları)
- Kontrol kaybı ya da “taşma hissi”
B. Belirtiler iş, okul, ilişkiler gibi işlevsellik alanlarında belirgin bozulmaya neden olmalıdır.
C. Belirtiler başka bir psikiyatrik bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. depresyon, anksiyete bozukluğu).
D. En az iki ardışık menstruel döngü boyunca günlük izleme ile tanı doğrulanmalıdır.
📊 Yaygınlık ve Klinik Özellikler
- Kadınların yaklaşık %3–8’inde görülür
- PMS’den daha nadir ancak daha işlev bozucudur
- Genellikle 20’li yaşların sonu veya 30’lu yaşlarda başlar
- Anamnezde genellikle duygu durum bozukluklarına eğilim görülür
- Sosyal, akademik ve ailevi işlevsellikte belirgin etkiler yaratır
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Premenstrüel sendrom (PMS)
- Majör depresif bozukluk
- Anksiyete bozuklukları
- Disforik bozukluklar
- Bipolar bozukluk (özellikle döngüsel varyantlar)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Farmakoterapi
- SSRI’lar (ilk basamak): Fluoksetin, sertralin, paroksetin
- Hem sürekli hem de sadece luteal fazda kullanılabilir
- Hem sürekli hem de sadece luteal fazda kullanılabilir
- Oral kontraseptifler: Özellikle drospirenon içerenler
- GnRH agonistleri: Tedaviye dirençli vakalarda kullanılabilir
- NSAID’ler ve diüretikler: Fiziksel semptomların giderilmesinde
2. Psikoterapi ve Diğer Müdahaleler
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT): Duygusal farkındalık ve başa çıkma becerileri
- Yaşam tarzı düzenlemeleri: Egzersiz, stres yönetimi, kafein azaltımı
- Duygudurum takibi: Günlük belirti çizelgesi ile farkındalık artırma
- Beslenme destekleri: B6 vitamini, magnezyum ve kalsiyum desteği bazı çalışmalarda etkili bulunmuştur
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Yonkers, K. A., O’Brien, P. M., & Eriksson, E. (2008). “Premenstrual syndrome.” The Lancet, 371(9619), 1200–1210.
- Pearlstein, T. (2015). “Premenstrual dysphoric disorder: burden of illness and treatment update.” Journal of Psychiatry & Neuroscience, 40(4), 291–303.
- APA (2023). Premenstrual Dysphoric Disorder Resources. www.psychiatry.org
Madde/İlaç Kullanımına Bağlı Depresif Bozukluk
(DSM-5 Tanı Kodu: 291.89 veya F11.24 – maddeye göre değişir)
📌 Tanım
Madde/İlaç Kullanımına Bağlı Depresif Bozukluk, bir madde ya da ilaç kullanımına bağlı olarak, o maddenin fizyolojik etkisiyle ortaya çıkan belirgin depresif belirtilerle karakterize bir ruhsal bozukluktur. Bu belirtiler, kullanılan maddenin ya da kesilmesinin doğrudan sonucu olmalı ve başka bir duygudurum bozukluğu ile açıklanmamalıdır.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Bireyde, majör depresif epizod ile benzer klinik tablo gelişmiştir (en az iki hafta süren depresif duygu durumu ve diğer belirtiler).
- Belirtiler, madde kullanımına, intoksikasyonuna veya yoksunluğuna doğrudan fizyolojik olarak bağlıdır.
- Maddenin kullanımıyla zaman ilişkisi olmalıdır.
- Başka bir duygudurum bozukluğuyla daha iyi açıklanamaz (örneğin belirtiler madde kullanımından önce başlamamış olmalı).
- Belirtiler yalnızca deliryum sırasında ortaya çıkmamıştır.
- Klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya toplumsal, mesleki işlevsellikte bozulmaya neden olmalıdır.
🧩 Yaygın Neden Olan Maddeler
- Alkol (en sık)
- Opioidler
- Amfetaminler
- Kokain
- Sedatifler, hipnotikler, anksiyolitikler (benzodiazepinler)
- Steroidler (örn. prednizon)
- Antiparkinson ilaçları (örn. levodopa)
- Doğrudan beyin kimyasını etkileyen bazı ajanlar
📈 Klinik Özellikler
- Depresif belirtiler sıklıkla yoksunluk sürecinde ya da madde etkisindeyken belirginleşir
- Hastalar sıklıkla anksiyete, uyku bozuklukları ve irritabilite ile birlikte başvurur
- İntihar düşüncesi veya davranışı gözlenebilir
- Belirtiler genellikle madde kesildikten sonra düzelir (ancak her zaman değil)
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Birincil majör depresif bozukluk
- Bipolar depresif dönem
- Madde yoksunluğu belirtileri (depresyonu taklit edebilir)
- Deliryum veya organik beyin sendromları
- Anksiyete bozuklukları
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Madde Kullanımının Kesilmesi
- Öncelikli adım, sorumlu maddenin kesilmesi veya yerine konan tedaviyle stabilize edilmesidir
- Destekleyici psikoeğitim ve güvenli detoksifikasyon
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar veya SNRI’lar: Alkol sonrası depresyonda etkin olabilir
- Bupropion veya mirtazapin: Yoksunlukla ilişkili uyku ve iştah bozukluklarında etkili
- Maddeye yönelik ilaçlar: Naltrekson (alkol/eroin), metadon/buprenorfin (opioid), akamprosat
3. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT)
- Motivasyon artırıcı görüşmeler
- Grup terapileri (özellikle 12 adım programları)
- Nüks önleme eğitimi
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Schuckit, M. A. (2006). “Comorbidity between substance use disorders and psychiatric conditions.” Addiction, 101(Suppl 1), 76–88.
- Brady, K. T., & Sinha, R. (2005). “Co-occurring mental and substance use disorders: The neurobiological effects of chronic stress.” American Journal of Psychiatry, 162(8), 1483–1493.
- APA (2023). Substance-Induced Depressive Disorder. www.psychiatry.org
Diğer Belirtilmiş ve Belirtilmemiş Depresif Bozukluklar
(DSM-5 Tanı Kodları: 311 – Belirtilmemiş Depresif Bozukluk / Depressive Disorder – Other Specified)
📌 Tanım
Bu başlık altında yer alan bozukluklar, majör depresyon, süregen depresyon veya PMDD gibi özgül depresif bozuklukların tanı kriterlerini tam olarak karşılamayan, ancak bireyde klinik açıdan anlamlı düzeyde depresif belirtilerin bulunduğu durumlar için kullanılır. DSM-5, bu kategoriyi esneklik sağlamak ve klinik gerçekliği yansıtmak amacıyla oluşturmuştur.
🧠 DSM-5 Sınıflandırması
1. Diğer Belirtilmiş Depresif Bozukluk (Other Specified Depressive Disorder)
Klinisyen, tanı kriterlerinin neden tam karşılanmadığını belirtir. Örnek alt türler:
- Kısa süreli majör depresyon: 4–13 gün süren majör depresyona benzer belirtiler
- Yetersiz sayıda belirtisi olan depresyon: Süre yeterli ancak tanı için 5 yerine 3–4 belirti var
- Premenstrüel zamanla sınırlı depresif epizod
- Depresyonla giden tekrarlayan kısa süreli disforik ataklar
2. Belirtilmemiş Depresif Bozukluk (Unspecified Depressive Disorder)
- Klinik değerlendirme eksik olduğunda veya tanılamanın tamamlanması mümkün olmadığında
- Acil servis, ilk görüşme veya bilgi eksikliği olan durumlarda kullanılır
- Tanı koyucu, neden özgül tanı konulamadığını belirtmez
📊 Klinik Özellikler
- Belirtiler genellikle hafif ile orta şiddet arasında değişir
- Süre veya belirti sayısı kriter dışıdır ancak işlevselliği etkiler
- Geçici stresörlerle ilişkili olabilir
- Klinik tablo genellikle erken evre depresyon, duygusal kriz, ya da atipik durum olarak karşımıza çıkar
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Majör depresif bozukluk (belirti sayısı ve süre farkı)
- Süregen depresif bozukluk (2 yıldan kısa süredeki düşük düzey depresyon)
- Anksiyete bozuklukları
- Uyum bozuklukları
- Madde kullanımıyla ilişkili duygudurum değişiklikleri
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoeğitim ve İzlem
- Tanı erken müdahale açısından önemlidir
- Belirtiler ilerlerse yeniden değerlendirme gerekir
2. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT): Hafif ve başlangıç düzeyi depresyonlarda etkilidir
- Kısa süreli çözüm odaklı terapi
- Danışmanlık ve destekleyici görüşmeler
3. Farmakoterapi
- Hafif belirtilerde öncelikli tercih değildir
- Ancak semptomlar şiddetlenirse SSRI/SNRI kullanılabilir
- Klinik izleme sürecinde esnek müdahale planlanır
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Zimmerman, M., & Chelminski, I. (2006). “Clinician recognition of depressive disorders.” Primary Care Companion to the Journal of Clinical Psychiatry, 8(5), 249–255.
- APA (2023). Other and Unspecified Depressive Disorders. www.psychiatry.org
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB / GAD)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.02)
📌 Tanım
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), bireyin çeşitli olaylar ya da etkinlikler hakkında sürekli, aşırı ve kontrol edilemeyen kaygı duyması ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Endişe, en az 6 ay boyunca, günlük yaşamın birçok alanını kapsayacak şekilde sürer ve kişide belirgin bir sıkıntı ya da işlevsellik kaybına yol açar.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- En az 6 ay süreyle, çok sayıda etkinlik ya da konu hakkında aşırı, kontrol edilmesi güç kaygı ve endişe (kuruntu) duyulması
- Kaygı, bireyin kontrol edemediği şekilde sürer
- Kaygı ve endişeye aşağıdaki 6 belirtiden en az üçü eşlik eder (çocuklarda yalnızca bir belirti yeterlidir):
- Huzursuzluk, kolay irkilme
- Yorgunluk
- Konsantrasyon güçlüğü veya zihin boşalması
- İrritabilite
- Kas gerginliği
- Uyku bozuklukları (uykuya dalma, sürdürme ya da dinlendirici olmama)
- Anksiyete belirtileri belirgin sıkıntıya veya işlev kaybına neden olur
- Belirtiler başka bir bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. panik bozukluğu, sosyal fobi)
- Tıbbi hastalıklar ya da madde kullanımı nedeniyle ortaya çıkmamıştır
📈 Klinik Özellikler
- Kaygı genellikle sürekli değişen odaklarda seyreder (sağlık, para, iş, aile vb.)
- Birey, kaygı düzeyini abartılı bulsa bile, denetleyemez
- Genellikle fiziksel yakınmalar (kas gerginliği, baş ağrısı, mide problemleri) eşlik eder
- Duygusal dayanıklılıkta azalma, gerginlik ve tükenmişlik görülür
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: %5–6
- Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha sık görülür
- Genellikle erken yetişkinlikte (20’li yaşlar) başlar
- Kronik, dalgalı bir seyir izler
- Eş tanılar çok yaygındır (depresyon, diğer anksiyete bozuklukları)
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Panik bozukluğu (ani ataklar daha baskındır)
- Sosyal anksiyete bozukluğu (belirli sosyal durumlara özgüdür)
- Obsesif kompulsif bozukluk (tekrarlayıcı düşünceler ve ritüeller)
- Yaygın bedensel rahatsızlıklar (hipertansiyon, tiroit bozuklukları)
- Travma sonrası stres bozukluğu (travmatik olay öyküsü vardır)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT): En güçlü kanıt temeline sahiptir
- Bilişsel yeniden yapılandırma
- Endişe günlüğü
- Gevşeme teknikleri
- Problem çözme becerileri
- Bilişsel yeniden yapılandırma
- Farkındalık temelli yaklaşımlar (MBCT)
- Bilişsel sapmaların (felaketleştirme, genelleme) çalışılması
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar: Sertralin, escitalopram, paroksetin
- SNRI’lar: Venlafaksin, duloksetin
- Buspiron: Özgün bir anksiyolitik, alışkanlık yapmaz
- Benzodiazepinler: Sadece kısa süreli ve dikkatli kullanımda
3. Destekleyici Müdahaleler
- Uyku hijyeni
- Egzersiz ve stres yönetimi
- Gevşeme egzersizleri (progresif kas gevşetme, nefes çalışmaları)
- Aile ve çevre desteği artırılmalı
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Andrews, G., et al. (2010). “Computer therapy for generalized anxiety disorder: A randomized controlled trial.” British Journal of Psychiatry, 191, 258–263.
- Hofmann, S. G., & Smits, J. A. (2008). “Cognitive-behavioral therapy for adult anxiety disorders: A meta-analysis.” Journal of Clinical Psychiatry, 69(4), 621–632.
- APA (2023). Generalized Anxiety Disorder Resources. www.psychiatry.org
Panik Bozukluk
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.01)
📌 Tanım
Panik Bozukluk, yineleyici ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan panik ataklarla karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Panik ataklar, ani ve yoğun bir korku ya da rahatsızlık hissiyle başlar ve genellikle 10 dakika içinde doruk noktasına ulaşır. Atakların ardından birey, başka bir atak geçirme korkusu nedeniyle sürekli kaygı yaşar ve bu da işlevselliğini bozabilir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Beklenmedik panik atakların tekrarlayıcı biçimde ortaya çıkması
Panik atak, aşağıdaki 13 belirtiden en az dördünün aniden başlaması ve 10 dakika içinde doruğa ulaşması ile tanımlanır:
- Çarpıntı, kalp atımının hızlanması
- Terleme
- Titreme veya sarsılma
- Nefes darlığı veya boğuluyormuş hissi
- Göğüs ağrısı veya rahatsızlığı
- Mide bulantısı veya karın ağrısı
- Baş dönmesi, sersemlik
- Üşüme veya sıcak basması
- Uyuşma veya karıncalanma
- Gerçek dışılık hissi (derealizasyon)
- Kendine yabancılaşma (depersonalizasyon)
- Kontrolü kaybetme ya da “delirme” korkusu
- Ölüm korkusu
- Ataklardan en az birinin ardından, 1 ay veya daha uzun süren aşağıdaki durumlardan en az biri gözlenmelidir:
- Başka ataklar yaşama ya da sonuçlarına dair sürekli endişe
- Panik ataklarla ilişkili davranış değişiklikleri (kaçınma, sosyal geri çekilme, kontrol arayışı)
- Panik ataklar bir maddenin etkisiyle veya başka bir tıbbi durumla açıklanamaz.
- Panik ataklar başka bir ruhsal bozukluğa (örn. sosyal fobi, OKB, travma) özgü değildir.
📈 Klinik Özellikler
- Ataklar genellikle ani, tetikleyici olmadan başlar
- Hastalar sıklıkla acil servise başvurur; kalp krizi, felç korkusu yaygındır
- Kaçınma davranışı gelişebilir ve bu durum agorafobi ile birleşebilir
- Uyku panikleri (uykudan panik atakla uyanma) sık görülür
- Panik atak ≠ panik bozukluk: Panik ataklar başka bozukluklarda da olabilir, ancak bu tanıda ataktan sonra kalıcı kaygı ve davranış değişikliği vardır
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: %2–3
- Kadınlarda erkeklere oranla 2–3 kat daha sık
- Genellikle geç ergenlik – erken yetişkinlik (20–30 yaş) döneminde başlar
- Belirtiler zamanla dalgalanma gösterir; bazı bireylerde kronikleşebilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Genel tıbbi durumlar (hipertiroidi, kardiyak aritmiler)
- Madde kaynaklı panik (kafein, amfetamin, yoksunluk sendromları)
- Sosyal fobi, özgül fobiler
- Travma sonrası stres bozukluğu
- Agorafobi (ayrıca değerlendirilmelidir)
- Hipokondriyazis (sağlık kaygısı)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (İlk basamak yaklaşımı önerilir)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Panik duyumlarının yeniden çerçevelenmesi
- Katastrofik düşüncelerin sorgulanması
- Maruz bırakma terapileri (bedensel duyumlara, ortamlara)
- Panik duyumlarının yeniden çerçevelenmesi
- Gevşeme eğitimi ve solunum teknikleri
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar (ilk tercih): Sertralin, paroksetin, fluoksetin
- SNRI’lar: Venlafaksin
- Benzodiazepinler: Kısa süreli kullanıma uygundur (alprazolam, klonazepam)
- Tedavi genellikle 6–12 ay sürer; relaps riski yüksek olduğunda daha uzun sürebilir
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Craske, M. G., & Barlow, D. H. (2008). Panic Disorder and Agoraphobia: The Nature and Treatment of Anxiety and Panic. Guilford Press.
- Roy-Byrne, P. P., & Stein, M. B. (2008). “Panic disorder.” The New England Journal of Medicine, 358(16), 1695–1702.
- APA (2023). Panic Disorder. www.psychiatry.org
Agorafobi
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.22)
📌 Tanım
Agorafobi, bireyin belirli yerlerde veya durumlarda kaçmanın zor ya da yardım almanın mümkün olmayabileceği korkusuyla kaygı yaşadığı ve bu durumlardan kaçındığı bir anksiyete bozukluğudur. Bu durumlar, genellikle açık alanlar, toplu taşıma araçları, kalabalıklar veya yalnız dışarıda bulunma gibi ortamlardır.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Aşağıdaki beş durumdan en az ikisinde belirgin kaygı veya kaçınma davranışı:
- Toplu taşıma araçları (otobüs, tren, uçak vb.)
- Açık alanlar (parklar, köprüler, otoparklar)
- Kapalı kamusal alanlar (alışveriş merkezleri, sinemalar)
- Sıra bekleme ya da kalabalıkta bulunma
- Ev dışında yalnız olma
- Birey bu durumlarda kaçmanın zor veya yardım almanın imkânsız olabileceğinden korkar.
- Bu durumlar neredeyse her zaman kaygı yaratır.
- Korkulan durumlardan aktif olarak kaçınılır, yoğun kaygıyla katlanılır ya da birinin eşliğinde bulunulur.
- Korku veya kaçınma orantısızdır ve en az 6 ay süreyle devam eder.
- Klinik açıdan belirgin sıkıntı veya işlevsellik kaybı vardır.
- Belirtiler başka bir bozuklukla (sosyal anksiyete, OKB, travma) daha iyi açıklanamaz.
📈 Klinik Özellikler
- Panik atakla ilişkili veya ondan bağımsız gelişebilir
- Yoğun kaçınma davranışları nedeniyle sosyal izolasyon ve evden çıkmama görülebilir
- Genellikle panik bozuklukla birlikte tanı alır; ancak DSM-5’te artık ayrı bir tanıdır
- “Yanında biri olmadıkça dışarı çıkamama” çok yaygın bir şikâyettir
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: Yaklaşık %1.7
- Kadınlarda erkeklerden daha sık
- Başlangıç yaşı genellikle ergenlik sonu – 30’lu yaşların başı
- Süreç kronikleşmeye meyillidir ve erken müdahale çok önemlidir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Panik bozukluğu: Panik atak odakta ise ayrı tanı konur
- Sosyal fobi: Başkaları tarafından değerlendirilme korkusu baskındır
- Travma sonrası stres bozukluğu: Travmatik ortamlardan kaçınma vardır
- Majör depresyon: Genel motivasyon düşüklüğüne bağlı evden çıkamama görülebilir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT):
- Maruz bırakma (exposure) terapisi
- Kaçınma davranışlarının çalışılması
- Felaketleştirici düşüncelerin yeniden yapılandırılması
- Maruz bırakma (exposure) terapisi
- Sanallaştırılmış maruz bırakma terapileri (VR tabanlı müdahaleler)
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar: Sertralin, paroksetin, fluoksetin
- SNRI’lar: Venlafaksin
- Benzodiazepinler: Kısa süreli kullanımlarda (kaygı şiddetliyse)
3. Destekleyici Müdahaleler
- Aile desteği
- Anksiyete günlükleri
- Uygulamalı gevşeme teknikleri
- Adım adım dışarı çıkma egzersizleri
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Craske, M. G., & Barlow, D. H. (2007). Mastery of Your Anxiety and Panic: Therapist Guide. Oxford University Press.
- Wittchen, H. U., et al. (2010). “Agoraphobia revisited: From DSM-IV to DSM-5.” Depression and Anxiety, 27(2), 113–133.
- APA (2023). Agoraphobia Resources. www.psychiatry.org
Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.23)
📌 Tanım
Sosyal Anksiyete Bozukluğu, bireyin bir veya birden fazla sosyal durumda, özellikle başkaları tarafından değerlendirilme korkusuyla belirgin kaygı yaşadığı ve bu durumlardan kaçındığı, yaygın bir anksiyete bozukluğudur. Bu kaygı, bireyin utanç duyacağı şekilde davranacağı ya da reddedileceği, aşağılanacağı korkusuyla ilişkilidir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Birey, bir veya birden fazla sosyal durumda, başkalarının değerlendirmesine maruz kalabileceği durumlarda belirgin korku ya da kaygı duyar.
Örnekler: Topluluk önünde konuşma, yemek yeme, yeni insanlarla tanışma, otoriteyle konuşma
- Korku, olumsuz değerlendirilme (küçük düşme, reddedilme, utanç) kaygısıyla ilgilidir.
- Sosyal durumlar hemen her zaman kaygı yaratır.
- Bu durumlar kaçınılır ya da yoğun kaygı ile tolere edilir.
- Korku ve kaçınma orantısızdır.
- Belirtiler en az 6 aydır sürmektedir.
- Klinik açıdan belirgin sıkıntı ya da işlevsellik kaybına yol açar.
- Başka bir ruhsal bozukluk, madde kullanımı ya da tıbbi durumla daha iyi açıklanamaz.
🧩 Alt Tip:
- Performansa özgü sosyal anksiyete: Yalnızca topluluk önünde konuşma gibi belirli durumlarla sınırlıdır.
📈 Klinik Özellikler
- Korkulan sosyal durumlarda kızarma, titreme, terleme, ses titremesi sık görülür
- Sosyal ilişkilerde kaçınma, yalnızlaşma eğilimi gelişebilir
- Başarılı bireylerde bile yüksek sosyal anksiyete görülebilir
- Çocuklarda okul reddi, sınıf içinde konuşmama, öğretmenle iletişim kurmaktan kaçınma gözlenebilir
- İçgörü genellikle mevcuttur, ancak işlevsellik ciddi şekilde bozulabilir
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: %7–13 (en yaygın anksiyete bozukluklarından biri)
- Kadınlarda biraz daha sık görülür
- Başlangıç yaşı çoğunlukla ergenlik dönemi
- Tedavi edilmezse kronik ve işlev bozucu bir seyir izleyebilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Yaygın anksiyete bozukluğu (genelleşmiş kaygılar söz konusudur)
- Agorafobi (toplum içinde panik yaşama korkusu öne çıkar)
- Otizm spektrum bozukluğu (sosyal iletişim eksikliği ile ilişkilidir)
- Şizoid kişilik bozukluğu (ilişki kurma isteği yoktur)
- Travma sonrası stres bozukluğu (travmaya özgü sosyal çekinmeler)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT):
- Sosyal felaket senaryolarını sorgulama
- Maruz bırakma (exposure) teknikleri
- Sosyal beceri eğitimi
- Dikkat odaklarının değiştirilmesi (iç odaktan dış odağa geçiş)
- Sosyal felaket senaryolarını sorgulama
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar (ilk basamak): Sertralin, paroksetin, escitalopram
- SNRI’lar: Venlafaksin
- Beta blokerler (performansa özgü anksiyete için): Propranolol (özellikle topluluk önünde konuşma)
- Benzodiazepinler: Kısa vadeli, dikkatli kullanımda (yoğun fiziksel belirtilerde)
3. Destekleyici Müdahaleler
- Grup terapileri
- Sosyal beceri grupları
- Duygusal düzenleme çalışmaları
- Aile ve okul temelli müdahaleler (özellikle ergenlerde)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Heimberg, R. G., & Becker, R. E. (2002). Cognitive-Behavioral Group Therapy for Social Phobia. Guilford Press.
- Clark, D. M., & Wells, A. (1995). “A cognitive model of social phobia.” In Social Phobia: Diagnosis, Assessment, and Treatment.
- APA (2023). Social Anxiety Disorder Resources. www.psychiatry.org
Özgül Fobi
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.29)
📌 Tanım
Özgül Fobi, belirli bir nesne ya da duruma karşı (örneğin yükseklik, hayvan, iğne, uçak) yoğun, mantık dışı ve orantısız bir korku ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Bu korku, bireyin işlevselliğini bozacak düzeyde kaçınma davranışlarına yol açar ve en az 6 ay boyunca devam eder.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Belirli bir nesne ya da duruma (örn. uçma, yükseklik, hayvanlar, kan, iğne, kapalı alanlar) karşı belirgin korku veya kaygı.
- Fobik nesne ya da durum, neredeyse her zaman kaygı tepkisini tetikler.
- Bu durum aktif olarak kaçınılır ya da yoğun kaygı ile katlanılır.
- Korku ya da kaygı orantısızdır (kültürel bağlam dikkate alınarak).
- Korku, kaygı ya da kaçınma davranışı en az 6 aydır devam eder.
- Belirtiler, klinik açıdan belirgin sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda işlevselliğin bozulmasına neden olur.
- Başka bir ruhsal bozuklukla (örneğin PTSD, sosyal fobi, OKB) daha iyi açıklanamaz.
🧩 Alt Tipler (DSM-5’e göre Örnek Fobi Türleri)
- Hayvan türü (örneğin: köpek, yılan, böcek)
- Doğal çevre (örneğin: fırtına, yükseklik, su)
- Kan-enjeksiyon-yaralanma türü (örneğin: iğne, kan alma)
- Durumsal tür (örneğin: asansör, uçak, tünel, kapalı alan)
- Diğer (örneğin: boğulma korkusu, yüksek ses, maskeler)
📈 Klinik Özellikler
- Fobiye özgü bir uyaran vardır; genellikle sabittir
- Panik atak benzeri tepkiler görülebilir (özellikle karşılaşmalarda)
- Kan-iğne fobisinde vazovagal bayılma riski daha yüksektir (diğerlerinden farklı olarak tansiyon düşebilir)
- Çocuklarda ağlama, donakalma, ebeveyne yapışma gibi tepkiler olabilir
- Korku nesnesinden kaçınma, zamanla genelleşerek işlev kaybına neden olabilir
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: %7–9
- Kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 2 kat daha sık
- Genellikle çocuklukta ya da ergenlikte başlar
- Bazı türleri (örneğin hayvan fobileri) erken yaşta, bazıları (örneğin uçma fobisi) erişkinlikte başlar
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Sosyal anksiyete bozukluğu: Başkaları tarafından değerlendirilme korkusu baskındır
- Agorafobi: Kaçmanın zor olacağı ortamlarda panik yaşama korkusu
- Travma sonrası stres bozukluğu: Travmaya özgü uyaranlara tepki
- Obsesif kompulsif bozukluk: Kaçınılan şey, obsesyonla ilişkilidir
- Psikotik bozukluklar: Gerçeklikten kopuk inançlarla tetiklenir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (Birincil Tercih)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Sistematik duyarsızlaştırma (en yaygın)
- Maruz bırakma terapisi (exposure): Gerçek veya sanal
- Bilişsel yeniden yapılandırma
- Sistematik duyarsızlaştırma (en yaygın)
2. Farmakoterapi
- Genellikle birincil tedavi değildir, ancak bazı durumlarda destekleyici olarak kullanılır:
- Beta blokerler: Özellikle performansa özgü fobilerde (örneğin sahne korkusu)
- Benzodiazepinler: Sınırlı, durumsal kullanımlarda (örn. zorunlu uçuş öncesi)
- Beta blokerler: Özellikle performansa özgü fobilerde (örneğin sahne korkusu)
3. Alternatif Müdahaleler
- Sanal gerçeklik destekli maruz bırakma
- Nefes ve gevşeme teknikleri
- Aile eğitimi (çocuklarda)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Antony, M. M., & Barlow, D. H. (2002). Specific Phobias. In: Handbook of Treatment for Anxiety Disorders.
- Wolitzky-Taylor, K. B., et al. (2008). “Meta-analysis of CBT for specific phobia.” Psychological Bulletin, 134(4), 556–575.
- APA (2023). Specific Phobia Resources. www.psychiatry.org
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu
(DSM-5 Tanı Kodu: 309.21)
📌 Tanım
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu, bireyin bağlılık figürlerinden (genellikle ebeveyn, partner, bakım veren) ayrılacağı düşüncesi ya da ayrılma durumu karşısında, gelişimsel düzeye göre aşırı ve uygunsuz düzeyde korku, kaygı ve kaçınma tepkileri göstermesiyle tanımlanan bir anksiyete bozukluğudur. DSM-5 ile birlikte bu tanı yalnızca çocuklukla sınırlı olmaktan çıkarılmış, ergenlerde ve yetişkinlerde de tanınabilir hâle getirilmiştir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Bireyde, bağlandığı kişi(ler)den ayrılma konusunda yaş düzeyine uygun olmayan, aşırı ve kalıcı korku ya da kaygıya dair en az 3 belirti:
- Ayrılma beklentisi veya yaşanmasıyla ilgili aşırı sıkıntı
- Bağlılık figürlerinin zarar göreceğine dair aşırı endişe (kaza, hastalık vb.)
- Ayrılma sonucu kötü bir olay yaşanacağı korkusu (kaçırılma, hastaneye kaldırılma vb.)
- Ayrılmayı önlemek için okula, işe veya başka yerlere gitmeyi reddetme
- Evde ya da bağlılık figürüne yakın olmayan yerlerde yalnız kalmayı reddetme
- Uyuyamama veya yalnız uyumayı reddetme
- Kabuslar (ayrılık temalı)
- Ayrılıkla ilgili tekrarlayıcı fiziksel semptomlar (baş ağrısı, mide bulantısı)
- Bu korku veya kaçınma davranışları en az 4 hafta çocuk ve ergenlerde, en az 6 ay yetişkinlerde sürmelidir.
- Klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya işlevsellikte bozulmaya neden olur.
- Başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. agorafobi, sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu).
📈 Klinik Özellikler
- Çocuklarda genellikle okul reddi, anneden ayrılmakta zorluk, sık mide veya baş ağrısı ile kendini gösterir
- Ergenlerde arkadaşlardan uzaklaşma, evden çıkmak istememe gözlenebilir
- Yetişkinlerde partnerinden ayrılamama, bağımlı ilişki kurma, ayrılık sonrası yoğun panik tepkileri görülebilir
- Genellikle erken çocuklukta başlar, ancak ergenlik ve yetişkinlikte de gelişebilir
📊 Yaygınlık
- Çocuklarda %4–5
- Ergenlerde %1.6
- Yetişkinlerde %1.9–2.5
- Kadınlarda daha yaygın
- Ailede anksiyete bozukluğu öyküsü olanlarda daha yüksek risk
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Yaygın anksiyete bozukluğu
- Sosyal anksiyete bozukluğu
- Agorafobi
- Özgül fobiler
- Depresyon (bağlılık figürüne yapışma, izolasyondan ayrılmalı)
- Travma sonrası stres bozukluğu (ayrılık sonrası gelişen travmalar)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Bağlılıkla ilgili felaket düşüncelerinin sorgulanması
- Aşamalı maruz bırakma (bağımsızlık geliştirme)
- Gevşeme teknikleri ve kaygı yönetimi
- Bağlılıkla ilgili felaket düşüncelerinin sorgulanması
- Aile terapisi: Özellikle çocuk ve ergenlerde
- Oyun terapisi: Küçük yaş gruplarında
2. Farmakoterapi
- Genellikle psikoterapi önceliklidir
- Şiddetli veya dirençli vakalarda:
- SSRI’lar: Sertralin, fluoksetin
- Kaygı düzenleyici ilaçlar: Sınırlı ve dikkatli kullanımda
- SSRI’lar: Sertralin, fluoksetin
3. Destekleyici Müdahaleler
- Okul ile işbirliği
- Aile eğitimi
- Duygusal farkındalık becerileri
- Ayrılık provaları, “ayrılık günlüğü” teknikleri
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Allen, J. L., & Lavallee, K. L. (2017). “Separation anxiety disorder across the lifespan.” Psychiatry Research, 256, 5–13.
- Ehrenreich-May, J., & Albano, A. M. (2011). CBT for Childhood Anxiety and Related Disorders. Oxford University Press.
- APA (2023). Separation Anxiety Disorder Resources. www.psychiatry.org
Seçici Konuşmazlık
(DSM-5 Tanı Kodu: 313.23)
📌 Tanım
Seçici Konuşmazlık, bireyin konuşma becerisi olmasına rağmen, belirli sosyal ortamlarda (örneğin okulda, yabancı kişilerle) sistematik olarak konuşmaması, ancak başka ortamlarda (örneğin evde, ebeveynle) rahatlıkla konuşabilmesi ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Genellikle çocukluk çağında başlar, ancak uygun müdahale edilmezse işlevselliği ciddi biçimde etkileyebilir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Birey, konuşma beklentisinin olduğu belirli sosyal durumlarda (ör. okul, oyun ortamı) sürekli olarak konuşmaz, ancak diğer ortamlarda konuşma yetisi vardır.
- Bu bozukluk en az 1 ay süreyle (okula yeni başlayan çocuklardaki ilk ay geçişi bu süreden sayılmaz) devam eder.
- Konuşmama durumu, o sosyal ortamda beklenen başarıyı veya iletişimi önemli ölçüde bozar.
- Konuşmamazlık, dilsel yetersizlikten veya dil öğrenimiyle ilgili bir sorundan kaynaklanmaz.
- Başka bir iletişim bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu, şizofreni ya da psikotik bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
📈 Klinik Özellikler
- Birey evde veya yakın çevrede rahat konuşurken, okulda veya sosyal ortamlarda tamamen sessiz kalır
- Yüz ifadesi donuk, göz teması zayıf, jest-mimik kullanımı sınırlı olabilir
- Sıklıkla sosyal anksiyete bozukluğu ile birlikte görülür
- Erken yaşta müdahale edilmezse okul başarısı, sosyal beceriler ve benlik saygısı olumsuz etkilenebilir
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Prevalans: %0.3–1.0 (nadir ancak göz ardı edilen bir bozukluktur)
- Genellikle 3–5 yaş arasında başlar
- Kadınlarda biraz daha yaygın
- Ailede anksiyete bozukluğu öyküsü olanlarda risk artar
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Sosyal anksiyete bozukluğu (konuşma olmamakla birlikte genel sosyal kaygı daha belirgindir)
- Otizm spektrum bozukluğu (genel sosyal iletişim sorunları eşlik eder)
- Gelişimsel dil bozuklukları
- Travmaya bağlı konuşma bozukluğu
- Şizoid kişilik özellikleri (ergenlikte ayırıcı tanıda önemlidir)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Davranışsal Müdahale (İlk Basamak)
- Aşamalı maruz bırakma (önce sessiz iletişim → fısıltı → sözel iletişim)
- Modelleme ve takviye (özellikle oyun temelli)
- Pozitif pekiştirme ile konuşmaya teşvik
- Selamlama, isim söyleme gibi mikro hedeflerle başlamak
2. Bilişsel-Davranışçı Terapi (BDT)
- Daha büyük çocuklarda kullanılır
- Kaygı çalışmaları ve “felaket senaryosu” inançlarının yeniden yapılandırılması
- Sosyal beceri eğitimi
3. Aile ve Okul İşbirliği
- Öğretmen bilgilendirme ve sınıf içi planlama
- Okul personeli ile davranış planı geliştirme
- Ailelere danışmanlık ve destek
4. Farmakoterapi
- Genellikle davranışçı terapiye yanıt alınamayan vakalarda
- SSRI’lar (örn. fluoksetin) bazı dirençli çocuklarda işe yarayabilir
- Farmakolojik tedavi terapiyle birlikte planlanmalıdır
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Bergman, R. L., et al. (2002). “Selective mutism: An update and overview.” Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 41(9), 1029–1038.
- Shipon-Blum, S. (2012). Understanding Selective Mutism: A Guide for Parents and Professionals.
- APA (2023). Selective Mutism Resources. www.psychiatry.org
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.3)
📌 Tanım
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), bireyin istem dışı biçimde zihnine gelen tekrarlayıcı düşünce, dürtü ya da imgeler (obsesyonlar) ve bunlara yanıt olarak gerçekleştirdiği tekrarlayıcı davranış ya da zihinsel eylemler (kompulsiyonlar) ile karakterize edilen, zaman alıcı ve işlevsellik bozucu bir psikiyatrik bozukluktur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Bireyde obsesyonlar, kompulsiyonlar ya da her ikisi birden bulunur:
Obsesyonlar:
- İstenmeden, sürekli ve ısrarlı biçimde gelen düşünceler, dürtüler ya da imgeler
- Birey, bu düşünce ya da dürtülere karşı koymaya çalışır ya da onları başka bir düşünceyle bastırmak ister (örneğin bir kompulsiyonla)
Kompulsiyonlar:
- Bireyin obsesyonlara yanıt olarak gerçekleştirdiği yineleyici davranışlar (el yıkama, kontrol etme vb.) veya zihinsel eylemler (dua etme, sayı sayma vb.)
- Bu davranışlar, obsesyonla ilişkili kaygıyı azaltmak için yapılır, ancak gerçekte gerçekçi değildir ya da aşırıdır
- Obsesyon ya da kompulsiyonlar günde en az 1 saat zaman alır veya belirgin sıkıntıya ya da işlevsellikte bozulmaya neden olur.
- Belirtiler başka bir ruhsal bozuklukla açıklanamaz (örn. yeme bozukluğu, beden algı bozukluğu).
- Belirtiler madde etkisi ya da tıbbi bir durumdan kaynaklanmaz.
🧩 Yaygın Obsesyon-Kompulsiyon Türleri
Obsesyon Türü | İlişkili Kompulsiyon |
Kirlenme / mikrop bulaşması | Aşırı temizlik, el yıkama |
Şüphe ve zarar verme korkusu | Tekrarlayıcı kontrol (kapı, ocak vb.) |
Simetri, düzen, doğruluk | Eşyaları hizalama, düzenleme |
Dini / ahlaki içerikli obsesyonlar | Sessizce dua etme, içsel telafi |
Cinsel veya saldırgan düşünceler | Nötrleştirici zihinsel eylemler |
📈 Klinik Özellikler
- Obsesyonlar birey için rahatsız edici ve egodistoniktir
- Kompulsiyonlar, kaygıyı azaltmak için geçici rahatlık sağlar
- Birey genellikle bu düşüncelerin mantıksız olduğunun farkındadır, ancak onları durduramaz
- Çocuklarda içgörü daha az gelişmiştir
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: %1–2
- Erkeklerde başlangıç yaşı genellikle daha erkendir (çocukluk/ergenlik)
- Kadınlarda erişkinlikte başlaması daha yaygındır
- Seyir genellikle kroniktir, belirtiler alevlenme ve yatışma gösterir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Yaygın anksiyete bozukluğu (sürekli endişe, ancak kompulsiyon yoktur)
- Depresyon (tekrarlayıcı düşünceler olabilir ama obsesyon kriterlerini karşılamaz)
- Psikotik bozukluklar (hezeyan niteliğinde takıntılar)
- Otizm spektrum bozukluğu (tekrarlayıcı davranışlar ama kaygı temelli değildir)
- Anoreksiya nervoza (ağırlık takıntısı OKB’den ayrılmalıdır)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (İlk Basamak Tedavi)
- Maruz Bırakma ve Tepki Önleme (ERP): Altın standart
- Birey, obsesyona maruz bırakılır ama kompulsiyon yapmasına izin verilmez
- Birey, obsesyona maruz bırakılır ama kompulsiyon yapmasına izin verilmez
- Bilişsel yeniden yapılandırma: Obsesif düşüncelerin mantıksal sorgulanması
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT)
- Çocuk ve ergenlerde aileye yönelik müdahaleler
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar (yüksek doz): Fluoksetin, sertralin, paroksetin, fluvoxamin
- Klomipramin (TCA): Özellikle dirençli olgularda
- Belirtilerin azalması genellikle 6–12 hafta içinde görülür
3. Dirençli Vakalar İçin
- Antipsikotik ekleme (adjunct): Aripiprazol, risperidon
- Derin beyin stimülasyonu (DBS): Çok dirençli ve işlevselliği ağır bozulmuş olgularda
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Foa, E. B., & Kozak, M. J. (1996). “Psychological treatment for obsessive-compulsive disorder.” Journal of Clinical Psychiatry, 57, 20–26.
- Abramowitz, J. S. (2006). “Understanding and treating obsessive-compulsive disorder.” Journal of Clinical Psychology, 62(4), 411–430.
- APA (2023). Obsessive-Compulsive Disorder. www.psychiatry.org
Beden Dismorfik Bozukluğu (BDD)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.7)
📌 Tanım
Beden Dismorfik Bozukluğu, bireyin görünümünde başkaları tarafından fark edilemeyecek düzeyde ya da çok küçük bir fiziksel kusur olduğu inancına yoğun biçimde odaklanması ve bu algılanan kusur nedeniyle belirgin kaygı, utanç ve işlevsellik kaybı yaşamasıyla karakterize edilen bir bozukluktur. Bu bozukluk obsesif-kompulsif spektrum altında yer alır.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Birey, fiziksel görünümünde gerçekte var olmayan ya da çok hafif olan bir kusur ile ilgili takıntılı biçimde uğraşır.
- Birey, bu algılanan kusur nedeniyle yineleyici davranışlar (örn. aynaya bakma, cilt yolma, sürekli düzeltme) veya zihinsel eylemler (başkalarıyla karşılaştırma) gerçekleştirir.
- Bu uğraşlar klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya toplumsal, mesleki işlevsellikte bozulmaya yol açar.
- Bu uğraşlar, başka bir ruhsal bozuklukla (örn. anoreksiya nervoza) daha iyi açıklanamaz.
🧩 Alt Tip:
- Kas dismorfisi: Birey, yeterince kaslı olmadığına inanır (özellikle erkeklerde yaygın)
📈 Klinik Özellikler
- En sık odaklanılan bölgeler: yüz (burun, cilt, dişler), saç, vücut şekli, cilt rengi
- Ayna karşısında uzun süreler geçirme ya da tam tersi kaçınma davranışları olabilir
- Sosyal izolasyon, düşük benlik saygısı ve intihar riski yüksektir
- Estetik operasyon geçirenlerde sık rastlanır; ancak memnuniyetsizlik devam eder
- Sıklıkla içgörü düşüktür (bazı vakalarda gerçeklikten kopma olabilir – psikotik belirti düzeyinde)
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: %1.7–2.4
- Erkeklerde ve kadınlarda benzer oranlarda görülür
- Genellikle ergenlik ya da erken erişkinlik döneminde başlar
- Kronik seyirli, alevlenme-dalgalanma gösteren bir bozukluktur
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): BDD daha görünüm odaklıdır
- Anoreksiya ve bulimia nervoza: Bedensel odak genellikle ağırlıktır
- Sosyal anksiyete bozukluğu: Korku değerlendirilmekten çok küçük düşmektir
- Delüzyonel bozukluk (somatik tip): BDD’de içgörü olabilir, delüzyon varsa psikotik düzeyde değerlendirilir
- Depresyon: Görünüm algısıyla sınırlı olmayan değersizlik duyguları baskındır
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Görünümle ilgili otomatik düşüncelerin yeniden yapılandırılması
- Aynaya maruz bırakma ve kaçınmanın azaltılması
- Vücut imajı eğitimi ve dikkat odağının değiştirilmesi
- Görünümle ilgili otomatik düşüncelerin yeniden yapılandırılması
- İçgörü düzeyine göre müdahale planı yapılmalıdır
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar (yüksek dozlarda): Fluoksetin, sertralin, paroksetin
- Antipsikotikler: Gerçeklikten kopma (delüzyon) düzeyinde belirtiler varsa eklenebilir
- Belirtilerin düzelmesi 6–12 hafta sürebilir
3. Destekleyici Müdahaleler
- Aile eğitimi ve yanlış yönlendirmelerin azaltılması
- Estetik cerrahiye yönlendirme yerine psikoeğitim
- Öz-şefkat ve beden kabullenme temelli yaklaşımlar
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Phillips, K. A. (2005). The Broken Mirror: Understanding and Treating Body Dysmorphic Disorder. Oxford University Press.
- Veale, D., & Neziroglu, F. (2010). Body Dysmorphic Disorder: A Treatment Manual. Wiley-Blackwell.
- APA (2023). Body Dysmorphic Disorder Resources. www.psychiatry.org
Biriktirme Bozukluğu (Hoarding Disorder)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.3)
📌 Tanım
Biriktirme Bozukluğu, kişinin gerçekte ihtiyaç duyulmayan ya da değersiz nesneleri atmakta aşırı zorlanması, bu nedenle yaşam alanlarının ciddi ölçüde daralması ve bu davranışın bireyin sosyal, mesleki veya diğer önemli işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olması ile tanımlanan kronik bir ruhsal bozukluktur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Birey, sahip olduğu eşyaları atmakta, elden çıkarmakta ya da onlardan ayrılmakta ısrarla güçlük çeker, bu eşyaların gelecekte işe yarayacağına dair algı yaygındır.
- Bu güçlük, eşya birikmesine yol açar ve yaşam alanları büyük ölçüde bu eşyalarla kaplanır; ancak bu sadece dağınıklıktan kaynaklanmaz.
- Biriktirme, klinik açıdan belirgin sıkıntıya ya da işlevsellik kaybına neden olur (evde oturamama, sosyal ilişkilerde bozulma, sağlık riski vb.).
- Belirtiler başka bir sağlık durumuna bağlı değildir (örn. beyin hasarı, demans).
- Davranışlar başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. OKB, depresyon, şizofreni).
🧩 Belirteçler
- İçgörü düzeyi:
- İyi içgörü: Kişi davranışının sorunlu olduğunu kabul eder
- Az içgörü: Kişi davranışının makul olduğunu düşünür
- Gerçeklikten kopma (delüzyonel inanç): Tam inkar ya da sabit, hatalı inançlar
- İyi içgörü: Kişi davranışının sorunlu olduğunu kabul eder
- İstemli hayvan biriktirme: Evcil hayvan sayısının bireyin bakım kapasitesini aşması
📈 Klinik Özellikler
- En sık biriktirilen nesneler: gazete, kıyafet, plastik poşet, ambalajlar
- Toplumdan izole olma, utanç, aile çatışmaları sıktır
- Ev kazaları, hijyen sorunları ve yangın riski gibi ciddi güvenlik problemleri oluşabilir
- Bireyler çoğu zaman yardım aramaz veya sorun olduğunu kabul etmez
- Yavaş ve dirençli seyirli bir bozukluktur
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: Yaklaşık %2–6
- Kadın ve erkeklerde benzer oranlarda görülür
- Başlangıç genellikle ergenlikte, belirginleşme ise 30’lu yaşlarda olur
- Aile öyküsü sık görülür – genetik katkı önemlidir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Obsesif-Kompulsif Bozukluk: Biriktirme OKB’nin kompulsif davranışı olabilir ama BDB daha yaygın, dirençli ve organize değildir
- Şizofreni: Sanrısal birikimler olabilir (örn. değerli olduğunu sanmak)
- Depresyon: İlgisizlik nedeniyle dağınıklık olur, ancak biriktirme dürtüsel değildir
- Demans: Bellek bozukluğuna bağlı anlam verilemeyen eşya yığılmaları
- Otizm spektrum bozukluğu: Tekrarlayıcı ve sınırlı ilgi alanları
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
- Eşyayla kurulan anlam ilişkisini sorgulama
- Karar verme becerilerinin geliştirilmesi
- Aşamalı ayırma ve düzenleme egzersizleri
- Evin yeniden işlevsel hâle getirilmesi için ev ziyaretleri
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar (özellikle paroksetin, fluoksetin): Etkili olabilir ama genellikle OKB’ye göre daha düşük yanıt alınır
- Antipsikotikler (adjunct): Özellikle içgörüsü düşük vakalarda önerilir
- Hedef: semptom azalması değil, işlevsellik artışı
3. Destekleyici Müdahaleler
- Aile eğitimi ve çatışma çözme becerileri
- Eşya yönetimi planları
- Yerel belediye/temizlik hizmetleriyle işbirliği (şiddetli durumlarda)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Frost, R. O., & Steketee, G. (2010). Stuff: Compulsive Hoarding and the Meaning of Things. Houghton Mifflin Harcourt.
- Tolin, D. F., Frost, R. O., & Steketee, G. (2012). “Cognitive-behavioral therapy for hoarding disorder.” Psychiatric Clinics of North America, 35(4), 869–881.
- APA (2023). Hoarding Disorder. www.psychiatry.org
Trikotillomani (Saç Yolma Bozukluğu)
(DSM-5 Tanı Kodu: 312.39)
📌 Tanım
Trikotillomani, bireyin tekrarlayıcı biçimde kendi saçlarını çekmesi (yolması) sonucu gözle görülür saç kaybı, bu davranışı durdurmaya yönelik yineleyici girişimler ve bu davranışların belirgin sıkıntı ya da işlevsellik kaybına yol açmasıyla tanımlanan, obsesif-kompulsif ve ilişkili bozukluklar sınıfına dâhil edilen bir bozukluktur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Birey, tekrarlayıcı şekilde saçlarını yolma davranışı gösterir ve bu durum gözle görülür saç kaybına neden olur.
- Bu davranışı durdurmak veya azaltmak için tekrarlayan girişimlerde bulunur.
- Saç yolma, klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya sosyal, mesleki ya da diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
- Saç yolma, başka bir tıbbi duruma (örn. dermatolojik bozukluk) bağlı değildir.
- Bu davranış, başka bir ruhsal bozuklukla (örn. beden dismorfik bozukluğu, psikotik bozukluk) daha iyi açıklanamaz.
📈 Klinik Özellikler
- En sık yolunan bölgeler: saçlı deri, kaşlar, kirpikler
- Davranış bazen bilinçlidir, bazen otomatik olarak yapılır
- Davranış öncesinde artmış gerginlik, sonrasında geçici rahatlama hissi sık görülür
- Bazı bireylerde saç yeme (trikofaji) de gözlenebilir → ciddi mide-bağırsak sorunlarına neden olabilir
- Kendini cezalandırma ya da disosiyatif durumlar eşlik edebilir
- Birey bu davranışı utanarak saklayabilir, sosyal geri çekilme yaygındır
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: Yaklaşık %1–2
- Kadınlarda erkeklere oranla 3–10 kat daha yaygındır
- Genellikle ergenlikte başlar (ortalama başlangıç yaşı 11–13)
- Kronik ve dalgalı bir seyir izler
- Çocuklukta başlayan formlar daha iyi prognoz gösterir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Beden dismorfik bozukluğu: Görünümle ilgili takıntılar baskındır
- Psikotik bozukluklar: Saç çekme sanrısal bir içerikle açıklanabilir
- Otizm spektrum bozukluğu: Tekrarlayıcı davranış örüntüleri farklı içerik taşır
- Dermatolojik hastalıklar: Egzama, saçkıran gibi durumlar dışlanmalıdır
- Stereotipik hareket bozukluğu: Gelişimsel engellerle birlikte görülür
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (Birincil Tercih)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Alışkanlık değiştirme eğitimi (Habit Reversal Training – HRT):
- Tetikleyici durumların fark edilmesi
- Yerine koyma davranışı geliştirme
- Tetikleyici durumların fark edilmesi
- Duygusal düzenleme ve stresle başa çıkma çalışmaları
- Farkındalık artırıcı teknikler (mindfulness)
- Alışkanlık değiştirme eğitimi (Habit Reversal Training – HRT):
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar: Fluoksetin, sertralin (genellikle sınırlı etkili)
- N-asetilsistein (NAC): Glutamat sistemine etki eder, bazı çalışmalar umut vericidir
- Olanzapin, aripiprazol gibi atipik antipsikotikler: Dirençli olgularda denenebilir
3. Destekleyici Müdahaleler
- Aile eğitimi
- Günlük kayıt formları ile izleme
- Stres yönetimi ve gevşeme çalışmaları
- Gerekirse dermatolojik destek
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Woods, D. W., & Twohig, M. P. (2008). Trichotillomania: Advances in Behavioral Understanding and Treatment. Springer.
- Grant, J. E., et al. (2009). “N-acetylcysteine, a glutamate modulator, in the treatment of trichotillomania.” Archives of General Psychiatry, 66(7), 756–763.
- APA (2023). Trichotillomania Resources. www.psychiatry.org
Dermatillomani (Cilt Yolma Bozukluğu / Excoriation Disorder)
(DSM-5 Tanı Kodu: 698.4)
📌 Tanım
Dermatillomani, kişinin yineleyici biçimde cilt yolma, kabuk koparma, tırmalama gibi davranışlar sergilemesiyle ortaya çıkan, ciltte lezyonlara ve belirgin işlevsellik kaybına yol açan, obsesif-kompulsif ve ilişkili bozukluklar sınıfında yer alan bir ruhsal bozukluktur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Birey, kendi cildini yineleyici biçimde yolma davranışı gösterir ve bu durum cilt lezyonlarına neden olur.
- Bu davranışı durdurmaya veya azaltmaya yönelik tekrarlayıcı girişimlerde bulunur.
- Cilt yolma davranışı klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya sosyal, mesleki ya da diğer önemli işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
- Bu davranış başka bir maddenin (ör. kokain) ya da tıbbi durumun (örn. dermatolojik hastalıklar) etkisiyle açıklanamaz.
- Belirtiler başka bir ruhsal bozukluğun (örn. psikotik bozukluk, beden dismorfik bozukluğu) parçası değildir.
📈 Klinik Özellikler
- Cilt yolma davranışı genellikle gerginlik, huzursuzluk veya sıkıntı hissi sonrası başlar, eylem sırasında kısa süreli rahatlama sağlar
- Hedef alınan bölgeler: yüz, kollar, bacaklar, göğüs, sırt
- Araçsız (tırnakla) veya araçlı (cımbız, iğne, makas) yapılabilir
- Ayna karşısında uzun süre geçirme, mikroskobik inceleme gibi eşlik eden davranışlar görülebilir
- Sosyal izolasyon, depresif duygudurum ve kişide utanç, suçluluk duyguları sıktır
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Yaşam boyu prevalans: %1.4–5.4 (daha yaygın olabilir, çünkü çoğu kişi gizler)
- Kadınlarda erkeklere oranla 3–4 kat daha sık görülür
- Genellikle ergenlik veya erken erişkinlikte başlar
- Çoğu birey tekrarlayıcı ve kronik seyir bildirir
- Anksiyete ve depresyonla yüksek oranda eş tanı gösterir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Beden dismorfik bozukluğu: Cilt kusurunu düzeltmeye yönelik yolma davranışı
- Trikotillomani: Saç değil, doğrudan cilt hedef alınır
- Psikotik bozukluklar: Sanrısal düzeyde ciltte “bir şey olduğu” inancı varsa
- Dermatolojik hastalıklar: Egzama, sedef, kaşıntı sendromları dışlanmalıdır
- Otizm spektrum bozukluğu / zeka geriliği: Stereotipik davranışlar olabilir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
- Alışkanlık Değiştirme Eğitimi (Habit Reversal Training – HRT):
- Tetikleyicilerin belirlenmesi
- Uyumlu tepkilerin (örneğin stres topu sıkmak) geliştirilmesi
- Tetikleyicilerin belirlenmesi
- Farkındalık artırıcı teknikler (mindfulness)
- Maruz bırakma ve tepki önleme (ERP) bazı bireylerde etkili olabilir
- Stres ve dürtü kontrolü üzerine çalışmalar
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar (özellikle fluoksetin, sertralin): OKB benzeri etkiler nedeniyle tercih edilir
- N-asetilsistein (NAC): Glutamat regülasyonu ile olumlu sonuçlar vermiştir
- Atipik antipsikotikler (adjunct): Dirençli olgularda, özellikle içgörü zayıfsa
3. Destekleyici Müdahaleler
- Aile eğitimi (özellikle ergenlerde)
- Deri enfeksiyonlarına karşı dermatolojik takip
- İzleyici çizelgeleri ve davranış kayıtları
- Tetikleyici ortamlardan uzak durma ya da düzenleme
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Grant, J. E., & Chamberlain, S. R. (2016). “Dermatillomania: Pathophysiology and Treatment.” American Journal of Psychiatry, 173(9), 868–874.
- Odlaug, B. L., & Grant, J. E. (2008). “Pathologic skin picking.” American Journal of Drug and Alcohol Abuse, 34(4), 591–597.
- APA (2023). Excoriation (Skin-Picking) Disorder. www.psychiatry.org
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB / PTSD)
(DSM-5 Tanı Kodu: 309.81)
📌 Tanım
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), bireyin doğrudan yaşamını tehdit eden ya da başkalarının yaşamını tehdit eden şiddetli travmatik bir olaya maruz kalması sonrası, bu olaya dair sürekli yeniden yaşantılamalar, kaçınma davranışları, bilişsel ve duygusal değişiklikler ile artmış uyarılmışlık tepkileri göstermesiyle tanımlanan psikiyatrik bir bozukluktur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
A. Travmaya maruz kalma (en az biri):
- Doğrudan yaşama tehdit eden olaylar yaşama
- Başkasının travmasına tanıklık etme
- Yakın birinin travmatik biçimde zarar gördüğünü öğrenme
- Travmatik olaylara tekrar tekrar maruz kalma (ör. ilk müdahale ekipleri)
B. Yeniden yaşantılama belirtileri (en az 1):
- Travmanın istemsiz şekilde tekrar yaşanması (flashback)
- Travma içeren kabuslar
- Travmayı hatırlatan uyaranlara yoğun psikolojik tepki
- Fizyolojik tepkiler (terleme, kalp çarpıntısı)
C. Kaçınma belirtileri (en az 1):
- Travmayı hatırlatan düşünce ve duygulardan kaçınma
- Travmayı çağrıştıran durum ve kişilerden kaçınma
D. Bilişsel ve duygusal değişiklikler (en az 2):
- Travmanın önemli yönlerini hatırlayamama
- Kalıcı olumsuz inançlar (“Ben kötüyüm”, “Kimseye güvenilmez”)
- Suçluluk, utanç, korku gibi olumsuz duygular
- İlgi kaybı, yabancılaşma, pozitif duyguları hissedememe
E. Artmış uyarılmışlık belirtileri (en az 2):
- Uyku bozuklukları
- Sinirlilik, öfke patlamaları
- Aşırı tetikte olma (hipervijilans)
- Kolay irkilme
- Dikkat ve konsantrasyon zorluğu
F. Belirtiler 1 aydan uzun sürmelidir.
G. Belirtiler belirgin sıkıntı veya işlevsellik kaybına neden olmalıdır.
📈 Klinik Özellikler
- Belirtiler genellikle travmadan 3 ay içinde başlar, ancak gecikmiş başlangıç (6 ay sonra) da olabilir
- Depresyon, madde kullanımı ve intihar riski sık eş tanılardır
- Çocuklarda belirtiler regresyon, oyunlarda travmayı canlandırma ve davranışsal değişikliklerle görülebilir
- Travmatik olayın şiddeti, süresi ve kişinin önceki psikolojik dayanıklılığı belirtilerin şiddetini etkiler
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Yaşam boyu prevalans: %6–8
- Kadınlarda daha yaygın
- Risk faktörleri:
- Önceki travmalar
- Ruhsal hastalık öyküsü
- Yetersiz sosyal destek
- Erken yaşta travmaya maruz kalma
- Travmatik olayın uzun sürmesi ya da tekrarlaması
- Önceki travmalar
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Akut stres bozukluğu (1 aydan kısa süren benzer belirtiler)
- Anksiyete bozuklukları
- Depresif bozukluklar
- Psikotik bozukluklar (flashbackler hezeyanla karışabilir)
- Travmatik beyin hasarı
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (Birincil Tedavi Yöntemi)
- Travma odaklı bilişsel davranışçı terapi (TF-CBT)
- EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)
- Prolonged Exposure (Uzamış Maruz Bırakma Terapisi)
- Bilişsel Yeniden Yapılandırma
- Anlatı terapisi (özellikle çocuklarda)
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar: Sertralin, paroksetin (FDA onaylı)
- SNRI’lar: Venlafaksin
- Prazosin: Travma kabuslarının azaltılmasında kullanılır
- Atipik antipsikotikler ve mood stabilizatörler: Dirençli vakalarda
3. Diğer Müdahaleler
- Aile terapisi ve sosyal destek
- Sanat ve beden odaklı terapiler
- Meditasyon, yoga ve gevşeme egzersizleri
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Bisson, J. I., & Andrew, M. (2007). “Psychological treatment of post-traumatic stress disorder (PTSD).” Cochrane Database of Systematic Reviews
- Foa, E. B., et al. (2008). Effective Treatments for PTSD. Guilford Press
- APA (2023). Posttraumatic Stress Disorder Resources. www.psychiatry.org
Akut Stres Bozukluğu (ASD)
(DSM-5 Tanı Kodu: 308.3)
📌 Tanım
Akut Stres Bozukluğu (ASD), bireyin yaşamını tehdit eden ya da ağır travmatik bir olaya doğrudan veya dolaylı biçimde maruz kalması sonucunda gelişen ve travmadan sonraki 3 gün ile 1 ay arasında süren yoğun kaygı, dissosiyasyon, yeniden yaşantılama ve kaçınma belirtileriyle karakterize edilen geçici bir ruhsal bozukluktur. Süreç 1 ayı aşarsa Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) tanısı değerlendirilmelidir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
A. Birey aşağıdaki yollarla travmatik bir olaya maruz kalmıştır:
- Doğrudan travmatik olayı yaşamak
- Başkalarının yaşadığı travmatik olaya tanıklık etmek
- Yakın bir aile üyesinin ya da arkadaşının ciddi travma yaşadığını öğrenmek
- Travmatik olaylara sürekli veya aşırı biçimde maruz kalmak (örneğin: ilk müdahale çalışanları)
B. Travmadan sonraki 3 gün ila 1 ay arasında, aşağıdaki 5 belirti kümesinden toplamda en az 9 belirti gözlenmelidir:
- Yeniden yaşantılama:
- Rahatsız edici anılar, flashback’ler, rüyalar, travma tetikleyicilerine yoğun tepki
- Rahatsız edici anılar, flashback’ler, rüyalar, travma tetikleyicilerine yoğun tepki
- Olumsuz duygu durumu:
- Sürekli negatif ruh hâli (korku, kaygı, suçluluk, utanç)
- Sürekli negatif ruh hâli (korku, kaygı, suçluluk, utanç)
- Dissosiyatif belirtiler:
- Gerçek dışılık hissi (derealizasyon), kendine yabancılaşma (depersonalizasyon), olayları hatırlayamama
- Gerçek dışılık hissi (derealizasyon), kendine yabancılaşma (depersonalizasyon), olayları hatırlayamama
- Kaçınma belirtileri:
- Travmayı hatırlatan düşünce ve durumlardan kaçınma
- Travmayı hatırlatan düşünce ve durumlardan kaçınma
- Artmış uyarılmışlık belirtileri:
- Uyku güçlüğü, irritabilite, konsantrasyon zorluğu, tetikte olma, irkilme
- Uyku güçlüğü, irritabilite, konsantrasyon zorluğu, tetikte olma, irkilme
C. Belirtiler travmadan en az 3 gün sonra başlar, 1 ayı geçmez.
D. Klinik açıdan belirgin sıkıntı ya da işlev kaybına neden olur.
E. Madde kullanımı, tıbbi durumlar ya da başka bir ruhsal bozuklukla açıklanamaz.
📈 Klinik Özellikler
- Belirtiler travmadan hemen sonra başlayabilir
- Çoğu bireyde belirtiler kendiliğinden düzelebilir, ancak bazıları TSSB’ye evrilir
- Dissosiyasyon belirtileri, TSSB’ye kıyasla ASD’de daha belirgindir
- Bireylerde aşırı tetikte olma, çevresel uyarıcılara abartılı tepki ve duygusal donukluk sık görülür
- Müdahale edilmezse kronikleşebilir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Travma sonrası gelişme oranı: %10–20
- Cinsel saldırı ve savaş deneyimi sonrası daha sık
- Risk faktörleri:
- Önceki ruhsal bozukluklar
- Yetersiz sosyal destek
- Dissosiyatif özelliklerin varlığı
- Yoğun/uzun süren travmatik maruziyet
- Önceki ruhsal bozukluklar
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (süre 1 ayı geçerse TSSB olarak değerlendirilir)
- Panik bozukluğu
- Anksiyete bozuklukları
- Akut psikotik bozukluklar (sanrılar ve gerçeklikten kopma)
- Travmatik beyin hasarı
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikolojik Müdahaleler (İlk Basamak)
- Psikoeğitim: Normal stres tepkileri hakkında bilgilendirme
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT):
- Maruz bırakma ve yeniden yapılandırma
- Kaygı azaltma stratejileri
- Maruz bırakma ve yeniden yapılandırma
- EMDR (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma): Bazı çalışmalarda etkili bulunmuştur
2. Farmakoterapi (yalnızca gerekli durumlarda önerilir)
- SSRI’lar: Şiddetli kaygı ve uyku sorunlarında kısa süreli kullanım
- Prazosin: Kabus ve uykusuzluk için (travmaya bağlı)
- Anksiyolitikler: Sınırlı süreyle dikkatli kullanım (bağımlılık riski!)
3. Destekleyici Müdahaleler
- Krize müdahale ve güvenli ortam sağlama
- Sosyal destek artırıcı girişimler
- Gevşeme, nefes egzersizleri ve mindfulness teknikleri
- Gerektiğinde aile ile çalışma
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Bryant, R. A. (2011). “Acute stress disorder as a predictor of posttraumatic stress disorder.” Journal of Clinical Psychiatry, 72(2), 233–239.
- Roberts, N. P., et al. (2009). “Psychological interventions for acute stress disorder.” Cochrane Database of Systematic Reviews.
- APA (2023). Acute Stress Disorder Resources. www.psychiatry.org
Reaktif Bağlanma Bozukluğu (RAD)
(DSM-5 Tanı Kodu: 313.89)
📌 Tanım
Reaktif Bağlanma Bozukluğu, çocukluk döneminde gelişen, çocuğun birincil bakım verene karşı duygusal olarak geri çekilmiş ve yetersiz bağlanma davranışları sergilediği, genellikle ciddi ihmal, istismar veya bakım yoksunluğu sonrası ortaya çıkan bir bozukluktur. Bu çocuklar, destekleyici ilişkilere yanıt vermezler ve genellikle içe kapanıktırlar.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
A. Çocuk, birincil bakım verene karşı duygusal olarak geri çekilmiş davranışlar gösterir; aşağıdakilerden her ikisi de bulunur:
- Duygusal olarak rahatlatıcı destek aramaz.
- Sunulan destek girişimlerine yanıt vermez.
B. Sürekli olarak aşağıdaki duygusal ve sosyal bozulma örüntüleri gözlenir (en az iki):
- Sosyal ve duygusal olarak sınırlı tepki verme
- Pozitif duyguların kısıtlı ifadesi
- Stresli durumlarda açıklanamaz irritabilite, üzüntü ya da korku
C. Çocuk ciddi bakım yetersizliğine maruz kalmıştır (en az biri):
- Temel duygusal ihtiyaçların tutarlı biçimde karşılanmaması
- Bakım değişikliklerinin sıklığı (farklı bakıcılar)
- Kurum bakımında yetişme gibi kalıcı bağ kuramama ortamları
D. Belirtiler, bakım yetersizliğine doğrudan bağlıdır.
E. Belirtiler, otizm spektrum bozukluğu ile açıklanamaz.
F. Tanı 5 yaşından önce konmalıdır.
G. Gelişim yaşı en az 9 ay olmalıdır.
📈 Klinik Özellikler
- Sosyal içe çekilme, ilgisizlik, bakım verene karşı tepkisizlik
- Gülümsememe, dokunmadan hoşlanmama, yakınlık kuramama
- Regresif davranışlar (alt ıslatma, bebeksi konuşma) görülebilir
- Sıklıkla ağır ihmal öyküsü veya kurumsal bakım geçmişi vardır
- Bağ kurma kapasitesi bozulmuştur, çevresel güvenlik sinyalleri algılanamaz
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Genelde koruyucu bakım, yetimhane veya kurumsal ortamlar gibi yetersiz bakım koşullarında yetişen çocuklarda görülür
- Toplumda yaygınlığı çok düşüktür (%1’in altı)
- Erken yaşta travmatik deneyim ve bakım eksikliği temel risk faktörleridir
- Erken tanı ve müdahale prognozu büyük oranda etkiler
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Otizm spektrum bozukluğu (ASD): RAD’de sosyal ilişkide geri çekilme durumsaldır ve bakım verenle ilişkilidir, ASD’de geneldir
- Fiziksel ya da zihinsel gelişim geriliği
- Depresyon (çocukluk çağı)
- Posttravmatik stres bozukluğu (çocukluk)
- Yaygın gelişimsel bozukluklar
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Temel Müdahale: Güvenli Bağlılık Geliştirme
- Güvenli ve tutarlı bir bakım ortamı sağlama
- Duygusal tepkilere duyarlı ebeveynlik eğitimi
- Bağ kurma üzerine yapılandırılmış günlük rutinler
- Ebeveyn-çocuk oyun temelli etkileşim terapileri
2. Psikoterapi
- Çocuk-merkezli terapi
- Oyun terapisi
- Travma odaklı terapiler (geçmiş ihmalleri işlemeye yönelik)
- Aile terapisi (özellikle koruyucu/aile yanında bakılan çocuklarda)
3. Destekleyici Girişimler
- Okul ortamında gözlem ve destek
- Ebeveyn eğitimi ve psikoeğitim
- Gelişimsel değerlendirme ve gerekirse özel eğitim desteği
⚠️ Not: Cezalandırıcı ya da “ilişki kurmaya zorlayıcı” yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Zeanah, C. H., & Gleason, M. M. (2015). “Annual Research Review: Attachment disorders in early childhood.” Journal of Child Psychology and Psychiatry, 56(3), 207–222.
- Lyons-Ruth, K., & Jacobvitz, D. (2008). “Attachment disorganization: Genetic factors, parenting contexts, and developmental transformation.” Handbook of Attachment, 666–697.
- APA (2023). Reactive Attachment Disorder Resources. www.psychiatry.org
Yaygın Katılımlı Bağlanma Bozukluğu (Disinhibited Social Engagement Disorder – DSED)
(DSM-5 Tanı Kodu: 313.89)
📌 Tanım
Yaygın Katılımlı Bağlanma Bozukluğu (DSED), küçük yaşta ciddi ihmal ve yetersiz bakım yaşamış çocukların, yabancılara karşı aşırı tanıdıkça davranışlar sergilediği, sağlıksız sosyal sınırlarla karakterize edilen bir bağlanma bozukluğudur. Bu çocuklar yabancılara karşı çekingenlik göstermeden yaklaşır, sosyal tehlikeleri fark edemez ve ebeveyn figüründen kolayca ayrılabilirler.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
A. Aşağıdaki en az ikisi gözlenmelidir:
- Tanımadığı yetişkinlere kolayca yaklaşır ve temas kurar
- Sosyal sınırları gözetmeden aşırı tanıdıkça davranışlar sergiler
- Güvenliğin tehlikede olabileceği yerlere rehber olmadan gider
- Bakım verenle temas kurmakta isteksizlik ya da umursamazlık
B. Bu davranışlar dürtüsellikten değil, sosyal bağlanmanın bozulmasından kaynaklanır.
C. Çocuk şu bakım yetersizliklerinden en az birine maruz kalmıştır:
- Temel duygusal ihtiyaçların karşılanmaması
- Sık bakım değişikliği (ör. farklı bakıcılar)
- Kurum bakımında büyüme gibi ilişkisel yoksunluk ortamı
D. Belirtiler, bakım eksikliğine doğrudan bağlıdır.
E. Gelişim yaşı en az 9 ay olmalıdır.
📈 Klinik Özellikler
- Çocuk yabancılara sarılma, el tutma, oturma, onlara sırlarını anlatma gibi sınır ihlalleri gösterebilir
- Risk algısı düşüktür, çocuk yabancı biriyle kolayca uzaklaşabilir
- Bu durum, çocuğun gelişimsel olarak beklendik “yabancıdan çekinme” davranışını sergilememesiyle dikkat çeker
- Genellikle kurum bakımında büyümüş ya da çok sık bakıcı değişikliği yaşamış çocuklarda görülür
- İlerleyen yaşlarda davranış sorunları, dikkat eksikliği ve sosyal kuralları ihlal etme gibi belirtilerle devam edebilir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Prevalans, risk altındaki çocuklarda (ör. yetimhane kökenli) %20’ye kadar çıkabilir
- Toplum genelinde nadirdir
- Risk faktörleri:
- Erken çocukluk döneminde şiddetli duygusal ihmal
- Kurumsal bakım, uzun süreli ebeveyn yoksunluğu
- Yetersiz sosyal uyarı ve ilgi
- Erken çocukluk döneminde şiddetli duygusal ihmal
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): DSED’de sosyal sınır ihlalleri bağlanma temellidir
- Otizm Spektrum Bozukluğu: DSED’de sosyal ilgi vardır, otizmde sınırlı ve niteliksel olarak farklıdır
- Reaktif Bağlanma Bozukluğu (RAD): DSED’de aşırı dışa dönüklük ve ilişki kurma isteği vardır, RAD’de içe çekilme
- Davranım bozukluğu: Sosyal tehlike fark etmeme DSED için özgüdür, kasti sınır ihlali değil
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Temel Müdahale: Güvenli Bakım Ortamı
- Sürekli ve duyarlı bir bakım ilişkisi kurmak
- Bağlanma temelli ebeveyn eğitimi
- Çocuğun sosyal sınırları anlaması için modelleme ve rehberlik
2. Psikoterapi
- Oyun terapisi
- Bağlanma temelli yaklaşımlar (ör. Theraplay, DDP)
- Duygusal farkındalık çalışmaları
3. Destekleyici Girişimler
- Okul destek hizmetleriyle iş birliği
- Aile terapisi
- Gerekirse davranışsal yapılandırma
⚠️ Not: Bu çocuklara cezalandırıcı, korkutucu ya da “koparma” amaçlı yaklaşımlar ciddi zarar verebilir.
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
Gleason, M. M., et al. (2011). “Reactive attachment disorder and disinhibited social engagement disorder.” Pediatrics, 129(2), e626–e638. - Zeanah, C. H., & Smyke, A. T. (2008). “Attachment disorders in family and social context.” Infant Mental Health Journal, 29(3), 219–233.
- APA (2023). Disinhibited Social Engagement Disorder. www.psychiatry.org
Uyum Bozukluğu (Adjustment Disorder)
(DSM-5 Tanı Kodu: 309.0–309.9)
📌 Tanım
Uyum Bozukluğu, bireyin yaşamında ortaya çıkan belirgin bir stres etkenine (boşanma, iş kaybı, taşınma, hastalık vb.) aşırı tepki vermesiyle gelişen, belirtilerin ortaya çıkmasıyla birlikte işlevsellikte bozulmaya ve/veya duygusal sıkıntıya yol açan bir ruhsal bozukluktur. Bu bozukluk, genellikle geçici, ancak müdahale edilmediğinde daha ciddi psikiyatrik bozukluklara dönüşebilecek niteliktedir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Tanımlanabilir bir psikososyal stresörün başlamasından sonraki 3 ay içinde, aşağıdaki belirtiler gelişir:
- Stresöre beklenenden fazla düzeyde psikolojik tepki (aşırı üzüntü, kaygı, öfke vb.)
- Bu tepki, bireyin işlevselliğini belirgin şekilde bozar (sosyal, akademik, mesleki alanlarda)
- Belirtiler başka bir ruhsal bozukluğun (örneğin majör depresyon ya da anksiyete bozukluğu) kriterlerini tam olarak karşılamaz.
- Belirtiler stresör ortadan kalktıktan sonra 6 aydan fazla sürmez (kalıcı stresörler hariç).
🧩 Alt Tipler (DSM-5’e göre)
- Depresif duygudurumla birlikte
- Anksiyete ile birlikte
- Karışık anksiyete ve depresif duygudurumla birlikte
- Davranış bozukluğu ile birlikte
- Karışık duygusal ve davranışsal bozulma ile birlikte
- Belirtilmeyen
📈 Klinik Özellikler
- Belirtiler, çoğu zaman olaya aşırı duyarlılık, kontrol kaybı hissi, gelecek kaygısı gibi duygular içerir
- Çocuklarda daha çok davranışsal tepkiler (öfkelenme, okuldan kaçma)
- Yetişkinlerde depresif belirtiler, kaygı, sosyal çekilme ön plandadır
- Travmatik olmayan ancak yaşamı değiştiren stresörlere (emeklilik, göç, doğum) karşı gelişebilir
- Tanı sıklıkla geçici kriz dönemlerinde konur
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Toplumda yaygınlık net bilinmemekle birlikte psikiyatri polikliniklerinde %5–20 oranında görülür
- Kadınlarda daha yaygındır
- Sosyal destek eksikliği, önceki ruhsal hastalık öyküsü, stresörün süresi ve şiddeti risk faktörleridir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Majör depresif bozukluk (belirtiler daha uzun ve yaygındır)
- Yaygın anksiyete bozukluğu
- Travma sonrası stres bozukluğu (travmatik olay gereklidir)
- Akut stres bozukluğu (travmatik olay sonrası gelişir)
- Normal yas süreci
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (ilk tercih)
- Kriz müdahalesi ve destekleyici terapi
- Bilişsel davranışçı terapi (BDT):
- Olumsuz düşünce kalıplarının yeniden yapılandırılması
- Gelecek planlaması ve problem çözme becerileri
- Olumsuz düşünce kalıplarının yeniden yapılandırılması
- Stres yönetimi ve gevşeme egzersizleri
- Grup terapileri: Sosyal destek artırıcı
2. Farmakoterapi (gerektiğinde kısa süreli olarak)
- Hafif-orta düzeyde anksiyolitikler (benzodiazepinler – kısa süreli!)
- Belirgin depresif belirtiler varsa SSRI’lar
- Uyku bozukluklarına yönelik müdahale (uyku hijyeni, gerekirse düşük doz antidepresanlar)
3. Sosyal Müdahaleler
- Stresörün etkisini azaltmaya yönelik adımlar (örn. barınma, finansal destek, sosyal hizmet desteği)
- Aile eğitimi ve danışmanlık
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Casey, P., & Bailey, S. (2011). “Adjustment disorders: the state of the art.” World Psychiatry, 10(1), 11–18.
- Strain, J. J., & Friedman, M. J. (2011). Adjustment Disorders: From Controversy to Clinical Practice. Oxford University Press.
- APA (2023). Adjustment Disorders Resources. www.psychiatry.org
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB / DID)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.14)
📌 Tanım
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB), bireyin benliğinde iki veya daha fazla farklı kimlik ya da kişilik durumu bulunduğu ve bu kimliklerin zaman zaman davranış, bellek, algı ve düşünceler üzerinde kontrolü devraldığı, genellikle ciddi travmatik yaşantılarla ilişkili, karmaşık ve nadir görülen bir dissosiyatif bozukluktur. Kimlikler arasında geçiş bilinçli olmayabilir ve birey bu geçişlerin farkında olmayabilir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Bireyde iki ya da daha fazla ayrı kişilik durumu ya da kimlik vardır.
- Her biri kendi algı, düşünce, ilişki ve davranış örüntüsüne sahiptir
- Bu durumlar, kişinin davranışlarını tekrar tekrar kontrol eder
- Bu kimlik geçişleriyle ilişkili olarak, günlük olaylara, önemli kişisel bilgilere ve travmatik olaylara dair belirgin amnezi gözlenir.
- Bu unutkanlık sıradan unutkanlıktan fazladır
- Belirtiler, bireyin sosyal, mesleki ya da diğer işlevsellik alanlarında belirgin sıkıntıya veya bozulmaya neden olur.
- Durum, genel tıbbi bir duruma veya madde kullanımına (örn. nöbet bozuklukları, alkol, ilaç) bağlı değildir.
- Durum, kültürel ya da dini uygulamalarla daha iyi açıklanamaz (örn. trans hali).
📈 Klinik Özellikler
- Kimlikler arasında geçiş bazen aniden, bazen stresle tetiklenir
- Her bir kimliğin adı, cinsiyeti, yaş aralığı, konuşma biçimi, dünya görüşü farklı olabilir
- “Amnezik boşluklar”: kişi yaptığı şeyleri, yaşadığı olayları hatırlamayabilir
- Bazı vakalarda “izleyici kimlik” ve “yönetici kimlik” gibi hiyerarşik yapılar olabilir
- Genellikle çocukluk döneminde yoğun fiziksel, cinsel veya duygusal istismar öyküsü vardır
📊 Yaygınlık ve Başlangıç
- Prevalans genel toplumda: %1’in altında (düşük ama tartışmalı)
- Kadınlarda erkeklerden daha sık teşhis edilir
- Belirtiler genellikle çocuklukta başlar, ancak tanı yetişkinlikte konur
- Tanı konana kadar yanlış tanı oranı yüksektir (örn. epilepsi, borderline kişilik bozukluğu)
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Kompleks parsiyel epilepsi
- Psikotik bozukluklar (özellikle şizofreni): Ses duyma olabilir, ancak gerçeklik testi daha iyi korunur
- Borderline kişilik bozukluğu: Kimlikte değişkenlik olabilir, ancak ayrı ayrı kimlikler söz konusu değildir
- Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): Dissosiyasyon olabilir ama kimlik bölünmesi yoktur
- Malingering (rol yapma): Zorlayıcı durumlarda dikkatle ayırt edilmelidir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (temel ve uzun soluklu müdahaledir)
- Aşamalandırılmış terapi modeli sıklıkla kullanılır:
- Güvenliğin sağlanması ve istikrar (stabilizasyon)
- Travmatik anıların işlenmesi
- Kimlikler arası bütünleşmenin desteklenmesi
- Güvenliğin sağlanması ve istikrar (stabilizasyon)
- Travma odaklı terapi: EMDR, duygu düzenleme teknikleri
- İçsel iletişim becerileri geliştirme: kimlikler arası etkileşim düzenlenir
2. Farmakoterapi (eş tanılar için)
- Belirgin anksiyete, depresyon, uyku bozuklukları için SSRI’lar, sedatifler
- DID’e özgü bir ilaç yoktur, ancak destekleyici tedaviler önemlidir
3. Destekleyici Müdahaleler
- Aile veya partner eğitimi
- Kriz müdahale planlaması
- Gerektiğinde hastaneye yatış (özellikle kendine zarar riski varsa)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- International Society for the Study of Trauma and Dissociation (2011). Guidelines for Treating Dissociative Identity Disorder in Adults.
- Brand, B. L., & Loewenstein, R. J. (2014). “Dissociative disorders: An overview.” Dialogues in Clinical Neuroscience, 16(3), 255–266.
- APA (2023). Dissociative Identity Disorder Resources. www.psychiatry.org
Dissosiyatif Amnezi
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.12)
📌 Tanım
Dissosiyatif Amnezi, bireyin önemli kişisel bilgileri – özellikle travmatik ya da stresli olaylarla ilişkili olanları – unutmasıyla karakterize edilen bir bozukluktur. Bu unutkanlık nörolojik bir neden olmaksızın ve sıradan unutkanlıkla açıklanamayacak kadar belirgin ve yaygındır. Genellikle geri döndürülebilir bir hafıza kaybıdır ve kişilik duygusu korunur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Kişisel bilgilerin bir ya da daha fazlasına dair unutkanlık (genellikle travmatik ya da stresli nitelikte) – bu unutkanlık sıradan unutkanlıkla açıklanamaz.
- Unutkanlık belirgin sıkıntıya veya işlevsellik kaybına yol açar.
- Belirtiler madde kullanımı, nörolojik hastalıklar (ör. epilepsi, kafa travması) ya da başka bir tıbbi durumla açıklanamaz.
- Belirtiler disosiyatif kimlik bozukluğu ile daha iyi açıklanamaz.
🧩 Alt Tip: Gezgin dissosiyatif amnezi (fuga durumu)
- Birey, kimliğini ve geçmişini unuturken bulunduğu yerden uzaklaşır
- Başka bir şehirde, bazen bambaşka bir kimlikle hayatını sürdürür
- Bu durum genellikle geçicidir, ancak geri döndüğünde kişi o süreci hatırlamaz
📈 Klinik Özellikler
- En sık karşılaşılan dissosiyatif bozukluktur
- Travma, savaş, doğal afet, cinsel saldırı gibi ağır stresörler sonrası ortaya çıkabilir
- Unutkanlık sınırlı bir zaman dilimiyle (lokalize amnezi), belirli olaylarla (seçici amnezi) ya da kişinin tüm kimliğiyle (genelleşmiş amnezi) ilgili olabilir
- Ani başlangıçlı, geçici ve geri dönebilir niteliktedir
- Birey, eksik olan bilgilerin farkında olmayabilir (içgörü zayıf)
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Toplumda net prevalans bilinmemekle birlikte ruh sağlığı kliniklerinde yaygındır
- Kadınlarda daha sık görülür
- Çocuklukta yaşanan ağır istismar öyküsü, travma öyküsü, depersonalizasyon eğilimi risk faktörleri arasındadır
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Nörolojik amnezi (örn. epilepsi, beyin tümörü)
- Maddeye bağlı amnezi (alkol, sedatifler)
- Demans ve diğer nörokognitif bozukluklar
- Depresif bozukluklarda görülen dikkat eksikliğine bağlı unutkanlık
- Disosiyatif kimlik bozukluğu (DID): Kimlik geçişi ve daha karmaşık bellek bozuklukları bulunur
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Travma odaklı bilişsel davranışçı terapi (TF-CBT)
- Psikodinamik terapi (travmatik içeriğe erişim sağlama)
- Hipnoterapi: Hafızaya erişimi kolaylaştırabilir, dikkatli kullanılmalıdır
- İfade odaklı yaklaşımlar: Kayıp belleğin parçalarının bütünleştirilmesi
2. Farmakoterapi
- Dissosiyatif amnezi için doğrudan farmakoterapi yoktur
- Eşlik eden depresyon, anksiyete bozuklukları varsa SSRI/SNRI’lar tercih edilebilir
- Uyku bozukluğu, disfori için destekleyici ilaçlar verilebilir
3. Destekleyici Müdahaleler
- Güvenli çevre oluşturma
- Aile danışmanlığı ve psiko-eğitim
- Günlük tutma, yapılandırılmış rutinler
- Hatırlatıcı nesne ve fotoğraflarla hafıza çalışmaları
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Spiegel, D., & Cardeña, E. (1991). “Disintegrated experience: The dissociative disorders revisited.” Journal of Abnormal Psychology, 100(3), 366–378.
- Loewenstein, R. J. (2007). “Dissociative amnesia and dissociative fugue.” In Handbook of Clinical Neurology, 88, 613–630.
- APA (2023). Dissociative Amnesia. www.psychiatry.org
Depersonalizasyon / Derealizasyon Bozukluğu
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.6)
📌 Tanım
Depersonalizasyon / Derealizasyon Bozukluğu, bireyin süreğen veya yineleyici biçimde kendisini ya da çevresini gerçek dışı, kopuk, yabancı ya da rüyadaymış gibi algılamasıyla karakterize edilen bir dissosiyatif bozukluktur. Bu bozuklukta gerçeklik testi bozulmaz; birey yaşadığı deneyimlerin gerçek olmadığını bilir ama buna rağmen o duyguyu engelleyemez.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Kalıcı ya da yineleyici biçimde aşağıdaki belirtilerden biri veya her ikisi gözlenir:
- Depersonalizasyon: Kişinin kendi düşüncelerini, duygularını, bedenini veya davranışlarını dışarıdan izliyormuş gibi algılaması (örneğin “kendimi bir robot gibi hissediyorum”).
- Derealizasyon: Kişinin çevresini gerçek dışı, bulanık, rüyadaymış gibi ya da yapay hissetmesi.
- Bu deneyimler sırasında gerçeklik testi korunur (birey, yaşadıklarının gerçek dışı bir algı olduğunu bilir).
- Belirtiler, klinik açıdan belirgin sıkıntıya veya toplumsal, mesleki işlevsellikte bozulmaya neden olur.
- Belirtiler bir maddenin (örn. uyuşturucu, ilaç) ya da nörolojik bir hastalığın etkisiyle açıklanamaz.
- Belirtiler başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. şizofreni, panik bozukluğu, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu).
📈 Klinik Özellikler
- Bireyler genellikle yaşadıkları bu durumu “gerçek dışı olma hissi”, “camın arkasındaymış gibi hissetme”, “bedenime yabancılaşma” şeklinde tarif eder
- Stresli yaşam olayları, uykusuzluk, anksiyete, madde kullanımı bu durumları tetikleyebilir
- Depersonalizasyon ve derealizasyon aynı anda görülebilir, ancak biri baskın olabilir
- Belirtiler saatler, günler, haftalar sürebilir; kronikleşebilir
- Genellikle birey içgörülüdür ve “delirdiğinden” korkar
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Yaşam boyu prevalans: %1–2
- Genellikle ergenlikte veya genç yetişkinlikte başlar
- Kadın ve erkeklerde benzer oranlarda görülür
- Çocukluk travması, duygusal ihmal, TSSB ve panik bozukluk eş tanısı yaygındır
- Kişilik özellikleri (obsesif, içe dönük yapılar) riski artırabilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Şizofreni: Gerçeklik testi bozulur (hezeyan, halüsinasyon olabilir)
- Panik bozukluğu: Panik atak sırasında geçici derealizasyon olabilir ancak sürekli değildir
- TSSB: Travma hatıralarına bağlı geçici dissosiyatif belirtiler görülebilir
- Major depresyon: Duygusal kopukluk olabilir ancak yoğun gerçek dışılık hissi baskın değildir
- Nörolojik hastalıklar: Epilepsi, migren, beyin tümörleri dışlanmalıdır
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Felaketleştirme eğilimlerinin sorgulanması
- Beden farkındalığını artırıcı egzersizler
- Duygusal kaçınma ile başa çıkma stratejileri
- Felaketleştirme eğilimlerinin sorgulanması
- Farkındalık (mindfulness) temelli yaklaşımlar
- Travma odaklı terapiler: Eşlik eden travmalar varsa
2. Farmakoterapi (doğrudan etkili ilaç yoktur; eş tanılar hedeflenir)
- SSRI’lar / SNRI’lar: Eşlik eden depresyon ve anksiyete için
- Lamotrijin: Bazı araştırmalar sınırlı fayda bildirmiştir
- Naltrekson: Dissosiyasyon üzerine denemeler yapılmaktadır
- Benzodiazepinler: Kısa süreli, dikkatli kullanımda (anksiyete baskınsa)
3. Destekleyici Müdahaleler
- Uyku düzeni
- Kafein, alkol ve uyarıcılardan uzak durma
- Beden odaklı egzersizler
- Aile/çevre bilgilendirmesi
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders.
- Sierra, M., & Berrios, G. E. (1997). “Depersonalization: A conceptual history.” History of Psychiatry, 8(30), 213–229.
- Hunter, E. C. M., Sierra, M., & David, A. S. (2004). “The epidemiology of depersonalization and derealization.” Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology, 39(1), 9–18.
- APA (2023). Depersonalization/Derealization Disorder Resources. www.psychiatry.org
Somatik Belirti Bozukluğu
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.82)
📌 Tanım
Somatik Belirti Bozukluğu, bireyin bir ya da daha fazla bedensel belirtiye (örneğin ağrı, yorgunluk, sindirim sorunları) aşırı derecede odaklanması, bu belirtilere karşı aşırı düşünceler, duygular ve davranışlar geliştirmesi ile tanımlanan bir bozukluktur. Belirtiler fiziksel olabilir, ancak bozukluğun temel özelliği bedensel belirtilerin varlığı değil, bu belirtilerle aşırı uğraş ve kaygıdır.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Bireyde bir veya daha fazla somatik belirti bulunur; bu belirtiler rahatsızlık vericidir ya da günlük yaşamda önemli bozulmaya yol açar.
- Bu belirtilerle ilişkili olarak en az bir aşağıdaki durum gözlenir:
- Aşırı ve orantısız düşünceler (belirtilerin ciddiyetiyle ilgili)
- Yüksek düzeyde kaygı (sağlıkla ilgili)
- Belirtilere veya sağlığa yönelik aşırı zaman ve enerji harcama
- Bu durum en az 6 aydır devam eder; belirtiler süreklilik gösterebilir ya da değişebilir.
🧩 Belirtilere Göre Alt Tipler
- Ağrı ile ilişkili somatik belirti bozukluğu
- Gastrointestinal belirtilerle ilişkili
- Nörolojik semptomlar (ör. baş dönmesi, bayılma hissi)
📈 Klinik Özellikler
- Bireyler çoğunlukla tekrar tekrar doktora başvururlar, ancak açıklayıcı bir fiziksel neden bulunamaz
- Tıbbi açıklama olsa bile bireyin kaygı ve davranışları aşırıdır
- Ağrı bozukluğu, somatik belirti bozukluğunun en sık görülen biçimidir
- Bu bireylerde anksiyete bozuklukları, depresyon ve kişilik bozuklukları sık eş tanı olarak görülür
- Çocuklarda karın ağrısı, baş ağrısı gibi şikâyetler ön plandadır
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Toplumda yaygınlık: %5–7
- Kadınlarda erkeklerden daha yaygındır
- Çocukluk çağı travmaları, sağlık kaygısı olan ebeveynler, duygusal ifade zorlukları risk faktörleri arasındadır
- Sağlık hizmetlerine aşırı başvurma ve “doktor doktor dolaşma” durumu yaygındır
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Somatik semptomu açıklayan tıbbi hastalıklar
- Hastalık Kaygısı Bozukluğu (hipokondriyazis): Bedensel belirti olmadan ciddi hastalık korkusu
- Konversiyon bozukluğu (Fonksiyonel nörolojik semptom bozukluğu)
- Yaygın anksiyete bozukluğu
- Majör depresyon (fiziksel yakınmalar olabilir)
- Sanrısal bozukluk (somatik tip)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (ilk tercih)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Bedensel belirtilerin felaketleştirilmesini sorgulama
- Sağlıkla ilgili düşüncelerin yeniden yapılandırılması
- Duygusal farkındalık ve başa çıkma stratejileri
- Bedensel belirtilerin felaketleştirilmesini sorgulama
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar ve SNRI’lar: Eşlik eden depresyon veya anksiyete için önerilir
- Psikosomatik semptomları hafifletici etkiler gözlenmiştir
- Ağrıya yönelik bazı antikonvülsanlar veya düşük doz trisiklik antidepresanlar da kullanılabilir (örn. amitriptilin)
3. Destekleyici Müdahaleler
- Tek bir doktor/terapist tarafından izlenme (gereksiz tetkiklerin azaltılması için)
- Psiko-eğitim: Hastanın semptomlarının psikolojik anlamını kavraması
- Düzenli ama sınırlı görüşme takvimiyle izlem
- Aile eğitimi ve işbirliği
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders: DSM-5
- Barsky, A. J., & Ahern, D. K. (2004). “Cognitive behavior therapy for somatization and medically unexplained symptoms.” General Hospital Psychiatry, 26(3), 199–206.
- Creed, F., et al. (2011). Medically Unexplained Symptoms, Somatisation and Bodily Distress. Cambridge University Press.
- APA (2023). Somatic Symptom Disorder. www.psychiatry.org
Hastalık Kaygısı Bozukluğu
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.7)
📌 Tanım
Hastalık Kaygısı Bozukluğu, bireyin ciddi bir tıbbi hastalığı olduğuna ya da olacağına dair aşırı ve süreğen bir kaygı taşıdığı, ancak bu korkuya eşlik eden belirgin bir fiziksel belirti olmadığı bir bozukluktur. Kişi, tıbbi değerlendirmelerden güvence almasına rağmen kaygısını sürdürür ve sağlıkla ilgili davranışlarında belirgin bozulmalar yaşar.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Bireyde ciddi bir hastalığa sahip olma ya da yakalanma konusunda aşırı kaygı vardır.
- Somatik belirtiler yoktur ya da yalnızca hafif yoğunluktadır.
(Var olan belirtiler sağlık kaygısıyla orantısızdır.) - Sağlıkla ilgili yüksek düzeyde kaygı vardır ve birey sağlıkla ilgili davranışlar sergiler (örn. tekrar tekrar vücut kontrolü yapma, aşırı bilgi arama) ya da kaçınma davranışı gösterir (örn. hastane ve doktorlardan uzak durma).
- Sağlıkla ilgili hastalık korkusu en az 6 aydır devam eder; korku içeriği zamanla değişebilir.
- Bu bozukluk başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (örn. somatik belirti bozukluğu, panik bozukluğu, OKB).
🧩 Alt Tipler (DSM-5’e göre)
- Sağlık arayıcı tip: Sürekli doktorlara başvuran, test yaptıran bireyler
- Kaçınan tip: Hastalık korkusu nedeniyle sağlık sisteminden tamamen uzak duran bireyler
📈 Klinik Özellikler
- Bireyler genellikle internette sürekli sağlık araştırmaları yapar (“siberkondri”)
- Tıbbi testlerin normal çıkması kısa süreli rahatlama sağlar, ancak kaygı tekrar yükselir
- “Vücudumda bir şey var ama kimse bulamıyor” düşüncesi yaygındır
- Sıklıkla depresyon, anksiyete bozuklukları, OKB gibi eş tanılar bulunur
- Hastalık korkusu bazen gerçek bir hastalığın geçirilmesinden sonra tetiklenebilir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Yaşam boyu prevalans: %1–2
- Kadın ve erkeklerde benzer oranlarda görülür
- Başlangıç genellikle erken erişkinlik dönemindedir
- Çocuklukta ağır hastalık öyküsü, ailede hipokondriyazis öyküsü, güvencesiz bağlanma stilleri risk faktörlerindendir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Somatik Belirti Bozukluğu: Fiziksel belirtiler belirgindir, kaygı bu belirtilere eşlik eder
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Kaygı yalnızca sağlığa odaklı değildir
- OKB: Belirli sağlık obsesyonları olabilir, ancak genellikle başka temalar da vardır
- Majör Depresyon: Fiziksel yakınmalar olabilir, ancak sağlık korkusu merkezde değildir
- Psikotik bozukluklar: Hastalık inancı gerçeklikten kopuk ve sabitse (delüzyonel nitelik)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (birincil tedavi yöntemi)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Katastrofik düşüncelerin sorgulanması
- Sağlıkla ilgili davranışların fark edilmesi ve yapılandırılması
- Duygu düzenleme becerilerinin geliştirilmesi
- Duygusal farkındalık çalışmaları ve maruz bırakma teknikleri
2. Farmakoterapi
- SSRI’lar / SNRI’lar: Sertralin, escitalopram, venlafaksin gibi ilaçlar anksiyeteyi azaltabilir
- Düşük dozda başlanır, etkiler genellikle 4–6 haftada ortaya çıkar
- Benzodiazepinler önerilmez (bağımlılık ve kaçınma davranışlarını pekiştirme riski)
3. Destekleyici Müdahaleler
- Tıbbi sistemle sınırlı ve yapılandırılmış iletişim
- Doktorlar arası tutarlı bilgi aktarımı
- Sağlıkla ilgili internet aramalarının sınırlandırılması
- Aile eğitimi ve destek
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Barsky, A. J., & Ahern, D. K. (2004). “Illness anxiety disorder: A review.” Journal of the American Medical Association, 291(24), 3181–3183.
- Furer, P., & Walker, J. R. (2008). Health Anxiety: Clinical and Research Perspectives on Hypochondriasis and Related Conditions. Wiley.
- APA (2023). Illness Anxiety Disorder. www.psychiatry.org
Dönüştürme Bozukluğu (Fonksiyonel Nörolojik Semptom Bozukluğu)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.11)
📌 Tanım
Dönüştürme Bozukluğu, bireyin motor ya da duyusal işlevlerinde ortaya çıkan nörolojik belirti benzeri bozuklukların, bilinen tıbbi nedenlerle açıklanamadığı ve kişinin psikolojik çatışmalarının fiziksel belirtilerle “dönüşüm” geçirdiği bir durumdur. Belirtiler istemsizdir ve kişinin kontrolü dışındadır, ancak organik bir nörolojik bozuklukla açıklanamaz.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Bireyde, motor ya da duyusal işlevlerle ilişkili bir ya da daha fazla semptom görülür (örn. felç, kasılma, his kaybı, bayılma, konuşma bozukluğu, körlük, nöbet).
- Klinik değerlendirme, bu belirtilerin nörolojik ya da tıbbi bir hastalıkla açıklanamayacağını gösterir.
- Belirti veya bozukluk, bireyde klinik açıdan belirgin sıkıntıya ya da sosyal, mesleki işlevsellikte bozulmaya neden olur.
- Belirtiler başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
🧩 Alt Tipler (DSM-5 belirticileri)
- Motor semptomlar (ör. felç, kasılma, yürüyememe)
- Duyusal semptomlar (ör. körlük, işitme kaybı, uyuşma)
- Psödoseizür (psödonöbetler): Nöbet benzeri ataklar, EEG’de bulgu yok
- Konuşma bozuklukları: Afoni (konuşamama), disartri
- Karışık tip
Ayrıca, akut başlangıçlı mı, belirtiler geçici mi kalıcı mı, içgörü düzeyi ve eşlik eden psikolojik stres faktörü olup olmadığı belirtilmelidir.
📈 Klinik Özellikler
- Başlangıç genellikle ani ve stresli bir yaşam olayının ardından olur
- Belirtiler, nörolojik hastalıkları taklit eder; ancak fizyolojik uyumsuzluklar vardır
- Örn. kas güçsüzlüğü bildirirken kas refleksleri normal olabilir
- Çoğu birey belirtilerinin psikolojik değil, fiziksel olduğuna inanır
- “La belle indifférence” (belirtiye karşı kayıtsızlık) bazı vakalarda gözlenebilir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Klinik prevalans: %0.2–0.5 (bazı nöroloji kliniklerinde %5’e kadar çıkabilir)
- Kadınlarda erkeklerden 2–3 kat daha yaygındır
- Çocukluk travması, istismar, kişilik bozuklukları, düşük eğitim düzeyi risk faktörlerindendir
- Genç yetişkinlikte ve ergenlikte daha sık başlar
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Epilepsi: Özellikle psödonöbetlerle ayırt edilmelidir (EEG gereklidir)
- Multipl skleroz, inme, miyastenia gravis gibi nörolojik hastalıklar dışlanmalıdır
- Somatik belirti bozukluğu: Belirtiler genel vücut odaklıdır, nörolojik özellikte olmayabilir
- Malingering (bilinçli rol yapma): Dönüştürme bozukluğunda belirtiler istemsizdir
- Faktisiyöz bozukluk: Kasıtlı olarak hastalık belirtileri üretme
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (öncelikli tedavi yöntemi)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Belirtiyle ilişkili düşünce biçimlerinin sorgulanması
- Travma geçmişi ve duygusal bastırmaların ele alınması
- Kaygı ve stresle başa çıkma becerilerinin artırılması
- Fizyoterapi ile bütünleştirilmiş psikoterapi: Motor semptomlar için etkilidir
- Hipnoterapi: Bazı vakalarda semptom çözülmesini hızlandırabilir
2. Farmakoterapi
- Dönüştürme bozukluğu için spesifik bir ilaç yoktur
- Eşlik eden anksiyete veya depresyon durumlarında SSRI/SNRI grubu ilaçlar etkili olabilir
- Benzodiazepinler geçici semptom baskılamada kullanılabilir ancak uzun vadeli önerilmez
3. Destekleyici Müdahaleler
- Hekim–hasta ilişkisinde güven çok önemlidir
- Gereksiz tıbbi testlerin azaltılması
- Aile eğitimi: Semptomları besleyen faktörlerin fark edilmesi
- Düzenli ve sınırlı randevu planlaması
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Stone, J., Carson, A., & Sharpe, M. (2005). “Functional symptoms and signs in neurology: assessment and diagnosis.” Journal of Neurology, Neurosurgery & Psychiatry, 76, i2–i12.
- LaFrance Jr, W. C., & Friedman, J. H. (2009). “Treatment of nonepileptic seizures.” Epilepsy & Behavior, 14(1), 122–127.
- APA (2023). Functional Neurological Symptom Disorder Resources. www.psychiatry.org
Yapay Bozukluk (Factitious Disorder)
(DSM-5 Tanı Kodu: 300.19)
📌 Tanım
Yapay Bozukluk, bireyin başkalarını aldatma amacıyla fiziksel ya da psikolojik belirtileri bilinçli olarak üretmesi, abartması ya da uydurmasıyla karakterize edilen bir bozukluktur. Bu davranış dışsal kazançlar (örneğin maddi çıkar, adli fayda) amacıyla yapılmaz; asıl amaç “hasta” rolünü üstlenerek ilgi veya bakım görmektir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
A. Birey, kendisinde (veya bir başkasında – vekil yoluyla) fiziksel ya da psikolojik belirtileri bilinçli olarak üretir, uydurur ya da abartır.
B. Birey, hastalık rolünü benimser ve bu rolde kalmak ister.
C. Bu davranış, dışsal bir kazanç elde etme amacı taşımaz (örneğin maddi kazanç, askerlikten muafiyet, adli ceza almamak).
D. Davranış başka bir ruhsal bozuklukla (örn. sanrısal bozukluk) daha iyi açıklanamaz.
🧩 Alt Tipler (DSM-5’e göre)
- Kendi üzerinde uygulanan yapay bozukluk
- Vekil yoluyla uygulanan yapay bozukluk (önceden Münchausen by proxy olarak bilinirdi)
- Genellikle ebeveyn çocuğu üzerinde semptom üretir
- Tıbbi suistimal ve çocuk istismarı ile ilgilidir
📈 Klinik Özellikler
- Birey kendisini hastaneye kabul ettirmek için sahte semptomlar bildirir, tıbbi belgelerle oynayabilir, hatta ilaç ya da fiziksel yöntemlerle hastalık üretebilir
- Tedaviye yanıt vermeyen, açıklanamayan semptomlar yaygındır
- Hekimlerin ilgisinden ya da “hasta” kimliğinden ayrılmak istemez
- Çoğunlukla tıbbi bilgiye sahiptir
- İlişkilerde manipülasyon, dramatizasyon ve kronik yalan söyleme eğilimi olabilir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Toplumda yaygınlığı bilinmemekle birlikte hastanelerde nadiren görülür
- Kadınlarda daha yaygındır (özellikle vekil yoluyla formda)
- Risk faktörleri:
- Çocuklukta ağır hastalık geçirme
- İhmal ya da istismar geçmişi
- Kayıplar ve ilgi eksikliği
- Kişilik bozukluğu öyküsü (özellikle borderline ve narsisistik özellikler)
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Malingering (sahtecilik): Bilinçli semptom üretimi vardır ama kazanç amaçlıdır (örneğin iş göremezlik, ilaç temini)
- Somatik Belirti Bozukluğu: Semptomlar istemsizdir
- Sanrısal Bozukluk (somatik tip): Kişi semptomların gerçek olduğuna inanır
- Depresyon, OKB, anksiyete bozuklukları (eşlik edebilir ama neden değildir)
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (temel tedavi yaklaşımıdır)
- Bireysel psikoterapi (tercihen psikodinamik ya da BDT):
- Hasta rolü ile ilişkili ihtiyaçların keşfi
- Gerçeklik testi ve benlik saygısı çalışmaları
- Yavaş, yargılamadan ve güvene dayalı bir ilişki kurulması
- Ebeveyn-çocuk etkileşim terapisi: Vekil yoluyla durumlarda
2. Farmakoterapi
- Doğrudan yapay bozukluğa etkili bir ilaç yoktur
- Eş tanılı depresyon, anksiyete veya kişilik bozukluğu varsa tedavi edilebilir
3. Destekleyici Müdahaleler
- Sağlık hizmeti sunucuları arasında koordinasyon çok önemlidir
- Gereksiz tetkiklerin ve tıbbi işlemlerin azaltılması
- Çocuk istismarı şüphesi varsa adli bildirim zorunludur
- Aile eğitimi ve sosyal hizmet desteği gerekebilir
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders: DSM-5
- Yates, G. P., & Feldman, M. D. (2016). “Factitious disorder: A systematic review.” Psychosomatics, 57(4), 321–330.
- Bass, C., & Halligan, P. (2014). “Factitious disorders and malingering: challenges for clinical assessment and diagnosis.” British Journal of Psychiatry, 204(3), 182–188.
- APA (2023). Factitious Disorder. www.psychiatry.org
Anoreksiya Nervoza (AN)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.1)
📌 Tanım
Anoreksiya Nervoza, bireyin beden ağırlığını bilinçli olarak ciddi biçimde azaltması, aşırı kilo alma korkusu ve beden algısında çarpıklık ile karakterize edilen ciddi bir yeme bozukluğudur. Bu bireyler, tıbbi olarak düşük kiloda olmalarına rağmen, kendilerini kilolu algılar ve zayıflıklarını kabul etmezler. Bozukluk hem fiziksel hem de psikolojik ciddi sonuçlar doğurabilir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Yaş, cinsiyet, gelişimsel özellikler ve fiziksel sağlık açısından beklenenin altında bir vücut ağırlığını sürdürme (öznel veya nesnel olarak düşük vücut ağırlığı).
- Kilo alma veya şişmanlama ile ilgili yoğun bir korku ya da kilo almayı önlemeye yönelik ısrarlı davranış.
- Beden ağırlığı ya da biçimine ilişkin çarpık algı, kendilik değerinin aşırı derecede bedene bağlı olması, ya da düşük kilo durumunun farkında olmama (ya da bunu inkâr etme).
🧩 Alt Tipler (DSM-5’e göre)
- Kısıtlayıcı Tip:
- Son 3 ayda tıkınırcasına yeme veya çıkarma davranışları (kusma, laksatif kullanımı) yoktur.
- Kilo kaybı diyet, oruç tutma veya aşırı egzersizle sağlanır.
- Son 3 ayda tıkınırcasına yeme veya çıkarma davranışları (kusma, laksatif kullanımı) yoktur.
- Tıkınırcasına Yeme/Çıkarma Tipi:
- Son 3 ayda yineleyici biçimde tıkınırcasına yeme ya da çıkarma davranışı görülür.
- Son 3 ayda yineleyici biçimde tıkınırcasına yeme ya da çıkarma davranışı görülür.
📈 Klinik Özellikler
- Vücut ağırlığı genellikle %15–30 oranında düşük olabilir
- Amenore (adet kesilmesi) sık görülür (artık tanı kriteri değildir)
- Soğuk intoleransı, düşük tansiyon, bradikardi, kemik yoğunluğu kaybı (osteopeni/osteoporoz), saç dökülmesi yaygındır
- Depresyon, obsesyon, anksiyete bozuklukları sık eş tanılardır
- İçgörü genellikle düşüktür, hasta tedaviyi reddedebilir
- Erken yaşta başlama ve aile desteği prognozu olumlu etkiler
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Yaşam boyu prevalans: Kadınlarda yaklaşık %0.9, erkeklerde %0.3
- Başlangıç genellikle ergenlikte, özellikle 12–18 yaş aralığında
- Kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha yaygındır
- Risk faktörleri:
- Ailede yeme bozukluğu öyküsü
- Beden imajı ile ilgili toplumsal baskılar
- Mükemmeliyetçilik, obsesif kişilik özellikleri
- Ergenlikte hızlı beden değişimleri
- Ailede yeme bozukluğu öyküsü
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Bulimiya Nervoza: Vücut ağırlığı genelde normal ya da hafif düşük, tıkınırcasına yeme daha baskındır
- Vücut dismorfik bozukluğu: Beden görünümüne takıntı vardır ama kilo verme çabası baskın değildir
- Depresyon: Kilo kaybı görülebilir ama beden algısı bozuk değildir
- Tıbbi hastalıklar: Malignite, gastrointestinal hastalıklar dışlanmalıdır
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Beslenme Desteği
- Kademeli kilo alımı hedeflenir
- Yoğun olgularda hastaneye yatırma gerekebilir
- Diyetisyen ve hekim gözetiminde yeniden beslenme programı uygulanır
- “Refeeding syndrome” riskine dikkat edilmelidir
2. Psikoterapi
- Bireysel Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT-E): Altın standart
- Aile Temelli Terapi (Maudsley Modeli): Ergenlerde oldukça etkilidir
- Duygu düzenleme çalışmaları ve beden algısı terapisi
- Travma öyküsü varsa travma odaklı terapi
3. Farmakoterapi
- Doğrudan anoreksiya için etkili onaylı bir ilaç yoktur
- SSRI’lar (örn. fluoksetin): Depresyon veya obsesif belirtilerde kullanılır
- Antipsikotikler (örn. olanzapin): Kilo alımını destekleyici olabilir
- İlaç tedavisi psikoterapi ve beslenme tedavisinin yerine geçemez
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5)
- Treasure, J., Claudino, A. M., & Zucker, N. (2010). “Eating disorders.” The Lancet, 375(9714), 583–593.
- Fairburn, C. G. (2008). Cognitive Behavior Therapy and Eating Disorders. Guilford Press.
- APA (2023). Anorexia Nervosa Resources. www.psychiatry.org
Bulimiya Nervoza (BN)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.51)
📌 Tanım
Bulimiya Nervoza, bireyin tekrar eden şekilde tıkınırcasına yeme atakları yaşaması ve ardından bu yeme davranışını dengelemek amacıyla kusma, laksatif kullanımı, aç kalma veya aşırı egzersiz gibi uygunsuz telafi davranışlarına başvurmasıyla karakterize edilen bir yeme bozukluğudur. Bu bireyler genellikle normal kiloda ya da hafif kiloludur ancak beden algısı bozulmuştur ve kilo almaktan yoğun şekilde korkarlar.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Tek seferde, normalden belirgin şekilde daha fazla yiyecek tüketme ve bu sırada kontrol kaybı yaşama (tıkınırcasına yeme).
- Ağırlık alımını önlemek için uygunsuz telafi davranışları (kusma, laksatif ya da diüretik kullanımı, aç kalma, aşırı egzersiz).
- Hem tıkınırcasına yeme hem de telafi davranışları haftada en az 1 kez, en az 3 ay süreyle tekrarlanır.
- Beden ağırlığı ve şekli, kişinin kendilik değerini orantısız şekilde etkiler.
- Bu bozukluk yalnızca anoreksiya nervozanın dönemlerinde ortaya çıkmaz.
📈 Klinik Özellikler
- Yeme davranışı gizlidir, bireyler çoğu zaman utanma yaşar
- Kusmaya bağlı boğaz tahrişi, diş minesi erozyonu, parotis bezi büyümesi, potasyum düşüklüğü gibi belirtiler olabilir
- Telafi davranışlarının türüne göre vücutta dehidratasyon, elektrolit dengesizlikleri ve kalp ritim bozuklukları gelişebilir
- Bireyler genellikle normal kilolu ya da hafif kiloludur (bu, anoreksiyadan ayırt edici bir özelliktir)
- Sık eş tanılar: Depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanımı, kişilik bozuklukları
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Kadınlarda yaşam boyu prevalans: %1–1.5
- Erkeklerde daha nadir, ancak sporcular ve eşcinsel erkeklerde oran yükselebilir
- Başlangıç sıklıkla ergenlik sonu ve erken erişkinlik dönemindedir
- Risk faktörleri:
- Diyet yapma öyküsü
- Travmatik yaşam olayları
- Mükemmeliyetçilik, düşük benlik saygısı
- Ailede yeme bozukluğu ya da ruhsal hastalık öyküsü
- Diyet yapma öyküsü
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Anoreksiya nervoza (tıkınırcasına yeme/çıkarma tipi): Vücut ağırlığı belirgin düşüktür
- Tıkınırcasına yeme bozukluğu: Telafi davranışları yoktur
- Beden dismorfik bozukluğu: Yeme davranışı bozuk değildir
- Majör depresyon: Aşırı yeme olabilir, ancak kompulsif telafi davranışları genellikle bulunmaz
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (ilk basamak tedavi)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT-E):
- Düşünce-yeme davranışı ilişkisini ele alır
- Vücut imajı ve kontrol algısına odaklanır
- Düşünce-yeme davranışı ilişkisini ele alır
- Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) veya Diyalektik Davranış Terapisi (DBT): Özellikle duygusal yeme ile ilgili vakalarda etkili
- Grup terapileri destekleyici olabilir
2. Farmakoterapi
- Fluoksetin (Prozac): FDA tarafından BN için onaylanmış tek antidepresandır
- Tıkınırcasına yeme ve telafi davranışlarını azaltır
- Tıkınırcasına yeme ve telafi davranışlarını azaltır
- Diğer SSRI’lar da faydalı olabilir (sertralin, escitalopram)
- Antidepresanlar genellikle psikoterapiyle birlikte uygulanır
3. Beslenme Eğitimi ve Tıbbi Destek
- Yeme düzeninin yeniden yapılandırılması
- Elektrolit bozuklukları, diş ve sindirim sistemi kontrolleri
- Aile danışmanlığı gerekebilir
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Fairburn, C. G. (2008). Cognitive Behavior Therapy and Eating Disorders. Guilford Press.
- Mitchell, J. E., & Crow, S. (2006). “Medical complications of bulimia nervosa.” International Journal of Eating Disorders, 39(4), 295–306.
- APA (2023). Bulimia Nervosa Resources. www.psychiatry.org
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu (BED)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.51)
📌 Tanım
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu, bireyin tekrarlayan şekilde kontrolsüzce, büyük miktarda yiyecek tüketmesi (tıkınırcasına yeme) ve bu yeme davranışının ardından belirgin sıkıntı yaşaması, ancak kusma, laksatif kullanımı veya aşırı egzersiz gibi telafi davranışlarına başvurmaması ile karakterize edilen bir yeme bozukluğudur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Birey, belirli bir zaman aralığında (örneğin 2 saat içinde), çoğu kişinin yiyebileceğinden çok daha fazla miktarda yiyecek tüketir ve bu sırada kontrolünü kaybetmiş hisseder.
- Bu tıkınırcasına yeme ataklarına aşağıdakilerden en az üçü eşlik eder:
- Normalden çok daha hızlı yemek
- Rahatsız edici ölçüde doygun hissedene kadar yemek
- Fiziksel olarak aç değilken yemek
- Yalnızken yemek (utandığı için)
- Yedikten sonra kendinden iğrenme, suçluluk veya depresif hissetme
- Kişi, bu davranışlardan ötürü belirgin sıkıntı duyar.
- Tıkınırcasına yeme davranışı, haftada en az 1 kez, en az 3 ay boyunca devam eder.
- Bu davranışlar, bulimiya nervoza ya da anoreksiya nervozada görülen telafi davranışları ile birlikte değildir.
📈 Klinik Özellikler
- Bireyler yeme davranışları üzerinde kontrol kaybı yaşar
- Genellikle aşırı kilolu ya da obez bireylerde görülür, ancak normal kilolu bireylerde de olabilir
- Tıkınırcasına yeme genellikle akşamları ve gizli şekilde olur
- Bireyler sık sık suçluluk, utanç ve pişmanlık yaşar
- Depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanımı gibi ruhsal bozukluklarla sık eş tanı bulunur
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Kadınlarda yaşam boyu prevalans: %3.5; erkeklerde: %2
- Başlangıç genellikle geç ergenlik veya erken yetişkinlik
- Duygusal yeme, düşük benlik saygısı ve aşırı diyet öyküsü önemli risk faktörleridir
- Çocuklukta duygusal ihmal, yeme davranışlarında bozulmaya katkı sağlayabilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Bulimiya nervoza: Tıkınırcasına yeme ataklarından sonra telafi davranışları vardır
- Obezite: Her obez bireyde tıkınırcasına yeme yoktur; BED, ruhsal bir bozukluk olarak değerlendirilir
- Depresyon: Aşırı yeme olabilir, ancak tanı için özgül yeme paternleri gereklidir
- Duygudurum bozuklukları: BED’deki yeme davranışı dürtüsellik temellidir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi (ilk basamak tedavi)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT-E):
- Yeme kontrolünü yeniden kazanma
- Olumsuz düşünce kalıplarını değiştirme
- Yeme kontrolünü yeniden kazanma
- Duygusal düzenleme terapileri
- Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT)
- Grup terapileri ve destek grupları
2. Farmakoterapi
- Lisdexamfetamine (Vyvanse): FDA tarafından BED için onaylanmış ilk ilaç
- SSRI’lar (fluoksetin, sertralin): Tıkınırcasına yeme sıklığını azaltabilir
- Topiramat: Dürtüsel yeme davranışlarını baskılayabilir (dikkatli doz ayarı gerektirir)
3. Beslenme ve Yaşam Tarzı Desteği
- Beslenme eğitimi
- Yapılandırılmış yeme düzeni
- Fiziksel aktivite teşviki
- Aile ve sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Fairburn, C. G. (2008). Cognitive Behavior Therapy and Eating Disorders. Guilford Press.
- Hudson, J. I., et al. (2007). “The prevalence and correlates of binge-eating disorder in the WHO World Mental Health Surveys.” Biological Psychiatry, 61(3), 348–358.
- APA (2023). Binge-Eating Disorder. www.psychiatry.org
Pika Bozukluğu (Pica)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.52)
📌 Tanım
Pika, en az bir ay boyunca besin değeri olmayan maddeleri sürekli ve tekrarlayıcı şekilde yeme davranışı ile karakterize edilen bir yeme ve yeme bozukluğudur. Bu maddeler arasında toprak, saç, kağıt, sabun, kumaş, buz, metal gibi maddeler yer alabilir. Bu davranış bireyin yaşına, gelişim düzeyine ve kültürel bağlama uygun değildir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- En az bir ay süresince besin değeri olmayan, beslenme amaçlı olmayan maddeleri yeme (örn. toprak, kireç, saç, buz, sabun, kumaş, iplik, kağıt, kül, boya).
- Bu davranış bireyin gelişim düzeyine uygun değildir (örneğin 2 yaş altındaki çocuklarda normal kabul edilebilecek davranış değildir).
- Bu davranış bireyin kültürel olarak onaylanmış bir uygulaması değildir (örn. dini ritüeller, topluluk alışkanlıkları).
- Bu davranış başka bir ruh sağlığı bozukluğu (örn. otizm, zihinsel engel, şizofreni) veya tıbbi duruma bağlı olarak ortaya çıkıyorsa, bu davranış klinik olarak belirgin düzeyde müdahale gerektirir.
📈 Klinik Özellikler
- Genellikle çocuklukta başlar, ancak hamile kadınlarda, zihinsel engelli bireylerde ve otizm spektrum bozukluğu olanlarda da görülebilir
- Yenen maddeye bağlı olarak bağırsak tıkanıklığı, zehirlenme (ör. kurşun), enfeksiyonlar, diş hasarı gibi komplikasyonlar oluşabilir
- Gizli yeme yaygındır ve bireyler bu davranışı inkar edebilir
- Bazı durumlarda demir veya çinko eksikliği gibi biyolojik faktörler de bu davranışla ilişkilidir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Gelişimsel engelli bireylerde prevalans %10’un üzerindedir
- Toplum genelinde çocuklarda %4–10; gebelerde daha düşük ama anlamlı sıklıkta
- Yoksulluk, ihmal, düşük ebeveyn ilgisi, düşük eğitim düzeyi risk faktörlerindendir
- Bazı kültürel yapılarda kil yeme gibi davranışlar gelenekseldir ve tanı dışı bırakılır
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Otizm spektrum bozukluğu: Tekrarlayan davranışlar kapsamında olabilir, ancak müdahale gerektirecek düzeydeyse ayrıca değerlendirilmelidir
- Zeka geriliği: Yeme davranışı gelişimsel seviyeye göre değerlendirilmelidir
- Anoreksiya veya bulimiya nervoza: Bedensel görünümle ilişkili davranışlardır; pika farklıdır
- Demir eksikliği, çinko eksikliği: Neden değil, sonuç olarak değerlendirilebilir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Davranışsal müdahaleler:
- Pozitif pekiştirme teknikleri
- Alternatif davranış geliştirme
- Cezalandırıcı teknikler önerilmez
- Pozitif pekiştirme teknikleri
- Aile danışmanlığı: Özellikle çocuklar için gereklidir
- Bilişsel-davranışçı terapi (CBT): Uygun yaş grubunda kullanılabilir
2. Tıbbi Müdahale
- Biyolojik eksikliklerin giderilmesi (demir, çinko)
- Fiziksel komplikasyonların (ör. obstrüksiyon, zehirlenme) yönetimi
- Beslenme eğitimi
3. Destekleyici Önlemler
- Gözetimli yeme saatleri
- Uygunsuz maddelere erişimin sınırlandırılması
- Okul ve bakım verenlerle iş birliği
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Khan, Y., & Tisman, G. (2010). “Pica in iron deficiency: a case series.” Journal of Medical Case Reports, 4(1), 86.
- McAdam, D. B., Sherman, J. A., Sheldon, J. B., & Napolitano, D. A. (2004). “Behavioral interventions to reduce the pica of persons with developmental disabilities.” Behavior Modification, 28(1), 45–72.
- APA (2023). Pica Resources. www.psychiatry.org
Geviş Getirme Bozukluğu (Rumination Disorder)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.53)
📌 Tanım
Geviş Getirme Bozukluğu, bireyin daha önce çiğnediği ve yuttuğu yiyecekleri yeniden ağza getirmesi, yeniden çiğnemesi, yeniden yutması veya tükürmesi şeklinde ortaya çıkan tekrarlayıcı bir yeme davranışı bozukluğudur. Bu davranış en az bir ay boyunca devam eder ve tıbbi bir neden ya da başka bir yeme bozukluğuyla açıklanamaz.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Daha önce çiğnenmiş ve yutulmuş yiyeceklerin çaba harcamadan ve istemsiz olmayan şekilde tekrar ağıza getirilmesi; ardından yeniden çiğnenmesi, yutulması veya tükürülmesi (günde birçok kez olabilir).
- Bu davranış en az 1 ay boyunca düzenli olarak gözlenmelidir.
- Geviş getirme davranışı, açıklanabilir bir gastrointestinal ya da diğer tıbbi duruma bağlı değildir (örn. gastroözofageal reflü, pilor stenozu).
- Bu davranış yalnızca anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza, tıkınırcasına yeme bozukluğu ya da pika bozukluğu sırasında ortaya çıkmamalıdır.
- Eğer başka bir zihinsel bozukluk (örn. otizm, zeka geriliği) varsa, geviş getirme davranışı ek klinik dikkat gerektirecek düzeyde olmalıdır.
📈 Klinik Özellikler
- En sık bebeklik döneminde görülür (3–12 ay arası), ancak çocukluk, ergenlik ve yetişkinlikte de ortaya çıkabilir
- Birey genellikle yemeğini yuttuktan 5–30 dakika içinde yiyeceği tekrar ağzına getirir
- Kilo kaybı, beslenme eksiklikleri, dehidrasyon, sosyal damgalanma gibi sonuçlara yol açabilir
- Genellikle stres, can sıkıntısı, ihmal, düşük uyarım ya da kendini sakinleştirme amacıyla yapılır
- İçgörü, yaşa ve gelişimsel düzeye bağlı olarak değişir (bebeklerde farkındalık yoktur)
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Bebeklerde geçici görülebilir ancak 1 aydan uzun sürerse klinik değerlendirme gerekir
- Zihinsel engelli bireylerde ve otizmli bireylerde daha sık görülür
- Düşük bakım kalitesi, yetersiz ebeveyn ilgisi, psikososyal stres başlıca risk faktörleridir
- Hem erkek hem kadınlarda görülebilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD): Fizyolojik nedenlerle kusma olabilir
- Bulimiya nervoza / anoreksiya nervoza: Bilinçli çıkarma davranışı ile ayırt edilir
- Ruminasyon fizyolojik değil, davranışsaldır
- Regürjitasyon bozuklukları (yeni doğanlarda): Genellikle geçicidir ve müdahale gerektirmez
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Davranışsal Müdahaleler
- Alışkanlık değiştirme eğitimi (Habit Reversal Training)
- Dikkat dağıtıcı etkinlikler yemek sonrası dönemde önerilir
- Fiziksel engelleme stratejileri (örn. yemek sonrası dik oturma, mide boşaltımını kolaylaştırma)
- Pozitif pekiştirme ve aile eğitimi
- Bebeklerde: Uyaran zenginliği, ebeveyn-çocuk etkileşimi
2. Psikoterapi
- Gelişim düzeyi uygun bireylerde bilişsel davranışçı terapi
- Aile terapisi ve bakım ortamının yeniden yapılandırılması
3. Tıbbi İzlem
- Beslenme değerlendirmesi ve kilo takibi
- Vitamin/mineral eksikliği veya dehidrasyon varsa destekleyici tedavi
- Gastroenteroloji değerlendirmesi gerekebilir
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Chatoor, I. (2009). Feeding and Eating Disorders in Infancy and Early Childhood. Zero to Three.
- Bryant-Waugh, R., & Lask, B. (2013). “Overview of the eating disorders.” In Child and Adolescent Psychiatry, Rutter’s 6th Edition.
- APA (2023). Rumination Disorder. www.psychiatry.org
Kaçıngan/Kısıtlayıcı Yeme Bozukluğu (ARFID)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.59)
📌 Tanım
ARFID, bireyin yetersiz miktarda veya sınırlı çeşitlilikte yiyecek tüketmesi nedeniyle beslenme yetersizliği, önemli kilo kaybı, besin eksiklikleri veya beslenme desteğine ihtiyaç duyma gibi sonuçlar yaşamasıyla karakterize edilen bir yeme bozukluğudur. Bu bozukluk, anoreksiya ya da bulimiya nervozadaki gibi beden şekli veya kilo ile ilgili bir çarpıtma içermez.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Aşağıdakilerden en az birine neden olan, besin alımında belirgin bozulma:
- Klinik açıdan önemli ölçüde kilo kaybı (veya çocuklarda gelişimsel büyüme geriliği)
- Belirgin beslenme eksiklikleri
- Enteral beslenme (tüp ile) veya oral besin takviyesi ihtiyacı
- Psikososyal işlevsellikte bozulma
- Bu davranış kilo alma korkusu ya da beden imajı bozukluğu ile ilişkili değildir.
- Yetersiz beslenme davranışı, mevcut bir tıbbi duruma ya da başka bir ruhsal bozukluğa daha iyi atfedilemez.
- Belirtiler başka bir yeme bozukluğunun (örn. anoreksiya, bulimiya) tanı kriterlerini karşılamaz.
📈 Klinik Özellikler
- Genellikle erken çocuklukta başlar ancak ergenlikte veya erişkinlikte de tanı konabilir
- “Seçici yeme”, “az yeme” ya da “yeme korkusu” gibi alt tiplerde ortaya çıkabilir
- Yemek dokusuna, rengine, kokusuna karşı duyarlılık yaygındır
- Geçirilmiş boğulma ya da kusma travması sonrası gelişebilir
- Bireylerde genellikle vücut ağırlığı ile ilgili saplantı yoktur, fakat yemekle ilgili yoğun kaygı olabilir
- Aşırı seçicilik, sosyal izolasyon, yetersiz büyüme görülebilir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Klinik popülasyonda özellikle çocuk ve ergenlerde görülme sıklığı artmaktadır
- Erkek çocuklarda anoreksiya nervozaya kıyasla daha yaygın olabilir
- Risk faktörleri:
- Duyusal hassasiyetler (örn. otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde yaygın)
- Travmatik yeme deneyimleri (örn. boğulma, kusma)
- Anksiyete bozuklukları
- Ailede seçici yeme öyküsü
- Duyusal hassasiyetler (örn. otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde yaygın)
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Anoreksiya Nervoza: Kilo alma korkusu baskındır; ARFID’de bu yoktur
- Yaygın gelişimsel bozukluklar (otizm): Yeme davranışı duyusal temellidir, ancak klinik dikkat gerektirecek düzeydeyse ARFID olarak tanımlanabilir
- Tıbbi hastalıklar (örn. reflü, gastrointestinal bozukluklar): Bu hastalıkların dışlanması gerekir
- Depresyon: İştahsızlık olabilir, ancak genellikle ARFID kadar uzun sürmez
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT-AR) – ARFID’e özel geliştirilmiş yapılandırılmış terapi
- Maruz bırakma terapisi: Yiyeceklerin özelliklerine (doku, renk, koku) kademeli maruz kalma
- Aile temelli terapi: Çocuk ve ergenlerde özellikle etkilidir
- Duygusal düzenleme çalışmaları – yemekle ilişkili anksiyete azaltılır
2. Beslenme Desteği
- Beslenme takviyeleri, özel diyet planları
- Gerekirse enteral beslenme (geçici)
- Kilo ve büyüme takibi
- Yetersiz protein, vitamin ve mineral düzeylerinin düzeltilmesi
3. Eğitim ve Destek
- Aile eğitimi
- Okul destek programları
- Sosyal beceri ve yemek ortamı yapılandırması
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Thomas, J. J., et al. (2017). “Cognitive-behavioral therapy for avoidant/restrictive food intake disorder.” Current Psychiatry Reports, 19(8), 54.
- Bryant-Waugh, R. (2013). “ARFID: Avoidant Restrictive Food Intake Disorder.” Child and Adolescent Psychiatric Clinics, 22(1), 189–204.
- APA (2023). ARFID Resources. www.psychiatry.org
Enürezis (Enuresis)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.6)
📌 Tanım
Enürezis, bireyin gündüz ya da gece yatak ıslatma ya da idrar kaçırma şeklinde ortaya çıkan bir eliminasyon bozukluğudur. Bu bozukluk, özellikle çocukluk döneminde sık görülür, ancak ergenlik ve erişkinlikte de nadiren devam edebilir. Enürezis, genellikle gelişimsel gecikmeler, ailevi faktörler veya psikososyal stres gibi nedenlerle tetiklenebilir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Tekrarlayan idrar kaçırma (gündüz ya da gece) ya da yatak ıslatma, kişinin yaşına uygun olmayan bir düzeyde görülür.
- Birey ya da ebeveyn tarafından fark edilir.
- Bu durum en az 3 ay boyunca devam eder.
- Bu durum klinek açıdan belirgin sıkıntıya ya da sosyal, mesleki, akademik işlevsellikte bozulmaya yol açar.
- Bu durum, başka bir tıbbi durumla (örn. diabetes mellitus, nörolojik hastalık) ya da başka bir psikiyatrik bozuklukla (örn. gelişimsel bozukluk, depresyon) açıklanamaz.
- Bireyin yaşının en az 5 yaş olması beklenir (yatak ıslatma bozukluğunda bu yaş sınırı geçerlidir).
📈 Klinik Özellikler
- Gece yatak ıslatma (nocturnal enuresis) daha yaygın ve çoğu çocukta 3 yaş civarında kaybolur
- Gündüz idrar kaçırma (diurnal enuresis) daha nadirdir, ancak bazı çocuklar okul yaşına geldiklerinde devam edebilir
- Bireyler genellikle utanç, suçluluk hissi yaşar ve aileler sık sık cezalandırma eğilimindedir
- Ailevi öykü bu bozukluğun yaygınlığını artırabilir
- Böbrek hastalıkları, diabetes insipidus gibi tıbbi durumlarla karışabilir, ancak genellikle psikolojik nedenlere bağlıdır
- Psikolojik stresler, travmalar ya da okul öncesi duygusal rahatsızlıklar genellikle tetikleyicidir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Çocuklarda: 5 yaş ve sonrasında %5–10 oranında görülür
- Erkek çocuklarda daha yaygındır
- Genellikle çocuklukta başlar ve ergenlikte çoğu vakada düzelir
- Ailede enürezis öyküsü varsa risk artar
- Ebeveynlerin ayrılması, okul değişikliği, kardeş doğumu gibi psikolojik stres faktörleri tetikleyici olabilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Böbrek hastalıkları: Diabetes insipidus, üreteral reflü, nefrit gibi durumlar dışlanmalıdır
- Duygusal bozukluklar: Çocukluktaki psikolojik travmalar, özellikle evde şiddet veya ebeveyn kaybı
- Obsesif-kompulsif bozukluk: İdrar kaçırma ile ilgili takıntılı düşünceler olabilir
- Disosiyatif bozukluklar: Başka bir ruhsal hastalık ile ayırt edilmelidir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Davranışsal Müdahaleler
- Alarm terapisi (bell-and-pad tedavisi): Yatak ıslatmayı önlemek için gece alarm cihazları kullanılır
- Kişisel sorumluluk eğitimi: Çocukları gece idrar yapma konusunda eğitme
- Pozitif pekiştirme: Kurallara uyan çocuklar için ödüller verilmesi
- İdrar takibi: Günlük tutmak, çocuğun sorumluluk taşımasını sağlar
2. Psikoterapi
- Aile terapisi: Çocuk ve ebeveyn arasındaki iletişim güçlendirilir
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Stres ve anksiyete ile başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi
- Çocukla baş etme stratejileri: Uyandırma, destekleyici tutumlar
3. Farmakoterapi
- Desmopressin (DDAVP): Gece idrar kaçırma tedavisinde en yaygın kullanılan ilaçtır
- Oksibutinin: Gündüz idrar kaçırma (diurnal enuresis) için kullanılır
- Imipramin: Diğer tedavilere dirençli vakalarda kullanılabilir (ancak yan etkiler ve bağımlılık riski göz önünde bulundurulmalıdır)
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Tharwat, A. S. M. (2007). “Enuresis: An overview of diagnosis and treatment.” Journal of Pediatric Urology, 3(3), 183–189.
- Wolraich, M. L., et al. (2014). “Enuresis in children: Etiology, treatment, and outcomes.” Pediatrics, 134(6), 1293–1302.
- APA (2023). Enuresis Resources. www.psychiatry.org
Enkoprezis (Encopresis)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.7)
📌 Tanım
Enkoprezis, 4 yaş ve sonrasında bir çocuğun kendi dışkısını tutamaması ve uygunsuz bir şekilde dışkı yapması olarak tanımlanır. Bu bozukluk genellikle idrar kaçırma ile birlikte görülse de yalnızca dışkı kaçırma ile de ortaya çıkabilir. Enkoprezis, çocuklar arasında sosyal, psikolojik ve fiziksel sıkıntılara yol açabilir ve genellikle daha karmaşık psikolojik faktörlerle ilişkilidir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- En az 6 ay boyunca, kendi dışkısını uygunsuz bir şekilde (örn. pantolona yapma) yapma.
- Bu davranış, çocuğun yaşına (en az 4 yaş) göre beklenenden daha fazla olup, klinik açıdan sıkıntıya ya da işlevsellik kaybına yol açar.
- Davranışın tıbbi bir bozuklukla (örn. anorektal bozukluk, konstipasyon) ya da başka bir psikiyatrik bozuklukla (örn. şizofreni) açıklanamaz olması gerekir.
- Alt tipi:
- Kuru (psikolojik): Çocuk sadece gün içinde dışkısını tutamaz, ancak normalde idrarını kontrol edebilir.
- Sulu (fiziksel): Çocuk dışkıyı kontrol edemez ve anormal dışkı yapma şikayetleri ile karşılaşır.
📈 Klinik Özellikler
- Çocuklar sıklıkla sosyal olarak izole olur, çünkü dışkı kaçırma durumu onları utandırır ve çocuklar fiziksel olarak ya da arkadaşları tarafından dışlanabilir
- Kronik kabızlık en yaygın eş tanıdır ve kabızlık nedeniyle dışkının büyük bir kısmı bağırsağa sıkışabilir, çocuğun dışkıyı tutma becerisini bozar
- Enkoprezis duygusal bir bozukluk veya travma sonucu da gelişebilir, örneğin stresli bir aile ortamı, travmatik bir olay
- Sık eş tanılar: Depresyon, kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve karakter bozuklukları
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Toplumda yaygınlık: %1–2 çocuklar arasında
- Genellikle 4–6 yaşları arasında başlar
- Çocukluk travması, aile içi stres, okul öncesi dönem zorlukları risk faktörlerindendir
- Zihinsel engellilik ve gelişimsel bozukluklar olan çocuklarda daha yaygındır
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Kabızlık (konstipasyon): Dışkıyı tutamama durumu kabızlığa bağlı olabilir
- İrritabl Bağırsak Sendromu: Dışkı kaçırma, sindirim sistemi sorunlarından kaynaklanabilir
- Davranışsal bozukluklar: Enkoprezis, genellikle aile içi iletişim sorunlarından veya bağlanma eksikliklerinden kaynaklanır
- Disosiyatif bozukluklar: Stresli durumlar sonucu geçici dışkı kaçırma olabilir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Davranışsal terapi:
- Çocuğa dışkıyı doğru şekilde tutma ve uygun yerlerde dışkılama davranışı kazandırma
- Aile terapisi, aile içi dinamiklerin düzenlenmesi
- Çocuğun başarılı dışkı yapma davranışlarının ödüllendirilmesi
- Çocuğa dışkıyı doğru şekilde tutma ve uygun yerlerde dışkılama davranışı kazandırma
- Kognitif Davranışçı Terapi (BDT):
- Çocuğun travmalara karşı duygusal tepkilerinin ele alınması
- Çocuğun travmalara karşı duygusal tepkilerinin ele alınması
2. Tıbbi Müdahaleler
- Kabızlık tedavisi: Kabızlık en önemli neden olduğunda, uygun tedavi sağlanmalıdır (laksatif tedavisi vb.)
- Rektal muayene yapılabilir, organik hastalıklar dışlanmalıdır
- Biofeedback ve Pelvik taban terapileri: Düzenli dışkı yapmayı teşvik etmek için kullanılabilir
3. Destekleyici Yaklaşımlar
- Aile eğitimi: Aile üyeleri çocuklarını nasıl teşvik edebilecekleri hakkında eğitilmelidir
- Okul ortamı: Çocukların okula gittiklerinde destek almaları için okul yönetimiyle işbirliği yapılmalıdır
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders: DSM-5
- Weller, E. B., & Weller, R. A. (2004). “Eliminatory disorders in children: Diagnosis and treatment.” Pediatric Clinics of North America, 51(1), 57–77.
- Walker, L. S., & Sherman, S. A. (2007). “Functional gastrointestinal disorders in children.” Gastroenterology Clinics of North America, 36(4), 831–848.
- APA (2023). Encopresis Resources. www.psychiatry.org
İnsomnia Bozukluğu (Insomnia Disorder)
(DSM-5 Tanı Kodu: 780.52)
📌 Tanım
İnsomnia Bozukluğu, bireyin yeterli miktarda ve kalitede uyku alamaması, bunun sonucunda gündüz işlevselliğinde bozulma yaşaması ile karakterizedir. İnsomnia, sadece uykuya geçişte ya da uykuyu sürdürmede zorluk olarak tanımlanabilir, ancak bu bozukluğun başlıca özelliği uzun süreli, tedavi gerektiren uyku bozukluğudur.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Bireyde aşağıdaki belirtilerden en az birinin varlığı:
- Uykuya geçişte zorluk
- Gece boyunca uyanma ve yeniden uykuya dalmada zorluk
- Erken uyanma ve yeniden uyuyamama (gece sonunda çok erken uyanmak)
- Bu uyku bozukluğu en az 3 gece boyunca, 1 ay süresince devam eder.
- Bozukluk, uyku ile ilişkili belirgin sıkıntılara veya işlevsellikte bozulmaya yol açar (örn. gündüz aşırı uyku hali, düşük performans, konsantrasyon eksikliği).
- Uykusuzluk başka bir tıbbi bozuklukla (örn. depresyon, anksiyete) ya da madde kullanımına (örn. alkol, ilaçlar) bağlı olarak açıklanamaz.
- Bozukluk, uyku ilaçları ya da diğer maddeler kullanılarak tedavi edilmemelidir.
📈 Klinik Özellikler
- Uykuya geçişte zorluk en yaygın belirtidir
- Gündüz aşırı uykusuzluk, dikkat eksikliği ve sinirlilik
- Sürekli endişe, kötü uyku kalitesine sahip olma kaygısı
- Uyku süresi 5-6 saat arasında olabilir, ancak kişiler genellikle uykunun kalitesizliğinden şikâyet ederler
- Eşlik eden bozukluklar: Depresyon, anksiyete, stresli yaşam olayları
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Toplumda yaygınlık: %10–15
- Kadınlarda erkeklerden daha yaygındır (özellikle menopoz döneminde)
- Stresli yaşam olayları, depresyon, çalışma saatlerinin düzensizliği gibi faktörler riski artırır
- Uyku hijyeni bozulmuş bireylerde yaygın
- Yaşlanma süreciyle birlikte, yaşlılarda daha sık görülür
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Depresyon: Uykusuzluk, depresyonun bir belirtisi olabilir, ancak uyku bozukluğu yalnızca depresyonla açıklanamaz
- Anksiyete bozuklukları: Endişe kaygısı ile uyku bozukluğu ilişkisi olabilir
- Uyku apnesi: Uyku sırasında nefes almayı engelleyen bozukluklardır, ancak insomniada sürekli bir uyku eksikliği vardır
- Madde kullanım bozuklukları: Alkol ve uyarıcılar uykuya engel olabilir, ancak tedavi edilmezse insomniya dönüşebilir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT-I):
- Uyku hijyeninin iyileştirilmesi
- Uykusuzlukla ilgili olumsuz düşüncelerle başa çıkma
- Uykuya geçişi hızlandırıcı teknikler
- Uyku hijyeninin iyileştirilmesi
- Biyolojik geri bildirim terapisi (biofeedback): Uykuya geçişte zorluk çekenler için faydalı olabilir
2. Farmakoterapi
- Melatonin agonistleri (melatonin, ramelteon):
- Uykuya geçişi hızlandırıcı etkiler sağlar
- Uykuya geçişi hızlandırıcı etkiler sağlar
- Benzodiazepinler ve Z-hapları (eszopiklon, zolpidem):
- Kısa süreli kullanımda etkili ancak bağımlılık yapabilir
- Kısa süreli kullanımda etkili ancak bağımlılık yapabilir
- Antidepresanlar (trazodon, amitriptilin):
- Eşlik eden depresyon varsa etkili olabilir
- Eşlik eden depresyon varsa etkili olabilir
- Antihistaminikler (difenhidramin):
- Kısa vadeli uyku yardımı
- Kısa vadeli uyku yardımı
3. Uyku Hijyeni Eğitimi
- Düzenli uyku saati oluşturulması
- Yatmadan önce ağır yemek ve kafein alımından kaçınılması
- Akşamdan önce aşırı fiziksel aktivitenin yapılmaması
- Uyku ortamının karanlık, sessiz ve rahat olması
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Harvey, A. G. (2011). “Treating Sleep Disorders: Principles and Practice.” Oxford University Press.
- Morin, C. M., & Espie, C. A. (2003). Insomnia: A Clinical Guide to Assessment and Treatment. Springer.
- APA (2023). Insomnia Disorder Resources. www.psychiatry.org
Hipersomniya (Excessive Sleepiness)
(DSM-5 Tanı Kodu: 780.55)
📌 Tanım
Hipersomniya, bireyin gün içerisinde aşırı derecede uyuma isteği veya uyku hali yaşaması ve bunun günlük işlevselliği belirgin şekilde bozmasıyla karakterizedir. Bu bozukluk, genellikle uyku süresinin yeterli olduğu durumlarda bile uyuma isteği ile ortaya çıkar. Hipersomniya, genellikle narkolepsi, yetersiz uyku, psikolojik veya nörolojik hastalıklar ile ilişkilidir.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Gün içerisinde aşırı uyuma isteği veya aşırı uyku hali, aşağıdaki belirtilerden bir ya da birkaçı ile en az 3 ay süreyle devam eder:
- Uyku süresi yeterli olsa bile, gün içinde tekrarlayan uyuma
- Gece boyunca uyandıktan sonra bile yorgunluk ve uykusuzluk hissi devam eder
- Hızla uyuyabilme yeteneği ve zorla uyandırıldığında da uykusuzluk durumu
- Uyku süresi yeterli olmasına rağmen bu belirtiler, kişi için işlevsel bozulmaya yol açar.
- Bu durum tıbbi bir hastalık, başka bir psikiyatrik bozukluk ya da madde kullanımı ile açıklanamaz.
📈 Klinik Özellikler
- Uzun süreli uyuma isteği (sabahları uyanamama, gündüz uykusu ihtiyacı)
- Uyku apnesi ve narkolepsi gibi hastalıklar ile ilişkilendirilebilir
- Uyandığında baş ağrısı, kas ağrıları gibi şikâyetler olabilir
- Genellikle günlük işlevlerde belirgin bozulma yaşanır
- Uyandığında yorgunluk ve halsizlik hissi; yavaş tepki verme, konsantrasyon eksikliği yaygındır
- Genetik faktörler, stres, depresyon gibi psikolojik sorunlarla bağlantılı olabilir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Prevalans: Toplumda yaklaşık %2–3
- Kadınlarda erkeklere kıyasla daha yaygın
- Yaş: Genç erişkinlerde yaygındır, ancak yaşla birlikte bozukluk azalma eğilimindedir
- Genetik faktörler, ailede uyku bozukluğu öyküsü ve narkolepsi gibi hastalıkların varlığı yaygınlık oranını artırır
- Travmalar, depresyon, stresli yaşam olayları gibi psikolojik faktörler risk faktörleridir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Narkolepsi: Bu hastalık, aşırı uyuma atakları ve uykuya dalma sırasında kontrol kaybı yaşanmasıyla daha karmaşıktır, Hipersomniya ise genellikle daha yaygın, belirgin olmayan bir bozukluktur
- Depresyon: Uyku bozuklukları depresyonla ilişkilidir ancak Hipersomniya’nın özellikleri daha spesifik ve odaklanmıştır
- Obstrüktif uyku apnesi: Uyandığında aşırı yorgunluk ve uykusuzluk olabilir, ancak burada uyku apnesi tetikleyicidir
- Yetersiz uyku: Hipersomniya, uyku eksikliği durumlarıyla karıştırılabilir; burada uyku süresi yeterli değildir, Hipersomniya’da uyku süresi yeterlidir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT):
- Uyku hijyeninin iyileştirilmesi
- Uykusuzluk ile ilişkili yanlış düşüncelerin düzeltilmesi
- Uyku düzeni oluşturma
- Uyku hijyeninin iyileştirilmesi
- Kognitif terapi ve davranışsal yaklaşımlar, Hipersomniya’nın şiddetini ve sıklığını azaltmada etkilidir
2. Farmakoterapi
- Modafinil: Uyandırıcı etkileri ile faydalıdır ve narkolepsi ile ilişkili Hipersomniya tedavisinde kullanılır
- Methylphenidate (Ritalin): Narkolepsi ve hipersomniya tedavisinde yaygın olarak kullanılır
- Antidepresanlar (SSRI’lar): Eşlik eden depresyon varsa kullanılabilir
- Uyanıklık artırıcı ilaçlar: Uyku süresini daha verimli hale getiren ilaçlar da yardımcı olabilir
3. Yaşam Tarzı ve Uyku Eğitimi
- Uyku hijyeni eğitimi (sabahları düzenli kalkma, akşamları belirli bir saatte uyuma)
- Fiziksel aktivite: Düzenli egzersiz yapmak, gece uykusunu iyileştirebilir
- Kafein ve alkol tüketiminin kısıtlanması, uyku düzeninin iyileştirilmesi
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Benca, R. M. (2016). “Sleep and mood disorders: A review of the literature.” Dialogues in Clinical Neuroscience, 18(1), 23–38.
- Raskind, M. A., & Peskind, E. R. (2015). “Pharmacotherapy of sleep disorders in the elderly: Current approaches and new insights.” Journal of Clinical Psychiatry, 76(1), 1–8.
- APA (2023). Excessive Sleepiness (Hipersomnia) Resources. www.psychiatry.org
Narkolepsi (Narcolepsy)
(DSM-5 Tanı Kodu: 347)
📌 Tanım
Narkolepsi, bireyin gündüz aşırı uyuma ve uyku atakları yaşaması ile karakterize edilen bir uyku bozukluğudur. Narkolepsi, genetik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle gelişir ve genellikle uyku düzeninin bozulması, anormal uyku-uyanıklık döngüsü ile ilişkilidir. Bireyler, uyanıkken aniden derin uykuya dalma, uyku atakları geçirme ve uyandıktan sonra uyanıklık hissi yaşamama gibi semptomlar gösterebilirler.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Gündüz aşırı uyuma ve aşağıdakilerden en az birinin varlığı:
- Uykusuzluk atakları: Gün içinde, beklenmedik bir şekilde derin uykuya dalma atakları yaşama
- Katatoni: Uyandığında kaslarda geçici zayıflık ya da felç (uyandığında vücut kaslarında ani gevşeme)
- Huzursuz bacak sendromu: Uyandıktan sonra uykuya dalmada zorlanma ve kaslarda gerginlik hissi
- Belirtiler uzun süreli (en az 3 ay) devam eder.
- Polysomnografi ve MSLT (Multiple Sleep Latency Test) sonuçları, uyku ataklarının sıkça yaşandığını ve uykusuzluk attığı durumlarda derin uykuya geçişin hızlandığını gösterir.
📈 Klinik Özellikler
- Gündüz aşırı uyuma ve uyanıklık halinde beklenmedik uyku atakları yaşanır
- Katatoni: Aniden ve kısa süreli kas zayıflığı yaşanabilir, özellikle duygusal uyarılar (gülme, korku, şaşkınlık) tetikleyebilir
- Sürekli uykusuzluk hali: Gece boyunca uykusuzluk yaşanabilir, uyandığında dinlenmişlik hissi yoktur
- Uyku REM fazına aniden geçiş ve uyandığında REM uykusu devam edebilir
- Kişilik değişimi ya da duygusal yanıtlar (yani gülme, ağlama) bozulabilir
- Genetik faktörler ve otoimmün bozukluklar etkili olabilir
- Psiko-sosyal etkiler: Sosyal yalıtım, depresyon ve işlevsel bozulmalar sık görülen eşlik eden durumlardır
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Prevalans: Toplumda yaklaşık %0.02–0.05
- Başlangıç: Genellikle ergenlik dönemi veya erken yetişkinlik
- Genetik faktörler: Birinci derece akrabalarda daha yaygın
- Otoimmün hastalıklar ve beyin travması hastalığı tetikleyebilir
- Çevresel stresörler de hastalığın ortaya çıkmasına yol açabilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Obstrüktif uyku apnesi: Gece boyunca uykusuzluk, ancak uyku atakları ve katatoni yoktur
- Hipersomniya: Hipersomniyada gece uyku süresi yeterlidir, narkolepside daha fazla uyuma isteği vardır
- Anksiyete bozuklukları: Gece uykusuzluk ve gündüz anksiyete ile birlikte olabilir, ancak açık uyku atakları olmayacaktır
- Depresyon: Depresyonla ilişkili uyku bozuklukları olabilir, ancak bu tip uyku atakları söz konusu değildir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT): Uyku hijyeni, stres yönetimi, duygusal düzenleme gibi yaklaşımlar uygulanabilir
- Psiko-eğitim: Aile ve arkadaşlar için eğitim, toplum içinde destek gruplarının teşvik edilmesi
- Gündüz uyku yönetimi: Uyku atakları ile başa çıkma becerileri kazandırılır
2. Farmakoterapi
- Modafinil: Gündüz aşırı uyuma tedavisinde etkili ve uyanıklık sağlamak için kullanılır
- Methylphenidate (Ritalin): Uyanıklık artırıcı, etkili ilaçlardan biri
- Sodyum oksibate: REM uykusu üzerinde etkili, narkolepsi tedavisinde kullanılır
- Antidepresanlar: Yatmadan önce kullanılan ilaçlar uykusuzluk ve gece uyanmalarını engelleyebilir
3. Yaşam Tarzı ve Uyku Hijyeni
- Uyku rutinini düzene sokma (belirli saatlerde yatma ve kalkma)
- Fiziksel aktivitenin artırılması
- Duygusal stresin yönetilmesi, günlük uyandırma saatlerinin tutarlı olması
- Gece uykusu kalitesinin artırılması için ortamın uygun hale getirilmesi
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Nishino, S., & Mignot, E. (2005). “Narcolepsy: Molecular genetics and pathophysiology.” Sleep Medicine Reviews, 9(2), 73–96.
- Bassetti, C. L., & Aldrich, M. S. (2000). “Narcolepsy: A clinical and pathophysiological update.” Neurology, 54(2), 429–435.
- APA (2023). Narcolepsy Resources. www.psychiatry.org
Parasomnia
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.46)
📌 Tanım
Parasomnia, uyku ile uyanıklık arasındaki geçiş dönemlerinde görülen, normal uyku sürecinin dışında meydana gelen patolojik davranışlar ve deneyimlerle karakterize edilen bir grup uyku bozukluğudur. Bu bozukluklar, genellikle uyandığında fark edilmeyen, ancak başkaları tarafından gözlemlenen çeşitli davranışları içerir. En yaygın parasomniyalar arasında uyurgezerlik, kabuslar, gece terörleri ve REM uyku bozuklukları yer alır.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Uyku sırasında ortaya çıkan davranışlar veya deneyimler:
- Gece korkuları (terörler)
- Uyurgezerlik
- REM uyku bozukluğu (örneğin rüyaların fiziksel hareketlere dönüşmesi)
- Uykuda konuşma
- Diğer bilinç dışı hareketler veya davranışlar
- Bu bozukluklar gündüz işlevsellikte belirgin bozulmaya yol açar veya tekrarlayan yaralanmalarla sonuçlanır (örn. uyurgezerlik nedeniyle düşme).
- Bozukluklar, başka bir tıbbi durum veya madde kullanımına bağlı olarak açıklanamaz.
📈 Klinik Özellikler
- Uyurgezerlik: En yaygın parasomniyadır; uyandığında kişi çoğu zaman olayları hatırlamaz. Yavaşça yataktan kalkma, gezme gibi davranışlar içerir. Kişi uyandırıldığında şaşkınlık yaşar ve sinirlenebilir.
- Gece terörleri: Çoğunlukla çocuklukta görülür. Gece, uykudan aniden uyanma, korku çığlıkları atma, terleme gibi belirtilerle karakterizedir.
- REM uyku bozukluğu: REM uykusunda rüya gören kişinin bu rüyalarla fiziksel hareketlere geçmesi (örn. koşma, dövüşme) uyandırıldığında şiddetli yaralanmalara yol açabilir.
- Uykuda konuşma: İleri yaşlara kadar sürebilir ve kişi çoğu zaman uykusunda söylediklerini hatırlamaz.
- Nedeni genellikle stres, uykusuzluk veya genetik faktörler olabilir.
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Parasomnia bozuklukları çocuklarda daha yaygındır, özellikle uyurgezerlik ve gece terörleri
- Genetik faktörler: Ailede benzer bozuklukların olması riski artırır
- Yaş: Çocuklukta yaygın, yetişkinlikte genellikle azalır, ancak uyurgezerlik ve REM bozuklukları yetişkinlerde de görülebilir
- Uykusuzluk ve stres, parasomnia bozukluklarını tetikleyebilir
- Kronik uyku bozuklukları ve yetersiz uyku, parasomniyaların şiddetini artırabilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Epilepsi: Uyurgezerlik gibi davranışlar, bazı nöbet türleriyle karışabilir. EEG ile ayırt edilmelidir
- Anksiyete bozuklukları: Gece korkuları ve terörler, anksiyetenin bir belirtisi olabilir, ancak parasomnilerden farklıdır
- Duygusal bozukluklar: Depresyon, gece uykusuzlukla ilişkilidir, ancak parasomnia belirtileri farklıdır
- Alkol veya ilaç kullanımı: Uyku bozuklukları bazı maddelere bağlı olarak gelişebilir ve parasomnia davranışlarını taklit edebilir
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT): Uykusuzluk ve stres yönetimi ile parasomnia belirtileri azaltılabilir
- Uyku hijyeni eğitimi: Uykuyu iyileştirecek alışkanlıklar kazandırılabilir
- Rüya günlüğü: REM bozukluğu ve gece korkuları için faydalı olabilir
- Aile terapisi: Çocuklardaki parasomnia durumlarında ailelerin eğitilmesi gerekebilir
2. Farmakoterapi
- Benzodiazepinler: Gece terörleri ve uyurgezerlik tedavisinde kullanılabilir
- Antipsikotikler: REM uyku bozukluklarında clonazepam gibi ilaçlar önerilebilir
- Antidepresanlar (SSRI’lar): Depresyonla birlikte görülen parasomnia vakalarında kullanılabilir
- Melatonin agonistleri: Uyku düzenini iyileştirmek ve uykusuzluğu tedavi etmek için kullanılabilir
3. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri
- Düzenli uyku alışkanlıkları
- Uykuda güvenliği artırıcı önlemler (özellikle uyurgezerlik durumlarında)
- Fiziksel aktivite: Uyku kalitesini iyileştirebilir
- Stres yönetimi teknikleri: Yoga, meditasyon ve rahatlama egzersizleri faydalı olabilir
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Partinen, M., & Gislason, T. (1995). “Sleep disorders and parasomnias.” Lancet, 346(8973), 465–469.
- Schenck, C. H., & Mahowald, M. W. (2002). “Parasomnias.” Sleep Medicine Clinics, 5(1), 35–47.
- APA (2023). Parasomnia Resources. www.psychiatry.org
NREM Uyku Arzusu (Non-Rapid Eye Movement Sleep Arousal Disorder)
(DSM-5 Tanı Kodu: 307.46)
📌 Tanım
NREM Uyku Arzusu, uyku sırasında uykudan ani ve kısmi uyanmalar, uykuda yürüme, gece terörleri veya uyku esnasında kasılmalar gibi davranışlar ile karakterize edilen uyku bozukluğudur. Bu bozukluk genellikle derin uyku evresinden (NREM) kaynaklanır ve genellikle bireyler bu uyanmalara dair herhangi bir farkındalık göstermezler.
🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri
- Tekrarlayan uyku sırasında uyanmalar (gece uykusundan aniden uyanma), aşağıdaki belirtilerle birlikte:
- Uyurgezerlik (somnambulism): Kişi uykusunda kalkarak gezebilir, ancak uyanınca olayları hatırlamaz.
- Gece terörleri (sleep terrors): Aniden uyanma, yüksek sesle çığlık atma, yoğun korku gibi belirtilerle uyanma (ancak uyandığında kişi hatırlamaz).
- Uyku esnasında kasılmalar: Uyandığında aşırı kasılmalar, el veya ayak hareketlerinde zorlanma görülebilir.
- Bu durum, birey için belirgin sıkıntıya veya işlevsellikte bozulmaya yol açar.
- Bu durum, başka bir tıbbi ya da psikolojik bozuklukla açıklanamaz.
📈 Klinik Özellikler
- Gece terörleri: Çocukluk döneminde yaygındır, ancak ergenlik ve erişkinlikte de devam edebilir
- Uyurgezerlik (somnambulism): Yavaşça yataktan kalkmak, gezmek, hatta yemek yemek gibi davranışlar içerir
- Birey, uyanınca bu davranışları hatırlamaz ve genellikle sabah uyandığında şaşkınlık ve yorgunluk hissi vardır
- Gündüz aşırı uyku hali ve uykuya dalma zorluğu ile ilişkilidir
- Travmatik yaşam olayları, ailedeki stres faktörleri, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlarla ilişkili olabilir
📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri
- Çocuklarda yaygındır; 5 yaş civarında daha sık görülür ve genellikle ergenlikte düzelir
- Yetişkinlerde daha az yaygındır ancak travmatik olaylar, stres ve duygusal bozukluklarla ilişkilidir
- Genetik yatkınlık, ailede uyurgezerlik ve gece terörleri öyküsü olan bireylerde daha yaygındır
- Fiziksel hastalıklar, uyku bozuklukları (ör. uyku apnesi) ve madde kullanımı bu durumu tetikleyebilir
🔍 Ayırıcı Tanılar
- Epilepsi: NREM uyku bozuklukları bazen epilepsi nöbetleri ile karışabilir; EEG testi ile ayırt edilmelidir
- Obstrüktif uyku apnesi: Gece uykusunda uyanmalar olabilir ancak gece terörleri ve uyurgezerlik ile ilişkilidir
- Anksiyete bozuklukları: Geceleri uyanma, kaygı bozukluğu ile ilişkili olabilir, ancak bu tip bozukluklarda davranışlar tipik olarak tekrarlayıcı değildir
- Depresyon: Uykusuzluk ya da uyuma zorluğu, depresyon ile ilişkilidir ancak NREM uyku bozukluğu farklı bir klinik sunum sergiler
🎯 Müdahale ve Tedavi
1. Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT-I): Uykusuzluk ve stres yönetimi ile ilgili çalışmalarda etkili olabilir
- Aile terapisi: Çocuklar için ailelerin eğitilmesi gerekebilir
- Rahatlama teknikleri: Meditasyon, yoga ve gevşeme egzersizleri
2. Farmakoterapi
- Benzodiazepinler: Kısa süreli kullanımda etkili olabilir, ancak bağımlılık riski göz önünde bulundurulmalıdır
- Antipsikotikler: Gece terörleri tedavisinde clonazepam gibi ilaçlar kullanılabilir
- Melatonin agonistleri: Uyku düzenini iyileştirici etkiler sağlar
- Antidepresanlar: REM uykusu ile ilişkili bozukluklarda kullanılabilir
3. Uyku Hijyeni Eğitimi
- Düzenli uyku saati ve uyku ortamının karanlık ve sessiz olması
- Fiziksel aktivite: Günlük egzersiz yapılması, uykuya geçişi kolaylaştırabilir
- Kafein, alkol ve nikotinden kaçınılması gerekir
📚 Kaynakça
- American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders
- Schenck, C. H., & Mahowald, M. W. (2002). “Parasomnias.” Sleep Medicine Clinics, 5(1), 35–47.
- Blagrove, M., & Akehurst, L. (2009). “Parasomnias: Overview of diagnostic, etiological and treatment issues.” Journal of Sleep Research, 18(3), 241–248.
- APA (2023). Non-Rapid Eye Movement Sleep Arousal Disorder. www.psychiatry.org