İçerik

Cinsel İsteksizlik Bozukluğu (Sexual Interest/Arousal Disorder)

(DSM-5 Tanı Kodu: 302.71)

📌 Tanım

Cinsel İsteksizlik Bozukluğu, bireyin cinsel ilgisinin ya da uyarılmasının uzun süreli azalması veya kaybolmasıyla karakterize edilen bir cinsel işlev bozukluğudur. Bu bozukluk, cinsel düşünceler, fanteziler, cinsel davranışlar ve cinsel ilişkiden keyif alma konusunda belirgin bir azalma ile kendini gösterir. Cinsel uyarılma veya ilişki isteği azalır ve kişisel veya toplumsal işlevsellikte bozulmaya yol açabilir.

🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri

  1. Cinsel ilgi veya uyarılma ile ilgili aşağıdaki belirtiler (en az 6 ay süreyle) belirgin azalma ya da yokluk gösterir:
  1. Cinsel düşünceler ya da fantezilerde azalma

  2. Cinsel aktivitelerde azalma

  3. Cinsel ilişki isteğinin azalması

  4. Cinsel uyarılma ve orgazm olma isteğinde azalma

  1. Cinsel işlevsellikte bozulma, kişisel veya toplumsal düzeyde sıkıntıya yol açar.
  2. Bozukluk başka bir psikiyatrik hastalıkla ya da fiziksel bir sağlık sorunu ile açıklanamaz.

📈 Klinik Özellikler

  • Kadınlarda daha yaygındır, ancak erkeklerde de görülebilir

  • Duygusal bağlanma eksiklikleri, iletişim sorunları, psikolojik stres gibi faktörler bozukluğu tetikleyebilir

  • Depresyon, anksiyete ve cinsel travmalar sıkça eşlik eden bozukluklardır

  • Düşük libido, cinsel istek kaybı, cinsel ilgisizlik gibi semptomlar baskındır

  • Sosyal ve ilişkisel bozulmalar: Aile içi çatışmalar, partnerle iletişim problemleri bu bozukluğu daha da kötüleştirebilir

📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri

  • Kadınlar arasında prevalans: %30–40

  • Erkekler arasında prevalans: %10–15

  • Yaş: Yaşla birlikte azalma olabilir, ancak her yaşta görülebilir

  • Ailede cinsel işlev bozukluğu öyküsü, psikolojik travma, depresyon ve strese bağlı ilişkiler bu bozukluğun yaygınlığını artırabilir

🔍 Ayırıcı Tanılar

  • Depresyon: Depresyonun bir belirtisi olabilir ancak tedaviye cevap verilmediği durumlarda ayırt edilebilir

  • Cinsel travma: Geçmişteki travmalar cinsel isteksizliği tetikleyebilir ancak travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile karışmamalıdır

  • İlişkisel sorunlar: Partnerle uyumsuzluk, cinsel isteksizlikle ilişkilidir ancak bu, cinsel işlev bozukluğu değildir

  • Kişilik bozuklukları: Duygusal bağlanma eksiklikleri bazen kişilik bozuklukları ile ilişkilidir

🎯 Müdahale ve Tedavi

1. Psikoterapi

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Cinsel istekle ilgili olumsuz düşünceler değiştirilir

  • Çift terapisi: Partnerle cinsel iletişimi iyileştirmeye yönelik terapi

  • Seks terapisi: Cinsel işlev bozukluklarına yönelik teknik ve öneriler sunulur

  • Duygu düzenleme çalışmaları: Cinsel isteksizliği tetikleyen duygusal faktörlerin ele alınması

2. Farmakoterapi

  • Flibanserin (Addyi): Kadınlarda cinsel istek bozukluğunu tedavi etmek için kullanılan FDA onaylı ilaç

  • Testosteron tedavisi: Erkeklerde cinsel isteksizlik için bazen önerilebilir

  • SSRI’lar/SNRI’lar: Eşlik eden depresyon tedavisinde kullanılabilir, ancak cinsel yan etkileri olabilir

3. Destekleyici Yaklaşımlar

  • Cinsel sağlık eğitimi

  • Stres yönetimi teknikleri

  • Aile desteği ve sosyal destek sağlanabilir

📚 Kaynakça

  • American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders

  • Basson, R., & Brotto, L. A. (2016). “Sexual interest/arousal disorder in women: Assessment and management.” Current Sexual Health Reports, 8(3), 99–107.

  • Kommor, M., & Reichenberg, J. A. (2013). “Sexual dysfunction.” The American Journal of Psychiatry, 170(4), 343–346.

  • APA (2023). Sexual Interest/Arousal Disorder Resources. www.psychiatry.org



Cinsel Uyarılma Bozukluğu (Sexual Arousal Disorder)

(DSM-5 Tanı Kodu: 302.72)

📌 Tanım

Cinsel Uyarılma Bozukluğu, cinsel uyarılmaya karşı yetersiz bir yanıt gösterilmesi ile karakterize edilen bir cinsel işlev bozukluğudur. Bu bozukluk, cinsel ilişkiye girmek için gerekli olan fiziksel ve psikolojik uyarılma süreçlerinde sorunlar yaşanmasına yol açar. Cinsel istek olmasına rağmen, fiziksel uyarılma (örneğin, vajinal ıslaklık, ereksiyon) sağlanamayabilir.

🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri

  1. Cinsel uyarılma ile ilgili aşağıdaki belirtiler en az 6 ay süreyle yaşanır:
  1. Cinsel istek olmasına rağmen, yeterli cinsel uyarılma sağlanamaması

  2. Cinsel davranışlar sırasında fiziksel uyarılma eksikliği (örneğin vajinal ıslaklık, ereksiyon kaybı)

  3. Cinsel birleşme ya da cinsel etkinliklere katılım sırasında, fiziksel olarak uyarılma yaşanmaz.

  1. Bu durum, kişinin günlük işlevselliğinde sıkıntılara veya sosyal, mesleki, akademik bozulmaya yol açar.
  2. Bozukluk başka bir cinsel işlev bozukluğu ya da tıbbi bir sorunla açıklanamaz.

📈 Klinik Özellikler

  • Kadınlarda vajinal ıslaklık eksikliği, erkeklerde ise ereksiyon kaybı başlıca belirtilerdir

  • Cinsel uyarılmaya tepki vermemek, genellikle cinsel istek olmamasından farklıdır, çünkü kişi cinsel istek duyar, ancak fiziksel tepki gösteremez

  • Cinsel birleşme esnasında rahatlık hissi kaybolabilir, fiziksel olarak yeterli uyarılma sağlanamayabilir

  • Partnerle iletişim eksiklikleri, stres, depresyon, kaygı gibi faktörler bu bozukluğu tetikleyebilir

  • Cinsel yaşamda tatminsizlik ve psikolojik rahatsızlıklar bozukluğun diğer sonuçlarındandır

📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri

  • Kadınlarda prevalans: %10–20 civarındadır

  • Erkeklerde de benzer şekilde %10 civarında görülebilir, ancak kadınlarda daha sık görülür

  • Yaş faktörü: Genç erişkinlerde daha az yaygındır, ancak yaşla birlikte oran artabilir

  • Duygusal bağlanma eksiklikleri, mükemmeliyetçilik, psikolojik stres gibi faktörler risk faktörleri arasında yer alır

🔍 Ayırıcı Tanılar

  • Cinsel isteksizlik bozukluğu: Uyarılmaya tepki eksikliği yerine, cinsel ilgi kaybı söz konusudur

  • Cinsel ağrı bozuklukları (dyspareunia, vaginismus): Uyarılma eksikliği değil, fiziksel ağrı durumu baskındır

  • Anksiyete ve depresyon: Cinsel istek var fakat anksiyete nedeniyle uyarılma sağlanamaz

  • Cinsel travmalar: Geçmişteki travmalar cinsel uyarılmayı engelleyebilir

  • Obstrüktif uyku apnesi veya diğer tıbbi hastalıklar, ereksiyon problemlerine yol açabilir ve bu durum ayırt edilmelidir

🎯 Müdahale ve Tedavi

1. Psikoterapi

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT): Cinsel düşüncelerin ve davranışların yeniden yapılandırılması

  • Cinsel terapiler: Bireylerin ve çiftlerin cinsel yaşamlarında daha rahat hissetmelerini sağlamak için uygulanır

  • Çift terapisi: Partnerle iletişim becerileri geliştirilir, güven artırıcı terapiler

  • Eğitim ve farkındalık artırma: Cinsel sağlıklı bir yaşam biçimi oluşturulması için eğitimler verilir

2. Farmakoterapi

  • Testosteron tedavisi (erkekler için): Cinsel uyarılma bozuklukları tedavisinde kullanılır

  • Flibanserin (Addyi): Kadınlarda cinsel isteksizlik ve uyarılma bozukluğu tedavisinde FDA onaylıdır

  • Antidepresanlar: Eşlik eden depresyon tedavisinde kullanılır, ancak yan etkileri olabilir (SSRI’lar cinsel işlevi olumsuz etkileyebilir)

3. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri

  • Uyku düzeni, fiziksel egzersiz, beslenme ve genel sağlık durumunun iyileştirilmesi

  • Stres yönetimi tekniklerinin öğretilmesi

  • Cinsel sağlık eğitimi: Cinsel işlevi etkileyebilecek yanlış algıları düzelterek doğru bilgilerin verilmesi

📚 Kaynakça

  • American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders

  • Basson, R., & Brotto, L. A. (2016). “Sexual interest/arousal disorder in women: Assessment and management.” Current Sexual Health Reports, 8(3), 99–107.

  • Levine, S. B. (2004). “Sexual arousal disorders.” In Handbook of Clinical Sexuality for Mental Health Professionals (pp. 349–358). Brunner-Routledge.

  • APA (2023). Sexual Arousal Disorder Resources. www.psychiatry.org



Orgazm Bozukluğu (Orgasmic Disorder)

(DSM-5 Tanı Kodu: 302.73)

📌 Tanım

Orgazm Bozukluğu, bireyin cinsel uyarılma sırasında beklenen orgazmı başaramaması ya da zorlukla orgazm olması durumudur. Bu bozukluk, cinsel istek ve uyarılma seviyesinin yeterli olmasına rağmen orgazma ulaşamama ya da orgazm olamama olarak tanımlanır. Cinsel ilişki ya da mastürbasyon sırasında orgazmın sağlanamaması, kişinin psikolojik ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir.

🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri

  1. Cinsel uyarılma ve istek olmasına rağmen, aşağıdaki durumlardan biri en az 6 ay boyunca devam eder:
  1. Cinsel ilişki sırasında orgazma ulaşamama

  2. Mastürbasyon sırasında orgazm olamama

  3. Orgazm görülmeyen ya da zorlukla elde edilen bir hal alır.

  1. Bu durum kişinin günlük işlevselliğini olumsuz etkiler (örn. stres, ilişkisel bozulmalar).
  2. Orgazm bozukluğu başka bir tıbbi durumla veya psikiyatrik bir bozuklukla (örn. depresyon, anksiyete) açıklanamaz.

📈 Klinik Özellikler

  • Kadınlarda daha yaygındır, ancak erkeklerde de görülebilir

  • Cinsel istek ve uyarılma normaldir, ancak orgazma ulaşmada zorluk yaşanır

  • Zaman zaman geçici olabilir, ancak bazı bireylerde kronikleşebilir

  • Cinsel ilişkide tatminsizlik ve psikolojik stres bozukluğun yaygın sonuçlarıdır

  • Eşlik eden bozukluklar: Depresyon, anksiyete, ilişki problemleri sıkça görülür

📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri

  • Kadınlarda: Ortalama oran %10–15 civarındadır

  • Erkeklerde: Oran daha düşüktür, ancak yaşla birlikte artabilir

  • Yaş: Oran genellikle 40 yaş ve üzeri bireylerde daha yaygındır

  • Cinsel travmalar, ailede cinsel işlev bozukluğu öyküsü ve ilişkisel stres faktörleri bu durumu tetikleyebilir

  • Duygusal bağlanma eksiklikleri, fiziksel sağlık sorunları ve depresyon da risk faktörlerindendir

🔍 Ayırıcı Tanılar

  • Cinsel isteksizlik bozukluğu: Burada cinsel ilgi yoktur, ancak orgazm bozukluğunda ilgi vardır

  • Cinsel travmalar: Travmalar, orgazm bozukluğuna neden olabilir ancak bu durumun özel olarak cinsel işlev bozukluğu olması gereklidir

  • Duygusal bozukluklar: Depresyon ve kaygı, cinsel işlevi etkileyebilir, ancak orgazm bozukluğu daha özgül bir bozukluktur

  • Vajinismus veya dispareunia (cinsel ilişki sırasında ağrı): Bu bozukluklarda ağrı da söz konusu olabilir, ancak orgazm bozukluğunda bu etken yoktur

🎯 Müdahale ve Tedavi

1. Psikoterapi

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT): Orgazm bozukluğunun tedavisinde en etkili terapi yaklaşımlarından biridir

  • Cinsel terapi: Bireysel veya çift terapisi, duygusal ve psikolojik engellerin aşılmasına yardımcı olabilir

  • Aile terapisi: İletişim sorunları ve cinsel güven oluşturulmasına yardımcı olabilir

  • Duygusal farkındalık çalışmaları ve beden algısı terapisi de yardımcı olabilir

2. Farmakoterapi

  • Flibanserin (Addyi): Kadınlarda cinsel istek ve uyarılma artırıcı olarak onaylı ilaç

  • Testosteron tedavisi (erkeklerde): Erkeklerde cinsel uyarılmayı ve orgazmı iyileştirmek için kullanılabilir

  • Antidepressanlar (SSRI’lar): Eşlik eden depresyon tedavisinde kullanılabilir, ancak bazı SSRI’lar orgazm süresini uzatabilir

  • Dopamin agonistleri: Cinsel işlevi artırmak için kullanılabilir

3. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri

  • Stres yönetimi teknikleri: Yoga, meditasyon ve rahatlama egzersizleri

  • Cinsel sağlık eğitimi ve farkındalık: Cinsel organların doğru kullanımı, orgazm için gereken bedensel değişikliklerin anlaşılması

  • Fiziksel egzersiz ve sağlıklı beslenme: İyi bir genel sağlık cinsel işlevi de iyileştirebilir

📚 Kaynakça

  • American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders

  • Basson, R., & Brotto, L. A. (2016). “Sexual interest/arousal disorder in women: Assessment and management.” Current Sexual Health Reports, 8(3), 99–107.

  • Masters, W. H., & Johnson, V. E. (1966). Human Sexual Response. Boston: Little, Brown and Company.

  • APA (2023). Orgasmic Disorder Resources. www.psychiatry.org




Prematür Ejakülasyon (Premature Ejaculation)

(DSM-5 Tanı Kodu: 302.73)

📌 Tanım

Prematür ejakülasyon, cinsel ilişki sırasında, istenmeden, beklenenin çok önce gerçekleşen ejakülasyon ile tanımlanır. Bu durum, cinsel tatminin ve partnerle cinsel ilişkilerin kalitesinin bozulmasına yol açabilir. Prematür ejakülasyon, sadece cinsel istek, uyarılma ve kontrol kaybı ile ilgili değil, aynı zamanda bireyin cinsel ilişki sırasında uzun süreli ejakülasyon kontrolünü elde edememesi ile de ilgilidir.

🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri

  1. Cinsel ilişki sırasında ejakülasyon, beklenenden çok önce (yaklaşık 1 dakika içinde veya cinsel penetrasyondan hemen sonra) meydana gelir.
  2. Ejakülasyonun kontrol edilememesi, sürekli bir durumdur ve en az 6 ay süreyle devam eder.
  3. Bu durum kişinin sosyal, mesleki, ya da diğer işlevsellik alanlarında sıkıntılara yol açar.
  4. Prematür ejakülasyon, başka bir psikiyatrik bozukluk, tıbbi durum veya madde kullanımına bağlı olarak açıklanamaz.

📈 Klinik Özellikler

  • Cinsel uyarılma ve istek genellikle normaldir, ancak ejakülasyon kontrolü sağlanamaz

  • Ejakülasyon süresi, cinsel ilişki sırasında yalnızca birkaç saniye sürebilir

  • Birey ve partner sosyal ve psikolojik stres yaşar, bu da ilişki sorunlarına yol açabilir

  • Genetik faktörler ve psikolojik faktörler (anksiyete, depresyon) önemli etkenler olabilir

  • Erkeklerde yaygın, ancak genellikle tedaviye yanıt veren bir durumdur

  • Eşlik eden bozukluklar: Cinsel tatminsizlik, kaygı, düşük özsaygı

📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri

  • Prevalans: Erkeklerde %20–30 civarında yaygınlık görülmektedir

  • Yaş: Genellikle genç erişkinlerde daha yaygındır

  • Psikolojik faktörler: Performans kaygısı, partnerle ilişki sorunları gibi faktörler tetikleyebilir

  • Genetik ve biyolojik faktörler: Aile öyküsü, sinirsel aktivite düzenlenmesindeki bozukluklar da etkileyebilir

🔍 Ayırıcı Tanılar

  • Erektil disfonksiyon: Erektil disfonksiyon, cinsel ilişki sırasında ereksiyon sağlanamama ile ilgilidir, ejakülasyon kontrolüyle ilgili değildir

  • Cinsel istek bozukluğu: Prematür ejakülasyon, cinsel istek kaybından farklıdır; burada, cinsel istek vardır ancak ejakülasyon kontrolü yoktur

  • Vajinismus veya cinsel ağrı bozukluğu: Bu bozukluklarda ağrı ve kasılma hakimdir, prematür ejakülasyonla karışmamalıdır

  • Değişken ejakülasyon süresi: Normalde ejakülasyon süresi kişi ve partner arasında değişebilir, ancak süre çok kısa olduğunda prematür ejakülasyon tanısı konabilir

🎯 Müdahale ve Tedavi

1. Psikoterapi

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT): Cinsel kaygılarla başa çıkma, performans baskısını azaltma, cinsel tatmin artırma

  • Çift terapisi: Partnerle iletişim becerilerinin geliştirilmesi, karşılıklı anlayış

  • Duygusal düzenleme ve gevşeme egzersizleri: Anksiyete azaltıcı çalışmalar

  • Seks terapisi: Ejakülasyon kontrolünü artırıcı egzersizler ve stratejiler

2. Farmakoterapi

  • SSRI’lar (Fluoksetin, Sertralin): Prematür ejakülasyon tedavisinde yaygın olarak kullanılan ilaçlar

  • Topikal anestezikler (lidokain, prilokain): Penis başına uygulanan, geçici olarak duyarlılığı azaltan ilaçlar

  • Dapoksetin: FDA onaylı, özellikle erken ejakülasyonu tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır

3. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri

  • Egzersiz ve stres yönetimi: Düzenli egzersiz yapmak ve stresle başa çıkma teknikleri öğrenmek

  • Fiziksel rahatlama: Vajinal kas gevşemesi ya da partnerle daha uzun süreli uyarı sağlamak

  • Cinsel sağlık eğitimi: Cinsel aktivitelerde denetim ve rahatlama stratejileri

  • Alkol ve madde kullanımının sınırlandırılması

📚 Kaynakça

  • American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders

  • Pfaus, J. G., & Beasley, J. (2009). “Premature ejaculation: A review of the literature on pharmacologic treatment and other therapeutic interventions.” Journal of Sexual Medicine, 6(4), 859–873.

  • McMahon, C. G. (2007). “Premature ejaculation: A review of treatment options.” Urologic Clinics of North America, 34(4), 561–573.

  • APA (2023). Premature Ejaculation Resources. www.psychiatry.org

 

Cinsel Ağrı Bozuklukları (Dyspareunia ve Vaginismus)

(DSM-5 Tanı Kodu: 302.72 ve 302.74)

📌 Tanım

Cinsel ağrı bozuklukları, cinsel ilişki sırasında ağrı ve rahatsızlık hissiyle karakterize edilen bir grup bozukluktur. Bu bozukluklar, cinsel ilişkiyi imkansız hale getirebilir ya da bireyi cinsel ilişkiye girmekten alıkoyabilir. Dyspareunia ve Vaginismus, bu bozuklukların en yaygın iki türüdür.

🧠 DSM-5 Tanı Kriterleri

Dyspareunia (Cinsel Ağrı)

  1. Penetrasyon sırasında veya sonrasında ağrı hissi, cinsel ilişkiyi zorlaştırır ve ya da imkansız hale getirir.
  2. Bu ağrı durumu, cinsel ilişkiye giren kişiyi psikolojik olarak rahatsız eder ve cinsel işlev bozukluğuna yol açar.
  3. Ağrı, fiziksel bir durum (örn. vajinal enfeksiyon, kist, düşük östrojen) ya da başka bir sağlık sorunu ile açıklanamaz.

Vaginismus (Vajinal Spazm)

  1. Vajinal kasların istemsiz kasılması nedeniyle cinsel penetrasyon zorlaşır ya da tamamen imkansız hale gelir.
  2. Bu kasılmalar, psikolojik faktörler (korku, stres) nedeniyle tetiklenir.
  3. Vajinal spazmlar cinsel ilişkiye girmeye yönelik herhangi bir fiziksel engelleme oluşturur ve ilişkiyi imkansız kılar.

📈 Klinik Özellikler

  • Dyspareunia: Vajinal, vulvar ya da pelvik ağrı şeklinde olabilir ve çoğu zaman penetrasyon sırasında ya da sonrasında hissedilir. Kadınlarda daha yaygındır.

  • Vaginismus: Vajinal kasların istemsiz kasılması nedeniyle, penetrasyon sırasında şiddetli ağrı hissi oluşur, ancak genellikle cinsel ilişkiye girişim sırasında bu kasılmalar meydana gelir.

  • Vaginismus psikolojik kökenlidir ve genellikle korku, kaygı, ailevi geçmiş, travmatik deneyimler ya da geçmiş cinsel travmalar ile ilişkilidir.

  • Bu bozukluklar, depresyon, anksiyete ve stresle ilişkilendirilebilir.

📊 Yaygınlık ve Risk Faktörleri

  • Dyspareunia: Kadınlar arasında yaygın olup, özellikle postmenopozal kadınlar arasında görülür. Yetersiz lubrikasyon, enfeksiyonlar, genital travmalar gibi fiziksel etmenler rol oynar.

  • Vaginismus: Genellikle genç kadınlarda ve ilk cinsel deneyimde görülebilir. Ancak, travmatik geçmiş veya cinsel ilişkiye dair korku gibi psikolojik faktörlerin etkisi büyüktür.

  • Risk faktörleri:

    • Cinsel travma ve kötüleşmiş cinsel deneyimler

    • Eş ilişkilerindeki sorunlar

    • Aile içi iletişim eksiklikleri

    • Sosyal baskılar ve cinsellikle ilgili kültürel tabu ve korkular

🔍 Ayırıcı Tanılar

  • Genital enfeksiyonlar veya hastalıklar: Vajinal enfeksiyon, cinsel hastalıklar veya pelvik hastalıklar ağrıyı tetikleyebilir, bu yüzden fiziksel muayene gereklidir

  • Vajinismus ve psikolojik bozukluklar: Cinsel travmalar ya da psikolojik engeller nedeniyle vajinal kasılmalarla karşılaşıldığında, bu, başka psikolojik bozukluklardan kaynaklanabilir.

  • Ağrı bozuklukları (fibromyalji): Vajinal ya da pelvik bölgede ağrı varsa, genel vücut ağrısı da olabilir; ancak dyspareunia’da odak noktası özellikle cinsel penetrasyondur.

🎯 Müdahale ve Tedavi

1. Psikoterapi

  • Cinsel terapi: Cinsel korku ve kaygıyı ele almak için yapılır. Birey ve partner arasındaki iletişim artırılır ve cinsel ilişkiyle ilgili engelleri aşmalarına yardımcı olunur.

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT): Psikolojik engelleri ve korkuları yenmek için etkili bir terapi yöntemidir.

  • Aile terapisi: Çiftlerin cinsel ilişkilerindeki psikolojik engelleri aşabilmek için terapistler eşliğinde yapılabilir.

2. Farmakoterapi

  • Vajinal lubrikantlar ve östrojen tedavisi: Vajinal kuruluk nedeniyle ağrı yaşayan kadınlar için kullanılır

  • Ağrı kesiciler ve kas gevşetici ilaçlar: Kas spazmları ve ağrıyı hafifletmek için kullanılabilir

  • Topikal anestetikler: Vajinal kasılmalar ve ağrıyı hafifletmek için lokal ilaçlar kullanılabilir

3. Fiziksel Terapi

  • Pelvik taban terapisi: Vajinal kasların gevşetilmesi ve kasılmaların kontrol edilmesi amacıyla yapılan terapilerdir.

  • Kegel egzersizleri: Vajinal kasların güçlendirilmesine yardımcı olur ve cinsel işlevi iyileştirebilir.

📚 Kaynakça

  • American Psychiatric Association. (2013). DSM-5: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders

  • Harlow, S. D., et al. (2013). “Vaginismus: A comprehensive review of diagnosis, treatment and clinical management.” Journal of Sexual Medicine, 10(2), 229–246.

  • Leiblum, S. R., & Rosen, R. C. (2000). Principles and Practice of Sex Therapy. The Guilford Press.

  • APA (2023). Dyspareunia and Vaginismus Resources. www.psychiatry.org



Cinsiyet Disforisi (Gender Dysphoria)

Tanım

Cinsiyet Disforisi, bireyin atanmış biyolojik cinsiyetiyle deneyimlediği cinsiyet kimliği arasında belirgin ve kalıcı bir uyumsuzluk yaşaması durumudur. Bu uyumsuzluk, kişinin önemli ölçüde sıkıntı (distres) yaşamasına ya da işlevsellikte bozulmaya yol açar. DSM-5’te bu tanı, önceki DSM sürümlerindeki “Cinsiyet Kimliği Bozukluğu” tanımının yerini almış ve damgalayıcı olmayan bir biçimde yeniden çerçevelendirilmiştir.

Tanı Ölçütleri (DSM-5’e göre)

Çocuklar için tanı ölçütleri (en az 6 ay süren ve aşağıdaki belirtilerden en az 6’sının gözlemlenmesi gerekir):

  1. Karşı cinsten olma isteği ya da karşı cinsmiş gibi davranma ısrarı.

  2. Karşı cinsin giyimine yoğun ilgi ve tercihler.

  3. Karşı cinsin rollerine yönelik güçlü tercihler (oyunlar, fanteziler vb.).

  4. Karşı cinsin oyuncaklarına, oyunlarına yönelim.

  5. Karşı cinsle arkadaşlık ilişkilerine yoğun yönelim.

  6. Kendi anatomik özelliklerinden yoğun bir tiksinti ya da ret.

  7. Karşı cinsin birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerine sahip olma arzusu.

  8. Kendi cinsiyet özelliklerinin gelişmesini istememe (ergenlik öncesi çocuklarda).

Ergen ve yetişkinler için tanı ölçütleri (en az 6 ay süren ve aşağıdaki belirtilerden en az 2’sinin gözlemlenmesi gerekir):

  1. Atanmış cinsiyetten güçlü ve kalıcı bir uzaklaşma.

  2. Karşı cinsiyetle güçlü bir özdeşleşme arzusu.

  3. Karşı cinsiyet gibi yaşama isteği.

  4. Kendi birincil/ikincil cinsiyet özelliklerinden belirgin rahatsızlık.

  5. Karşı cinsin cinsiyet özelliklerine sahip olma arzusu.

  6. Bu uyumsuzluğun günlük yaşamda belirgin sıkıntıya ya da işlevsellik kaybına yol açması.

Ayırıcı Tanı

  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Cinsel kimlik karmaşası, travmatik yaşantılarla ilişkili olabilir.

  • Şizofreni: Sanrılarla karıştırılmamalıdır.

  • Fetişistik bozukluklar: Cinsel yönelimle ilgili ayrımlara dikkat edilmelidir.

  • Transvestizm: Cinsiyet kimliği ile ilgili değil; kıyafet tercihi temellidir.

  • Otizm Spektrum Bozukluğu: Takıntılı ilgi alanları ile karıştırılmamalıdır.

Eş Tanılar

  • Anksiyete bozuklukları

  • Depresif bozukluklar

  • Yeme bozuklukları

  • Travma sonrası stres bozukluğu (PTSD)

  • Otizm spektrum bozukluğu (özellikle çocuklarda)

Klinik Özellikler

  • Cinsiyet kimliğiyle ilgili erken yaşta başlayan belirgin huzursuzluk.

  • Sosyal izolasyon, zorbalığa maruz kalma, dışlanma.

  • Öz kıymet düşüklüğü ve beden imajı sorunları.

  • Ergenlik döneminde intihar riski artışı.

  • Kimlik gelişiminde zorluklar.

Tedavi ve Müdahale Yaklaşımları

  1. Psikoeğitim: Kişiye ve ailesine cinsiyet kimliği konusunda bilgilendirme yapılır.

  2. Destekleyici psikoterapi: Bireyin duygusal zorlukları ile başa çıkmasına yardımcı olunur.

  3. Aile terapisi: Özellikle çocuk ve ergenlerde ailenin desteği tedavide kritiktir.

  4. Hormonal tedavi: Ergenlik baskılayıcı ya da karşı cinsiyete uygun hormon terapileri uygulanabilir.

  5. Cerrahi müdahaleler: Yetişkinlerde cinsiyet geçiş ameliyatları tercih edilebilir.

  6. Toplumsal destek: Okul, iş ortamı ve sosyal çevrede kabul ve destek büyük önem taşır.


Kaynakça

  1. American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing.

  2. World Professional Association for Transgender Health. (2012). Standards of Care for the Health of Transsexual, Transgender, and Gender Nonconforming People (7th Version).

  3. Zucker, K. J. (2017). Epidemiology of gender dysphoria and transgender identity. Sexual Health, 14(5), 404–411.

  4. Drescher, J. (2010). Queer diagnoses: Parallels and contrasts in the history of homosexuality, gender variance, and the Diagnostic and Statistical Manual. Archives of Sexual Behavior, 39(2), 427–460.

  5. Coleman, E., et al. (2012). Standards of care for the health of transsexual, transgender, and gender-nonconforming people, version 7. International Journal of Transgenderism, 13(4), 165–232.